Kobanê Davası avukatları: Mahkemenin tutumu sürdürülürse duruşmalara katılmayacağız

Kobanê Davası avukatları, duruşma periyotlarının işkenceye dönüştüğünü, bu şekilde sürdürülen sahte yargılamanın tarafı olmayacaklarını söyledi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu ile Kobanê Davası’nda mahkemenin tutumunu protesto eden avukatlar, HDP Genel Merkezi’nde düzenledikleri basın toplantısıyla Kobanê Davası’na ilişkin son gelişmeleri paylaştı.

Toplantıya katılan HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Kobanê Davası’nın HDP’ye yönelik sürdürülen çok yönlü saldırıların bir parçası olduğunu savundu. “Bu dava bir intikam davasıdır” diyen Gülüm, şöyle konuştu:
“Bu davanın özellikle 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidarı kaybeden hükümetin, HDP’den intikam almak için organize ettiği bir dava olarak ortaya çıktığını hepimiz biliyoruz. Davanın, 2014 yılında açılan soruşturma olduğunu, 4 yıl boyunca bu davaya ilişkin hiçbir işlem yapılmadığını, dosyaya karşı bir gizlilik kararı dahi olmadığını hepimiz biliyoruz. Daha sonra gelişen süreçlerle birlikle AK Parti’nin HDP’yi susturmak, tasfiye etmek, çalıştırmamak üzere harekete geçtiğini ve bu süreçte de partimiz hakkında açılan kapatma davası da dâhil olmak üzere çok yönlü bir saldırı dalgası başlattığını, bunun bir parçası olarak da Kobanê kumpas davasının devreye sokulduğunu gözlemliyoruz.

‘YARGIYA TALİMAT VERİLDİ’

Gülüm, dört yıl sonra dava savcısının değiştirildiğini, özel savcı görevlendirilerek gerçek olmayan deliller oluşturulmaya çalışıldığını savunarak, “Hakikatin üstünün örtülmesi ve iktidarın kendi suçlarının üstünü örtme davası olarak önümüzde duruyor. Birçok kez araştırma önergeleri vermemize, her seferinde Kobanê protestolarında yaşananların ortaya çıkmasını istememize rağmen AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Çünkü gerçekler gizlenmek isteniyordu. Davada neler yaşatıldığına baktığımızda direk yargıya talimat verildiğini görüyoruz” ifadelerine yer verdi.

‘YARGILANAN ARKADAŞLARIMIZ VE AVUKATLAR DURUŞMAYA KATILMIYORLAR’

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin talimatıyla HSK üyesi Hamit Kocabey’in istifa ettiğini hatırlatan Gülüm, hemen ardından gelişen süreçte Kobanê Davası için görevlendirilen başkanın görevden alındığına dikkat çekti.
Gülüm, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Bahçeli’nin hızlandırın talimatı üzerine mahkeme başkanı görevden alındı, mahkeme hızlandırıldı ve peş peşe duruşma günleri verilmeye başlandı. Önceki haftalarda savunma hakkının engellenmemesi adil yargılama hakkının sağlanması ve gerçeklerin açığa çıkarılması taleplerimiz üzerine kısmen de olsa ara kararları olmuştu. Bu da avukat arkadaşlarımızın ısrarıyla oldu. İktidar ve ortağı bu durumdan rahatsız olduğu için yargıya müdahale geldi, başkan görevinden alındı ve dava süreci hızlandırıldı. 5 AKP’li vekilin duruşmaya katılması yargı üzerinde açık bir baskıdır. Bu vekiller geldikten sonra mahkeme, tavrını çok daha sertleştirerek, duruşmayı hızlandırdı. Ellerinde hazırlanmış bir karar var; bu hızla işletilmek isteniyor. Yargılanan arkadaşlarımız bu oyunun bir parçası olmayacaklarını söylüyorlar. HDP bu davada yargılanan değil yargılayacak olacak. Yargılanan arkadaşlarımız ve avukatlar duruşmaya katılmıyorlar. Bu davalara katılmak oynanan oyunun parçası haline gelmek anlamına geliyordu. Bu haftaki yargılamada arkadaşlarımız bulunmadı. Bundan sonraki süreçte bu tutum devam ederse arkadaşlarımız bu sürecin parçası olmayacak.”

‘HSK’YA ŞİKÂYETTE BULUNACAĞIZ’

Avukat Arzu Kurt, davanın siyasi saiklerle açıldığına ve HDP’nin kapatılma gerekçesi yapılmak istendiğine dikkat çekti.
Kurt, “18 Ekim’de başlayan duruşma periyodu sonucu 1 haftalık süre verilmiştir. Biz bu sürenin gerçekçi ve insanı olmadığını söyledik bunun işkenceye dönüştüğünü ifade ettik. Duruşma periyodlarının bir hafta arayla devam ettirilmesinin bu işkencenin devamı olacağını belirttik. Dava kapsamında 180 kişinin binlerce yılla yargılandığı, on binlerce evrakın olduğu bir dosya için belirlenen duruşma periyotlarının yeterli olmayacağını gözlemledik. Biz bu konuda tüm taleplerimizi, bu süreçte savunma hakkının yapılmasının imkânsızlığını belirtmemize rağmen bu istekleri dikkat alınmadı. Ne müvekkillerimiz bunu meşrulaştıracak bir tutum gösterecek ne de biz avukatlar bu sahte yargılamanın tarafı olacağız. Müvekkillerimizin kendileri hakkındaki belge ve bilgiye sahip olacak bir ortam bulunmuyor. Tüm bunları değerlendirerek müvekkillerimiz adına savunma hakkı ihlali kapsamında HSK’ya şikâyet etme kararı aldık.

‘MÜVEKKİLLERİMİZ TUTANAK ÇÖZÜMLERİNİ OKUMADAN SAVUNMAYA ZORLANIYORLAR’

Avukat Çiğdem Kozan da şöyle konuştu: “Duruşmaya gelip giden arkadaşlarımız havalandırma haklarını kullanamıyorlar. Sosyal aktivitelerinin hiçbirini yerlerine getiremiyorlar. Aile görüşü denk gelen arkadaşlarımız ya aile görüşünü ya da duruşmaya gelmeyi tercih etmek zorunda bırakılıyorlar. Tüm bu koşulların işkence boyutuna vardığını söyledik. Müvekkillerimiz tutanak çözümlerini okumadan savunmaya zorlanıyorlar. Tutuk devam kararına yaptığımız itiraz henüz üst mahkemeye gönderilmedi. Mahkeme hızlıca karar çıkarmaya çalışıyor ve adil yargılama hakkını ihlal eden heyeti HSK’ya şikayet etme durumunda kaldık” dedi. (DUVAR)