Arp sanatçısı Ceren Necipoğlu festivalle yaşatılacak

Ceren Necipoğlu anısına düzenlenen “Ceren Necipoğlu İstanbul Uluslarası Arp Festivali” 15 Ocak’ta başladı. Festivalin detaylarını “Ülkemiz ve gençlerimiz için bir şeyler yapabildiğimden dolayı mutluyum” diyen Necipoğlu’nun ablası İmre Tüylü ile konuştuk.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR – 1 Haziran 2009’da Rio de Janerio’da verdiği konserden dönerken uçağının Atlas Okyanusu’na düşmesiyle hayatını kaybeden arp sanatçısı Ceren Necipoğlu anısına bu yıl ilk defa “Ceren Necipoğlu İstanbul Uluslarası Arp Festivali” düzenleniyor. Festival 15-19 Ocak tarihlerinde gerçekleşti.

“Ceren Necipoğlu İstanbul Uluslararası Arp Festivali” Necipoğlu’nun hayatını üzerine kurduğu paylaşarak öğrenme misyonunu yaygınlaştırmak, katılımcıların yeni ufuklar keşfetmesine yardımcı olmak ve Türkiye’de arp sanatının gelişimine katkıda bulunmak amacıyla düzenleniyor. Solo Arp ve Oda Müziği Yarışmaları’nın yanında jüriyi oluşturan sanatçıların vereceği konserlerin de yer aldığı festival Necipoğlu’nun ablası İmre Tüylü önderliğinde, “Sanat ve müzik aşkı, gençlerle yol bulsun” sloganıyla gerçekleşiyor.

Festival ile ilgili detayları İmre Tüylü ile konuştuk.

Ceren Necipoğlu'nun ablası İmre Tüylü...

Kardeşiniz Ceren Necipoğlu adına bir festival düzenleme fikri nasıl ortaya çıktı, kardeşiniz adına bir festival düzenlemek nasıl bir duygu sizin için?

Burada özellikle iki kişi bu fikrin doğmasına büyük katkı sağladı: Biri çok değerli Sayın Özalp Birol; bana “İmre Hanım eğer bir gün kardeşiniz için bir etkinlik yapmak isterseniz Pera Müzesi’ni kullanabilirsiniz” dedi. Diğeri ise Anadolu Üniversitesi Piyano Ana Sanat Dalı Bölüm Başkanı ve Ceren’in yakın dostu sevgili Lilian Tonella Tüzün. Lilian aynı dönemde “İthaf edilmiş eserler-Ceren Necipoğlu” adlı BAP(Bilimsel araştırma Projesi)’ı hayata geçiriyordu. Ceren’in renkli kişiliğini festival isminin en doğru şekilde yansıtacağına karar verdik.

Çok farklı duyguları bir arada yaşıyorum: bir tarafta hayata geçirebildiğim için çok mutlu ve gururluyum; diğer taraftan bazen hüzne boğuluyorum. Ama ülkemiz ve gençlerimiz için bir şeyler yapabildiğimden dolayı mutluyum.

Festivalden bize kısaca bahsedebilir misiniz?

Festival 12-16 ve 17-21 yaş olarak 2 kategoride Solo Arp ve Oda Müziği Yarışmaları ile çok değerli arp sanatçılarının gerçekleştireceği ustalık sınıflarından oluşuyor. Solo Arp Yarışmaları Pera Müzesi’nde, Oda Müziği Yarışmaları ise Alman Lisesi’nde gerçekleşecek. Öğle aralarını da renkli etkinliklerle doldurduk: Bir gün Salvi-L&H arp teknisyenin vereceği workshop, iki günde de günümüz bestecilerinin yer alacağı çalıştay ve konserler gerçekleştirilecek. Ayrıca, Sacred7 Travel'in desteği ve Saffet Emre Tonguç'un eşsiz anlatımıyla, Ayasofya'yı özel olarak gezeceğimiz "Müzede Bir Gece" etkinliğimiz ile katılımcılarımıza tarih kokan İstanbul'umuzda unutamayacakları bir akşam yaşatacağız. Dünyaca ünlü müzisyenlerin vereceği konserler ise müzikseverler için adeta bir şölen niteliğinde olacak.

‘MADDİ GÜCÜ YETERLİ OLMAYAN GENÇLERE DERS VERMEK İSTİYORDU’

Ceren Necipoğlu'nun ölümü zamansız bir ölüm. Ceren Necipoğlu'nu arpa yönelten şey neydi, devamında neler yapmak istiyordu?

Ceren’i arpa yönelten ilkokulda müzik defterinin kapağında gördüğü arp çalan kız resmi. Rio dönüşü özellikle yapmak istediği şey maddi gücü yeterli olmayan yetenekli gençlere ders vermekti.

“Ceren Necipoğlu İstanbul Uluslararası Arp Festivali” "Sanat ve müzik aşkı gençlerle buluşsun" sloganıyla düzenleniyor. Bu slogan nasıl bulundu ve neden bu slogan kullanılmaya karar verildi?

Bu festivali gerçekleştirmemizin amacı Ceren’in hayatını üzerine kurduğu paylaşarak öğrenme felsefesini gelecek nesillere taşımak, katılan tüm gençlerimizin yeni ufuklar keşfetmesine yardımcı olmak, memleketimizde arp sanatının gelişimine imkan sağlamak ve güzel İstanbul’umuzun sanat merkezi olmasına katkıda bulunmak. Tüm bunları en güzel şekilde “kısa ve öz” olarak anlatmak istedik ve sloganımız ortaya çıktı.

‘DOLU DOLU BİR FESTİVAL PROGRAMINA SAHİBİZ’

Festivalde tüm dünyadan sanatçıların katılabileceği Solo Arp ve Oda Müziği Yarışmaları, konserler ve ustalık sınıfları yer alıyor. Projeyi nasıl buluyorsunuz?

Açıkcası son derece güzel ve zengin bir program; kelimenin tam anlamıyla dolu dolu. Yanı sıra çok özel bir jüriyi ağırlıyoruz İstanbul’da ve gençlerin bu jüriye çalmaları onlar için çok önemli bir ayrıcalık. Ayrıca ustalık sınıfları da sadece arpistler için değil tüm müzisyenler için bulunmaz bir fırsat. Festival bünyesinde üç akşam konserlerimiz var ve her biri çok özel bir repertuvara sahip. Dolayısıyla gerçekten tam anlamıyla dolu dolu bir festival programına sahibiz.

‘EN BÜYÜK ZORLUK DESTEKÇİ BULABİLMEK’

Festival organize edilirken ne gibi zorluklarla karşılaştınız, bu süreçte neler oldu? Bir festival düzenlemek senkronize olabilmek nasıl bir şey sizin için?

Bir festival organize edebilmek kesinlikle hiç kolay değil; özellikle en büyük zorluk destekçi bulabilmek. Layıkıyla bir festival düzenleyebilmek için çok iyi planlama yapmak ve organize olmak, ve tüm bunları donanımlı bir ekiple gerçekleştirmek gerek. Biz bu anlamda harika bir ekip çalışması yaptık. Düzenleme komitesindeki tüm arkadaşlarım kendi sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirince senkronize olmayı ve hayalimizi gerçekleştirmeyi başardık.