Kürt müziğinin genç sesi Evîn Dulek: Ma Music’te büyüdüm

'Fadikê' şarkısı ile Kürtçe müzikte sesini duyuran Evîn Dulek, hayallerinin Ma Music’te gerçekleştiğini söylüyor: "Ma Music’i çok övdü diyecekler ama ben burada büyüdüm."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Yatılı okulda okuduğu yıllarda müzik hocası “Hem sesi güzel hem de zeki” demiştir onun için. Okulda düzenlenen etkinliklerde koroda yer alarak, 'Ayvası Var Narı Var' gibi türküler söylemiştir. Geçmiş zaman, gülerek ve hafif alaycı anlatıyor yatılı okuldaki müzik eğitimini. “Çünkü bize hiç müzik öğretmediler, sadece şarkı ezberletip söylettiler” diyor. Esas müzik eğitimini Aram Tigran Kent Konservatuarı’nda almaya başladığını ve Ma Music’te devam ettiğini belirterek.

Kendisiyle ilgili bu bilgileri, değişik etkinliklerde söylediği 'Fadikê', 'Yar Gijlokê' gibi şarkılardan tanıdığımız Evîn Dulek veriyor. İki yaşındayken babasını kaybetmiş Evîn. Annesi Xerîb (Garip) 6 kızıyla bir başına kalmış. Birçok işte çalışarak kızlarına bakmaya çalışmış Xerîb. Ekonomik gücü yetmese de kızlarının okumasını istemiş ve onları yatılı okula vermiş. Evîn, yatılı okul günlerini hiç iyi hatırlamıyor: “Dünyayla ilişkimiz kopuktu. Verdikleri eğitimle robot yetiştiriyorlardı. Bu kalıpların dışına çıkmak çok zordu.”

Neyse ki ablaları mezun olunca annesi onu da almış okuldan ve Siverek’te liseye yazdırmış Evîn’i. Annesi Xerîb, bu sırada bir doktorun yanında çalışıyor. Evîn, “Karı koca doktordular. Benim ikinci anne babam gibiydiler. Çocuklarıyla birlikte büyüdük” diyerek çocukluğunun güzel zamanlarını hatırlıyor.

“Annem partinin (HDP) ilçe eşbaşkanlığını yaptı” diyen Evîn, lise yıllarında Kürt meselesine duyarlı politik bir çocuk olduğunu da vurgulamış oluyor. 2015’te Bitlis’te üniversite okuduğu sırada Kobanê direnişi, ardından Sur ve diğer illerde meydana gelen olaylar birçok genç gibi onu da okumaktan soğuttu. Okulu bırakıp Siverek’e döndü. Bir süre değişik işlerde çalıştı ama ele avuca sığmaz ruhu, feodal diye nitelendirdiği Siverek’e sığmıyordu.

ARAM TİGRAN KENT KONSERVATUARI

Bu sırada Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Aram Tigran Kent Konservatuarı’ndan hocalar, Siverek’te Evîn’in annesi Xerîb ile tanışıyorlar: “Konservatuar hocaları partide annemle tanışıyorlar. Yetenekli öğrenciler aradıklarını söylüyorlar. Annem de ‘Benim bir kızım var, sesi güzeldir. Okulu da bıraktı zaten, alın onu götürün’ diyor.”

Diyarbakır’a geliyor Evîn, hocalarla görüşüyor, öğrenci olmak için başvuruda bulunuyor. Siverek’e döndükten bir süre sonra konservatuardan arıyorlar, başvurun kabul edildi, diye bilgi veriyorlar.

Konservatuarda bir yıl boyunca çok şey öğreniyor Evîn. Müzik teorisiyle ilk burada tanışıyor, yanı sıra enstrüman dersi almaya başlıyor.

Bir yılın sonunda belediyelere kayyım atanıyor. Aram Tigran Kent Konservatuarı’nın içeriği değiştiriliyor. Evîn, yeni işleyişe karşı olduğu için, birçok arkadaşıyla birlikte konservatuarı terk ediyor. Ama bu o kadar kolay bir karar olmamıştır elbette. Evîn, “Biz orada sadece müzik dersi almıyorduk, hayatı da keşfediyorduk. Her konuda konuşabileceğimiz hocalarımız, arkadaşlarımız vardı. Hâlâ konservatuarın önünden geçerken yüreğim sızlıyor” diyor.

