Kılıçdaroğlu'ndan iktidara tepki: Ya arkadaşlar gözünüz kör mü

Kılıçdaroğlu, iktidarın "HDP ile gizli pazarlık yaptığı" söylemiyle halkın kafasını karıştırmak istediğini söyledi: Masanın altında imiş, üstünde imiş. Ya arkadaşlar gözünüz kör mü, açıkça burada diye

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk Televizyonu canlı yayınında gazeteciler Serap Belet ve Kürşad Oğuz'un sorularını yanıtladı ve gündemdeki konuları değerlendirdi. 

İttifaktaki partilerin liderleri ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'tan yeterli desteği alıp almadığı sorulan Kılıçdaroğlu, "Alıyoruz tabi, onlarda konuşuyorlar. Hepimiz bir arada değiliz. Diğer arkadaşlar Türkiye'nin değişik coğrafyalarında, illerinde, ilçelerinde çalışıyor. Hep beraber çalışıyoruz" yanıtını verdi.

'MİTİNGLERİN GÖVDE GÖSTERİSİNE DÖNÜŞMESİNİ DOĞRU BULMAM'

İstanbul'da, AK Parti ile aynı gün miting yapılacakları ve bunun "karşılıklı bir gövde gösterisi" mi olabileceği sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Mitinglerin gövde gösterisine dönüşmesini doğru bulmam. Bu yarışsa akılla, mantıkla, projelerle yarışılır. Yoksa kalabalıkları toplayıp, biz daha kalabalığız, siz daha azsınız... Bunlar artık çok gerilerde kaldı. Artık Türkiye'de halkın eğitim düzeyi oldukça iyi, hayatı sorgulayabiliyor. Samimi olarak halkın karşısına çıkılacaksa adaylar gelirler, beraber otururuz, sizler sorarsanız, biz cevaplarız, takdir milletindir deriz biter. Bu tür toplantıları eksikliklerim ortaya çıkar, sinirimi tutamam anlayışıyla gelinmiyorsa bu doğru değil. O zaman o kişiler devleti yönetemez. Çünkü bir siyasetçi en çok eleştiriye ihtiyaç duyar. Biz siyasetçiyiz, hatamız, eksiğimiz olabilir; birileri görür, eleştirir. Bu bir öğrenci, gazeteci, vali, vatandaş olabilir."

'HDP İLE PAZARLIK YAPMADIM'

"HDP ya da Yeşil Sol Parti ve Türkiye İşçi Partisi'nin siz desteği doğrudan size. Siz onlarla bu konuda bir görüşme yaptınız mı, destek talebinde bulundunuz mu yoksa onlar gelip destekleyeceğiz mi dediler?" sorusuna yanıt veren Kılıçdaroğlu, "Hayır, bir talebim olsa kamuoyu önünde bunu yapardım zaten. Ben 85 milyonun oyuna talibim. Geçmişte AK Parti'ye, MHP'ye oy vermiş vatandaşların da oyuna talibim. Çünkü Türkiye'nin huzura ihtiyacı var, kavgadan yoruldu artık. Onu da ben vaat ediyorum" dedi.

KILIÇDAROĞLU'NDAN ERDOĞAN'A: MİT ONUN EMRİNDE, GİZLİ GÖRÜŞMEMİZ VARSA AÇIKLASIN

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti yetkililerinin mitinglerde sık sık "HDP ile kapalı kapılar arkasında ne pazarlıklar yaptınız" şeklinde konuşmalar yaptığının hatırlatılması üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, "Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) onun emrinde zaten. Bizim gizli kapaklı bir görüşmemiz varsa çıksın açıklasın. Devleti yöneten kişi sorumluluk üstlenir. Ben o sorumluluğu üstleniyorum. Diyorum ki, ben görüştüysem, evet bunlarla oturduk ittifak konusunda görüştük, anlaştık derim. Böyle bir şey yok. Hayır efendim ne pazarlığı? Biz 6 lider bir aradayız. Benim tek başına pazarlık yapma şansım var mı? Biz beraber karar alıyoruz. Ama onlar... Allah onlara akıl fikir versin. Efendim yok masanın altında imiş, yok üstünde imiş, yanında imiş, yok sağında solunda imiş. Ya arkadaşlar sizin gözünüz kör mü, açıkça söyleyin bu buradır diye. Onlar da bunun olmadığını biliyorlar. Bildikleri için de toplumun kafasını karıştırmak istiyorlar, işin gerçeği bu. Biz sandığa giden her yurttaşın oyuna talibiz. Çünkü söz verdim, bu ülkeye barışı getireceğim" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından başlıklar şöyle:

