Aydın Ilgaz babası Rıfat Ilgaz'ı anlattı: Babamı 4.5 yaşımdan itibaren hapishane ve hastane kapılarında hatırlıyorum

Aydın Ilgaz'la, babası Rıfat Ilgaz'ın edebiyat ve yaşamı üzerine sohbet ettik. Ilgaz, "Rıfat Ilgaz’ın yaşamı günümüzde de kovuşturulan, yok edilmeye çalışılan toplumcu, halktan yana yazarların, edebiyatçıların, aydınların yaşamını anlatıyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Hababam Sınıfı ile hepimizin çocukluğuna dokunan usta yazar Rıfat Ilgaz, bizlerin gülerek okuduğu Hababam Sınıfı’nda da maceralarıyla çocukluğumuza neşe katmış Bacaksız serisiyle de romanlarıyla da çocuklar için, yarınlar için, toplum için yazmış bir yazar. Sınıf farkını, mücadelesini her eserinde göstermiş ve Türkiye’nin aydınlaması için mücadele vermiş. 8  Mayıs usta yazarın doğum günü. Bu vesileyle,  Rıfat Ilgaz’ı, oğlu Aydın Ilgaz’ın ağzından dinleyelim istedik…

Babanız edebiyat dünyasının önemli isimlerindendi... 

Ben doğduğumda babam çoktan edebiyat dünyasına girmişti. Gazi Terbiye’de edebiyat öğretmenliği dalında okurken annem Rikkat ile tanışıp evlenmişler. O yıllarda önde gelen birçok edebiyat dergisinde yazılar yazıyor ve şiirleri yayınlanıyormuş. 1930’ların ekonomik çöküntüsü birçok sanat dalını etkilemiş, edebiyat dünyasının da bakış açısını değiştirmişti. Savaş yıllarının getirdiği sorunların artması toplumun dertlerini de çoğaltmıştı. Rıfat Ilgaz’ın kendi deyimiyle “Oğlumun doğumundan sonra çocuk sahibi olmanın getirdiği sorumlulukla benim de bakış açım değişmişti. Artık ben gözüm toplumda kulağım halkta bir şair oldum” demişti. Rıfat Ilgaz 30 yaşından sonra Toplumcu Gerçekçi 40 kuşağı şairi olmuştu. Yani toplumun yaşam sıkıntılarını şiir yoluyla dile getirmeye başlamıştır. Aylak günlerin şiirleri yerine “Yarenlik” adlı şiir kitabıyla edebiyat dünyasının dikkatini çekmiştir. Şiirleri hakkında çok olumlu yazılar yazılmıştır. Nazım Hikmet, Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Behice Boran, Pertev Naili Boratav şiirleri hakkında övgü dolu eleştirel yazılar yazmışlardır. Arkadan 1944 yılında çıkardığı “Sınıf” kitabının toplatılmasına neden olan gerekçelerden birkaçı şöyledir: Okuldan, sınıftan bahseden kitap 141-142’den yani komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklanmıştır.

.

O günlerden sonra hayatınızda neler değişti?

Ben, Rıfat Ilgaz’ı dört buçuk yaşımdan itibaren hapishane ya da hastane kapılarından hatırlıyorum. Çocukluk yıllarım ilkokul ve lise yıllarım yatılı okullarda geçti. Burs kazanıp Amerika’ya gittim ve 7 sene sonra Türkiye’ye döndüm. Askerlik ve Mersin’de başlayan çalışma yıllarımdan sonra arkadaş gibi devam eden baba oğul ilişkimiz başlamıştır. Artık baba oğuldan ziyade iki arkadaş gibiydik. Ölene kadar da aynı evi paylaşarak birlikte yaşadık.

Rıfat Ilgaz toplumcu gerçekçi anlayışının ürünlerinden olan üçüncü kitabı Yaşadıkça 1948 yılında yayımlanır ve Bakanlar Kurulu kararıyla kısa sürede toplatılır. Yaşadıkça, Rıfat Ilgaz’ın toplumcu bakışını sürdürdüğü, ama kendi şiir çizgisini de geliştirdiği, öncekilere göre daha yetkin bir kitaptır. Şiirlere konu olan insanlar yoksullar, tutuklular, düşünce suçlusu aydınlar, ağır işlerde çalıştıkları sırada çocuk düşüren yorgun kadınlar, “una kül karıştıran fırıncılar”, taşradaki küçük memurlar, vurguncu esnaf, çobanlık eden yoksul köylülerdir. 1950’deki genel aftan sonra hapishaneden çıkar ama bir süre pek şiir yayımlamaz.

Ünlü Marko Paşa’nın yayımlandığı yıllarda yaşadıklarına gelirsek…

Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, gibi mizah gazetelerini Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile birlikte çıkarır. Ayrıca Sabahattin Ali ile birlikte Ali Baba Kırk Haramiler’i çıkarır. Bu arada da Hür Marko Paşa ve Adem Baba’yı tek başına çıkarır. Bu mizah gazetelerindeki yazdığı yazılardan ve bu gazetelerin sorumlu yazı işleri müdürü olmaktan birkaç kez tutuklanır. Sonunda dayanamayıp 1953’te Devam şiir kitabını yayımlar. Bu kitap da savcılıkça toplatılır. Rıfat Ilgaz için bir kez daha kovuşturma başlatılır, ama sonuçta bilir kişi raporuna uyularak hakkındaki dava durdurulur. Bu serüven aslında 40 Kuşağı’nın serüvenidir.