ARAM TİGRAN’IN KÜLLERİNDEN DOĞAN MA MUSİC

Konservatuar macerası bitince tekrar Siverek’e dönüyor Evîn. Kürt kültürüne, diline ve müziğine emek veren arkadaşlarının bir arayış içinde olduğundan haberdardır ama nasıl bir çıkış yapılacağını henüz kimse bilmiyordur. Darbe girişimi ile ilan edilen Olağanüstü Hal, kente bir kabus gibi çökmüştür çünkü. Birçok sivil toplum kurumu kapatılmış, binlerce insan bir anda işsiz kalmış, kültür sanat etkinlikleri sıfıra inmiştir.

Böyle bir zamanda, büyük çoğunluğu Aram Tigran Kent Konservatuarı emekçisi olan bir grup, Ma Music’i inşa etmek için kolları sıvıyor. Eğitmenler, öğrenciler, öğrenci velileri, iş çevreleri… Herkesin ortak maddi manevi emeği ile daha önce beyaz eşya mağazası olan binayı yeniden dizayn ediyorlar. Evîn, Ma Music’in oluşum sürecini, “Binayı istediğimiz hale getirebilmek için herkes çalıştı. Kimi para verdi, kimi inşaatta çalıştı. Kimi zaman aç kaldık ve ‘bu işi yapamazsınız’ diyenler oldu ama moralimizi bozmadık Ma Music kuruldu” sözleriyle anlatıyor.

EVÎN MÜZİK EĞİTMENİ OLDU

Ma Music, 3 Mart 2017’de kuruldu. “Ma” Zazacada "anne" demek, Kurmancîde ise "kaldı", "kalan" anlamına geliyor. Metafor olarak bir anne şefkatini ve her şey, herkes gitse de ısrarla ideallerinin arkasında duranı temsil ediyor “ma”. Ma Music, asimilasyon politikalarına karşı bir direniş mevzisi ve bu iddiasını 5 yıldır sürdürüyor.

Evîn, müzik eğitimini burada tamamladı. Eğitmen ve müzisyen olarak çalışmalarını burada sürdürüyor. Ma Music’in önemli özelliklerinden biri de budur zaten. Burada eğitimini tamamlayanlar daha sonra gönüllülük temelinde eğitmen olarak kalabiliyorlar. 26 kişilik bir eğitmen ekibi var Ma Music’in ve bunlardan 23’ü buradan mezun.

MA MUSİC YA DA BİR MUCİZE

Aslında Ma Music, belki dünyada çok az örneği olan bir başarıya imza attı. “Herkes için müzik, her yerde müzik” felsefesi ile kurulan Ma Music, çok dilliliği, çok kültürlülüğü ötelemeden akademik düzeyde anadilde müzik eğitimi veriyor. Çocuklar ve gençler, haftanın 5 günü dünya müzik tarihi, Kürt müziği tarihi, Kürt ve dünya müzik formları, orkestra, repertuar, solfej, enstrüman dersleri alıyorlar. Kolektif bir emekle kuruldu ve bu şekilde yoluna devam ediyor.

Ma Music öğrencileri ile kurslara katılanların sayısı şu anda 600 civarında. Buradan yetişenlerin 5 yılda kurduğu orkestraların çalışmaları da ilgiyle takip ediliyor. Ma Müzik Orkestrası’nda Kürtçenin Kurmanci, Sorani, Zazaki, Hawrami, Lori, Kelhori lehçelerindeki geleneksel ezgileri yeniden aranje ederek dinleyicilere sunuyor. Koma Ma, kadınlardan oluşan Jin Ma, Ma Çocuk Orkestrası… Bütün bunlara, çocuklara anne karnında müzik eğitimi vermeyi hedefleyen Zarok Ma’yı da ekleyince, Ma Music için neden mucize dediğimiz daha iyi anlaşılır sanıyorum.

Evîn, “Evet, bu bir mucize gibi” diyor ve ekliyor: “Ma Music kurulduğunda bazı kuşkularımız vardı, acaba öğrenciler gelir mi, diye. Meğer öğrenciler ve aileleri böyle bir kurumun açılmasını bekliyormuş. Kayıt yapmakla kalmadılar, Ma Music’i kolektif bir güçle inşa ettiler ve bugüne kadar ayakta tuttular. Hedeflerimizi büyütmemiz de bu gücün verdiği moralle oldu.”