'YARGITAY'DA BİR KARAR İMZA ATMADAN ANAYASA MAHKEMESİ'NE SEÇİLDİ, REZALET'

"Ortak mutabakat metninde ne gerekiyorsa biz hepsini yapacağız. Var olan sorunlar parlamentoda çözülecek. Demokrasi, düşünce ifade özgürlüğü istiyoruz. Tweet attı diye gidip bir genci hapse atmak hangi aklın ürünüdür. Herkes düşüncesini söylesin, bu kadar basit. Bize üçüncü sınıf demokrasi dayatıyorlar. Neden birinci sınıf demokrasi olmuyor? Gidip yargıyı baskı altına alacaksınız, hakime bu kararı ver diyeceksiniz, Bay Kemal de buna ses çıkarmayacak. Olmaz efendim olmaz. Yargıç hukukun üstünlüğüne göre karar veriyorsa başımın üstünde yeri var.  Ama saraydan gelen talimata göre karar veriyorsa o yargıç değildir. Anayasa Mahkemesi'ne bir üye atandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısıydı. Bu kişi temiz kişi değil. Ya Yargıtay'da bir tek kararın altına imza atmayan kişi, Yargıtay üyesi olarak oraya seçildi. Böyle bir rezalet görüldü mü? Bütün bunları düzelteceğiz. El alemin kuklası konumundalar şimdi."

'BİZ BÜTÜN PARTİLERLE GÖRÜŞÜRÜZ'

"Biz bütün partilerle ilişki sürdürürüz. Bugün parlamentoda bugünkü koşullar da dahil bütün partilerle görüşen tek parti biziz. AK Parti ile de MHP ile de HDP ile de görüşürüz. HDP'yi düşmanlaştırıyorlar. Kardeşim sen düşmanlaştırırsan o zaman ikili oynuyorsun. HDP'nin Meclis başkanvekili TBMM'yi yönetiyor."

'KAVALA VE DEMİRTAŞ'LA İLGİLİ AİHM KARARI VAR'

"Siz hukuk içinde hareket etmek zorundasınız. Bir kişinin hapisten çıkması için kanun çıkması lazım değil mi? Kanun çıkmadan hangi yetkiyle 'Ben seni serbest bırakacağım' derim. Bir haksızlık varsa, siyasi görüşüne bakmaksızın hatanın giderilmesi lazım derim. Gezi olaylarında içeride olanlar, ne günahı var bunların? Osman Kavala, Selahattin Demirtaş neden? Hiçbirisi terörden ötürü mahkum olmadı, yalan söylüyorlar millete. AİHM kararı var. Siz Anayasa'ya koymuşsunuz, 'herkes uymak zorunda' diye. Siz hukuk devleti misiniz? Evet. O zaman bırakacaksınız."

'SÖZÜM VAR, 3 AY İÇİNDE AVRUPA'YA VİZE KALKACAK'

"Sözüm var, 3 ay içinde Avrupa'ya vize kalkacak. Çünkü biz demokrasiyi ülkemize getireceğiz. Almanya, Fransa, İngiltere, Danimarka, Hollanda'da işçilerimiz var. Hepsi memnun hayatlarından. O ülkede hangi demokrat standartlar varsa ülkemize getireceğiz. Getirdikten sonra dönüp Avrupa Birliği'ne 'Verdiğin sözü tut' diyeceğiz."

'ÇETELER BENİ YOLUMDAN DÖNDÜREMEZ'

"Ben de Cumhurbaşkanı adayı olarak oy kullanmak için sandığa giden her vatandaşın oyuna talibim. Bu ülkede demokrasi, huzur, ahlaklı bir yönetim olsun diyenlerden oy alacağım. Kul hakkı yiyenler, uyuşturucu baronları, 5'li çeteler bana oy vermez. Bunlar beni yolumdan döndürmez. Siyaset halka adanmışlıktır. Bu ülkeye gerçekten baharları getireceğim, hiç kimse şüphe etmesin."