Rıfat Ilgaz bugünlerdeki toplumsal koşulları, belki daha ağır biçimde yaşıyormuş ki, şunları söylemişti:

“… Otuz yıldır her kapıdan ellerini kollarını sallaya sallaya girebilecek sanatçıların gerisinde, edebiyat kitaplarından, dergilerden, antolojilerden, okullardan, hatta uluslararası tanıtmalardan kaçırılan şairlerimiz de vardır. Bu şairler, önce parti komiserliği ödevini bir rozet gibi yaka altlarında gizleyen, aydınlar tarafından mimlenmişlerdi. Sonra basın büroları, basın savcılarında dosyalandılar. Bu görevliler (…) çoğu zaman yanlışlar da yaptılar. Bu ileri, bu halktan yana, emekçiden yana olan yazarları, şairleri jurnal eden, onlara cephe alan mürekkep yalamış dergi sahipleri, yayınevi patronları türedi. İşte benim bütün öfkem, bütün hıncım onlara. Bunlar, görevli memurlar gibi yalnız yazılarımızın altlarını kırmızı kalemle çizmekle kalmadılar, şiirlerimizi de adlarımızı da karaladılar. Antolojilerden, dergilerden, kitaplardan çıkardılar. Halktan, gerçek aydınlardan gizlemeye çalıştılar bizi.”

'ILGAZ'IN YAŞAMI YOK EDİLMEYE ÇALIŞILAN AYDINLARIN YAŞAMINI ANLATIYOR'

Rıfat Ilgaz, toplumun sorunlarını dert edinmiş önemli bir aydınımızdı…

Rıfat Ilgaz’ın yaşamı günümüzde de kovuşturulan, yok edilmeye çalışılan toplumcu, halktan yana yazarların, edebiyatçıların, aydınların yaşamını anlatıyor. Demek ki ülkemizde hala çağdaş ve uygar insan yetiştirilmekte olduğu ileri sürülüyor ama, ne çelişkidir ki çağdaşlaşma ve uygarlaşma için çaba gösterenlerin başı dertten kurtulmuyor, başlarına bir şey gelmese bile renkli medyanın patronlarına kulluk eden dalkavuklar, egemen oldukları televizyonlarda, dergilerde, yayınevlerinde toplumcu görüşü savunan sanatçıların önünü kesmeyi sürdürüyorlar… 1940 Kuşağı ve Rıfat Ilgaz, bize bu anlamdaki engellemelerin de sürgit başarılı olamayacağının göstergeleri…

.

Cide, Rıfat Ilgaz’ın hayatında önemli bir yere sahip…

Yazdığı eserlerin içinde romanları önemli bir yer tutar. “…Cide, doğduğum eşsiz, benzersiz memleket… Ne iyi etmiş de anam beni bu cana yakın memlekette doğurmuş!.. Her şeyimi yitirdiğim günlerde Cide’nin belleğimin duvarlarına yansıyan görünümü ile dirilir, yaşama gücümü tazelerdim…” der Sarı Yazma adlı romanında. Ilgaz sadece Sarı Yazma’da değil daha pek çok yapıtında doğduğu toprakları ve insanları anlatır. Karadeniz’in Kıyıcığında, Halime Kaptan, Yıldız Karayel, Kumdan Betona, Bacaksız Tatil Köyünde, Öksüz Civciv, Cankurtaran Yılmaz gibi… Ünü kendisini bile geçen Hababam Sınıfı da Kastamonu Muallim Mektebi ve Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi anılarından yola çıkarak yazdığı kitaptır.

Rıfat Ilgaz, Cide’yi sadece romanlarında anlatmakla kalmamıştır. Cide için yaptıklarını sıralarsak;

1976 yılında Cide’de Halkevinin sahnesini onarmıştır. “Uzun Eşek”, “Türk Çocukları Türk Çocukları” adlı oyunları öğrenciler tarafından başarıyla sahnelenmiştir. Bu başarıyı Çatalzeytin Festivali’nde birincilik ödülü alarak perçinlemişlerdi.

Cideli aydınlarla birlikte tutuklanıp Kastamonu Et ve Balık Kurumu Mezbahası’na kapatılıncaya kadar çalışmalarına devam etti. Cide’nin bir zamanlar geçim kaynağı olan, Cide Bezi üretimini canlandırmak için tavanaralarına kaldırılan dokuma tezgahlarını yeniden kurdurdu. Cideli balıkçıların kooperatifleşmesi için çalışmalar başlattı… Cide’de bulunan defne yapraklarını değerlendirmek için de girişimde bulunmuş… Hatta defne yaprağından yağ çıkarmak için makine yaptırmıştır. İlk ürün alınmış fakat sonra çeşitli nedenlerden dolayı işletilmemiştir.

Rıfat Ilgaz’ın çocuklar için yazdıklarına gelirsek… 

Rıfat Ilgaz hep gençler ve çocuklar için yazmıştır. Bunu da Okutma Üzerine’de şöyle anlatır:

“Sınıfın ozanıyım mimli,

Hababam Sınıfı’nın yazarıyım ünlü.

Kim ne derse desin,

Çocuklar için yazdım hep

Canım yansın diye

İşimden atarlar sık sık,

Acısını hep çocuklar çeker?

Kendi öz çocuklarım,

Benden önce.

Şunu demek istiyorum!

İki iş tuttum ömür boyu köklü.

Çocukları okutmaktı ilk işim,

İkincisi,

Yazdığımı çocuklara okutmak.

Ne gençlerden ne çocuklardan

Bir yakınmam yok

Arap’ın dediği doğru:

‘Çocuk mazbut?’

Memleketse görülüyor işte,

Güllük gülistanlık?

Ne var ki güllerin dikeni çok!?”

(KÜLTÜR-SANAT SERVİSİ)