HAYALLERİN GERÇEKLEŞTİĞİ YER

Evin, “Bu mucizevi mekandaki çalışmalarda yer almak elbette beni mutlu ediyor. Burada hem ben hem öğrenciler kendimizi evimizde hissediyoruz. Ma Music’in sloganı da bu yöndedir zaten. Hayallerim vardı ve onları burada gerçekleştirdim” diyor.

Evîn, müzik eğitimi almadan önce, birçok sanatçının yanı sıra Kardeş Türküler ve Mikail Aslan hayranıdır. “Burada hayallerimi gerçekleştirdim” derken, Amida Konserleri sırasında Kardeş Türküler ile birlikte şarkı söylemesinden söz ediyor. Mikail Aslan ile sahneye çıkmasını ise şöyle anlatıyor: “Gece aradılar, ‘Yarın Mikail Aslan ile 3 şarkı söyleyeceksin’ dediler. Ne yapacağımı şaşırdım sevinçten. Ama hiç hazırlıklı değildim. Sabah saatlerine kadar 3 şarkıyı çalıştım. Ertesi gün Mikail Aslan’la şarkıları birlikte söyledik. Çok heyecanlıydım ama küçük teknik sıkıntılar dışında çok güzel bir konser oldu ve benim hayalim gerçekleşti.”

‘FADİKÊ’NİN HİKAYESİ

Evin, 'Fadikê' şarkısını Amida Konserleri sırasında okudu ve bunun için çekilen klip pek çok kişiye ulaştı. Şarkının sözleri ne anlatıyor bilmeseniz de müzik sıcak ve buruk bir aşkı hissettiriyor.  

Evîn, sözleri Zazaca olan 'Fadikê' şarkısını Rojhilatlı orkestra şefi Ramîn Rebî’î’ye götürüyor, “Bunu ben okumak istiyorum” diyerek. Rebî’î şarkıyı seviyor ve yeniden aranje ediyor.

“Bu şarkıyı çok sevmiştim” diyor Evîn: “Ama hikayesi, çocuk yaşta evlilikleri anlattığı için trajiktir. Şarkının ilginç yanı ise şöyle: Ahmet Sarıgül bu şiiri eşi için yazmış. Evlendiğinde eşinin yaşı çok küçükmüş, sokakta oyun oynuyormuş. Şiir bunu anlatıyor. Daha sonra Hawar Tornêcengi bu şiiri besteliyor. Bugüne kadar birçok sanatçı okudu bu şarkıyı.”

'Fadikê' şarkısı Evîn’in klibiyle birlikte yeniden yaygınlaştı. Ama buna sevinse de Evîn, kadınların çocuk yaşta evlendirilmesine yönelik eleştirilerini de dile getiriyor.

26 ŞUBAT’TA BÜYÜK KONSER

Evîn’le uzunca bir sohbetimiz oldu. Sıra Ma Music’in yakın zamanda yapacağı etkinliklere geldi. Ma Music, korona pandemisi nedeniyle daha önce düzenlediği 'Müzik Günleri' etkinliklerine ara vermişti. Bu yıl Kürt kaval ustası Egîdê Cimo’ya adanan 'Müzik Günleri', çocuk öğrencilerin verdiği ve 3 gün süren konserlerle başladı. Konserlerin sonuncusu 26 Şubat’ta Ava Düğün Salonu’nda gerçekleşecek. Ma orkestra ve Dicle Fırat Kültür Merkezi sanatçılarının birlikte vereceği konserin bilet fiyatları, Evîn’in dediğine göre, uygun olacak. “Öyle 100-200 lira değil, 30 lira olacak. Çünkü biz para için değil, halkımızla bir araya gelmek için konser veriyoruz” diyor Evîn.

Yakın zamanda Ma Music’in bir de albüm çalışması olacak. İlk şarkılar okunmaya başlamış. Evîn de bu albümde iki şarkıyla yer alacak.

Söyleşi biterken Evîn, “Evîn saatlerce Ma’yı, arkadaşlarını överek anlatmış, diyecekler” diyor gülerek. Sahiden de kendisinden çok Ma Music’i, “Babam” dediği Şêrko Kanîwar’ı, koro şefi Ramîn’i ve diğer arkadaşlarını anlattı. Bu eleştirilere cevabı ise, “Ama ne yapabilirim, ben burada büyüdüm” oluyor.