'ERDOĞAN DA DAVET ETMİŞTİ, O ZAMAN CIA FALAN YOKTU'

"2022 Ekim'de Atatürk Uzay ve Havacılık Merkezi. Yeni değil. Hazırlayan Doç. Dr. Devrim Akgündüz. Daha sonra İngiltere'ye gittim, yüksek teknolojiyi ülkemize getirmek için. Benim oraya gidişim yüksek teknolojiyi ülkemize nasıl getiririz? Orada bu işte çok iyi olan çok iyi insanlarımız var. Eren ve Fatih Özmen var. Bu insanları Türkiye'ye getirip yatırım yaptırmak. Bunlar ticari şirket. Müşteri varsa mal yapıp satarlar. Bugün MİT dünyanın pek çok ülkesinden alet edevat almıyor mu? Biz şimdi o şirketleri mi suçlayacağız? Eren ve Fatih, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Yurt dışına gidenlerin tamamını yerli ve milli olmaktan çıkarıyor musunuz? Bunu açıkladıktan sonra NASA'da çalışan bir Türk'le de konuştum. 'Bunu yapın, gelip ülkeme çalışacağım' diyor. Kaldı ki, Erdoğan da zaten bunu davet etmişti. O zaman CIA falan yoktu. Efendim CIA'ye malzeme satıyorlar, şirket bu satar." 

'CANAN DAĞDEVİREN'LE DEVLETİN İFTİHAR ETMESİ LAZIM'

("Fatih Özmen'le ne yapmak üzere konuştunuz? Somut bir proje var" sorusu üzerine) "Var. Türkiye'de uzay sanayi konusunda araştırmalar yapacaklar. Atatürk Uzay Sanayi ve Araştırma Merkezi'nde. Bunu da Atatürk Havalimanı'nda yapacaklar. Ama şunu söyleyeyim, Atatürk Havalimanı'nda inişler, kalkışlar yasaklanmayacak. Uçaklar kalkacak, inecek oraya. Orada bilimsel araştırmalar, uzay araştırmaları olacak. Son derece nitelikli insanlar gelecek. Dünyanın en saygın, bilimde ve teknolojide öne çıkmış isimleri, bunların yüzde 99.9'u Türk. Dünyadan haberleri yok. Canan Dağdeviren kanser araştırmaları konusunda devletin iftihar etmesi gereken isim. Bu isimle gidip konuştum. MIT'de ona özel bir bölüm ayrılmış. Bunlar bir insanı karalamak için yola çıkıyorlar. Panik içinde ne yapacaklarını bilmiyorlar."

'BAYRAKTARLAR DA ŞAMPİYONLAR LİGİNİN PARÇASI OLACAK'

(“Haluk Bayraktar'ın çalışmaları desteklemediğiniz eleştirisi getirdi, 'Kızılelma konusunda bir tebrik mesajı duymadık, SİHA'lara katil denildiğinde bir destek mesajı duymadık' diye. Bu yoruma bir cevabınız olur mu?” sorusuna yanıt olarak) “Beni dinlememişler demek ki. Beni dinleselerdi, Bayraktarların Türkiye için ne kadar önemli şeyler yaptığını anlattım. Beni dinlemeleri lazım. İkitelli'de fabrikaları varken ziyaret gittim. Babası hayattayken ziyarete gittim, dertlerini anlattılar, sıkıntılarını anlattılar. Çok güzel ve nitelikli ekibi vardı. Geliştirdikleri model uçakların önünde fotoğraflar çektirdik. Aileden izin almadığım için fotoğrafları paylaşmadım. Bu kadar da aileyi düşündüğüm için, acaba başlarını belaya sokar mıyız diye. Ben asla ve asla onlar da benim söylediğim şampiyonlar liginin bir parçası olacak. Siz uçak geliştirdiğiniz de biz niye karşı çıkalım ya?”

'KILIÇDAROĞLU DA AYNI MANTIKLA GİDER Mİ DİYE ENDİŞELERİ VAR'

“Onları niye dışlayalım? Onlara her türlü desteği vereceğiz. Şöyle bir endişe var: Bütün bu gelişmeleri parti devleti süreci içinde yaptılar. Acaba Kılıçdaroğlu gelirse aynı mantıkla gider mi? Hayır efendim parti ayrı devlet ayrıdır. Devlete kim hizmet ediyorsa, kim üretiyorsa başımızın üstünde yer var. Samsun'da TEKNOFEST'e ben de gittim. Pırıl pırıl gençlerimiz vardı.”

KİM ONLAR ALEYHİNE KONUŞUYORSA BANA SÖYLESİNLER'

“Kim bilmiyorum, bana söylesin, arayabilirler. Diyecek ki 'Sizin şu milletvekiliniz bizim aleyhimizde konuşuyor' diye. Bu kadar basit. Kim bu ülkede taş üstüne taş koyuyorsa ben onun siyasi görüşüne bakmam. Keşke Bayraktar beni TEKNOFEST'te karşılasaydı. Ben haber verdim gelmek istiyorum dedim. Büyük bir ihtimalle çekindi ve kendisi TEKNOFEST'ten ayrıldı. Bakan veya bakan yardımcısı bizi aldı, gezdirdi.”

