Mahsa Jîna Amini'nin ölümünün 1'inci yılı: '79 gazeteci tutuklandı'

RSF, İran'da Mahsa Jîna Amini'nin gözaltında katledilmesinden bu yana geçen bir yılda 31'i kadın 79 gazetecinin tutuklandığını açıkladı, tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), İran'da 'ahlak polisi' tarafından gözaltına alındıktan üç gün sonra hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Jîna Amini'nin ölüm yıldönümü yaklaşırken Amini'nin ölümünü izleyen protestolardan bu yana gazetecilere yönelik gelişen baskılara ilişkin bir rapor hazırladı. 31'i kadın 79 gazetecinin tutuklandığını açıklayan RSF, İran’da tutuklu tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.

Amini’nin katledilmesi ve ardından gelişen toplumsal eylemleri mercek altına alan RSF, habercilerin 'dehşet verici bir baskı' ile karşı karşıya kaldıklarını bildirdi. Uluslararası RSF'nin açıklamasına göre, Amini'nin hayatını kaybettiği 16 Eylül'den bu yana geçen bir yılda 79 gazeteci gözetim altına alındı, bu kişilerin 12'si 'kırılgan şekilde' tahliye edildi. RSF, konuya ilişkin olarak, “İran rejimi, gazetecilere karşı çok çeşitli cezai müeyyideyi kapsayan gerçek bir müeyyide labirenti oluşturmuş durumda” yorumunu yaptı.

'KADIN GAZETECİLER İÇİN DÜNYANIN EN BÜYÜK HAPİSHANELERİNDEN BİRİ'

"İran, son yılda, kadın gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanelerinden biri haline geldi" diyen RSF, "Gerekçeleri genelde belirsiz gözaltı uygulamaları çoğu kez de 'devlete karşı propaganda'ya dayandırılır. Bazen buna, ağırlaştırıcı faktör olarak 'yasadışı gösteri', 'devlet güvenliğini tehlikeye atmak' veya 'düşman ülkeyle işbirliği' gibi suçlamaların da eklendiği olur. İran’da hapishanede tutulan 24 gazeteciden yarısı, Mahsa Amini için düzenlenen eylemlerden sonra tutuklandı" bilgisini paylaştı.

 RSF, tutuklu gazetecilerin durumuyla ilgili ise şu bilgileri paylaştı:

"Gazeteciler tutuklandıktan sonra, İran yargısının karanlık dehlizlerinde sıkışıp kalırlar. Fiziki ve psikolojik şiddet, adli yolsuzluk ve bürokratik tıkanıklıklar mahpus gazetecileri bir baskı labirentine kapatmak için peşi sıra devreye girer. Bazen saatlerce gözden kaybolup, yakınlarının sonrada tecride alındıklarını öğrendiği de olur. Duruşma gündeme geldiği durumlarda ise, duyurulan tarihin sonradan iptal edilebildiği, duruşmaların önceden gazetecilerin avukatlarına duyurulmadığı ya da bunun son dakikada tebliğ edildiği durumlar da yaşanıyor. Genelde durumlar muğlak bırakılıyor."

DAGHER: MEYDAN OKUYAN GAZETECİLER VAR

RSF Ortadoğu Bürosu temsilcisi Jonathan Dagher, karmaşıklığına rağmen İran iktidarının geliştirdiği baskı labirentinin basit tek bir formüle hizmet ettiği görüşünü dile getirdi.

Dagher, RSF’nin açıklamasında, “Ya gazeteciler kendilerini sansürler ya da tutuklanırlar. Ancak tutuklamaların da sonu gelmiyorsa bu demektir ki, halen bu formüle meydan okumayan devam eden gazeteciler var. İranlı yetkilileri, keyfi yargılamalara son vermeye, basına yönelik engelleri kaldırmaya, kitlesel eylemlerden beri tutuklanan 12’si dahil olmak üzere bugün itibariyle İran’da mahpus tüm gazetecileri serbest bırakmaya çağırıyoruz” dedi.

5 GAZETECİ KADIN HALEN TUTUKLU

RSF, İran'da tutuklanan kadın gazetecilerin beşinin halen tutuklu olduğu bilgisini paylaştı. "Onlar olmasa, Amini’nin ölümü sonrası gelişen 'Kadın, Hayat, Özgürlük' başlıklı toplumsal itirazlar hak ettiği gibi gündeme gelemezdi" diyen RSF'nin aktardığına göre, tutuklu beş kadının isimleri şöyle: Niloofar Hamedi, Elaheh Mohammadi, Nazila Maroufian, Farzaneh Yahya-Abadi, Vida Rabbani. (DIŞ HABERLER)