'KIBRIS'TA BÜYÜKELÇİ KAHVE KAHVE DOLAŞIP OY İSTİYOR'

“Bunlar devletin ne olduğunu bilmiyorlar. Kahve edebiyatıyla devlet yönetmeye kalkıyorlar. Devlet öyle yönetilmez. Devlet ayrı bir şeydir, parti ayrı bir şey. Bunlar parti ile devleti karıştırdılar. Valisi, büyükelçisi... Kıbrıs'taki büyükelçi kahve kahve dolaşıp AK Parti'ye oy istiyor. Sen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil ediyorsun. Nasıl ucuz politikaların peşinde gezersin. İnsanda biraz utanma olur.”

'TEZKEREDE YABANCI ASKERİN TÜRKİYE'YE GİRMESİNE İMKAN VERİLİYOR'

“Son Suriye tezkeresine niye hayır oyu verdik? Tezkerede diyor ki, terörle mücadele konusunda yabancı askerler Türkiye'ye davet edilebilir deniyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti askeri, polisi, jandarmasıyla 30 yıldır terörle mücadele ediyor, yabancı asker mi davet edildi? Bahçeli'ye, Erdoğan'a sordum 'hangi yabancı askeri terörle mücadele etsin diye Türkiye'ye davet edeceksiniz'. İşgal kuvvetlerinin Türkiye'de terörle mücadele edeceğine biz inanıyor muyuz? Biz Kuvayi Milliyeciyiz. Ben kendi toprağıma yabancı asker postalının dokunmasını istemem. Ama onlar istiyorlar. İnsanda biraz ar, edep olur.”

'BAHÇELİ'NİN NİYE SESİ ÇIKMIYOR, ÜÇ KAĞITÇI SİYASETÇİ OLMAZ'

“Hani Bahçeli milliyetçiydi, 'Ben bayrağımı ezdirmem' demesi lazımdı, niye demiyor? Üç kağıtçı siyasetçi olmaz. Siyasetçi esen rüzgara göre gidip gelmez. Liderler toplanıyor, HÜDA PAR'ın genel başkanı orada yok. Niye? Utanıyor musunuz? Utanıyorsanız niye listeye koyuyorsunuz? Devleti yönetemiyorlar, artık bitmişler. Düne kadar Gaffar Okan'ın katillerini kendi bünyesinde tutan yapıyla nasıl bir araya gelirsiniz? Hani bize diyorlar ya 'HDP masanın neresinde?', peki HÜDA PAR neresinde? Niye konuşmuyorlar. Aynı şekilde SADAT çıktı. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kaldıracağız, bayrağını kaldıracağız, resmi dil Arapça olacak diyor. Ve bu Erdoğan'ın başdanışmanı. MİT Müsteşarının yanında oturuyor. Türkiye böyle mi yönetilir?”

'AK PARTİLİ VEKİLLER DE PARLAMENTER SİSTEME OY VERECEK'

“300 milletvekilini geçmemiz lazım. Alana baktığımızda vatandaşlardan hissediyoruz. 360 konusunda, demokratik sisteme, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçtiğimiz aşamada AK Partili vekillerin de oy vereceğini düşünüyorum. Çünkü muhalefete düştüklerinde siyaset yapamadıklarını görecekler parlamentoda,”

'CHP'NİN BELLİ KESİMLERDE ÇOK KATILAŞMIŞ ALGISI VARDI'

“CHP'nin belli kesimlerde çok katılaşmış algısı vardı. Kabul edelim bunu. Farklı gerekçeler hafızalarda yer etmiş ve kolay kolay silinmiyordu. Belki izlediğimiz politikaların yanlışlından veya kendimizi tam olarak anlatamamaktan kaynaklanabilir. Önce Sayın Davutoğlu'nun halasının ellerinden öperim. Herkesin inancına saygılıyız. Kimlik de siyasetin dışında kalmalıdır. Kimlik ve inanç üzerinden siyaset, toplumu ayrıştırıyor, kutuplaştırıyor sonra kavgalı hale getiriyor. Az değil ben pek çok kesimle, muhafazakar kesimle bir araya geldim. Onlarla muhatap olup konuşmadığımız için babadan oğula devreden rivayetlerle bizi tanımaya başladılar. Efendim siz camileri yakmışsınız. Hangi camiyi yaktık?”

'BİZE MUSTAFA KEMAL'DEN DEVREDEN İKİ DÜŞÜNSEL MİRAS VAR'

“Bize Mustafa Kemal'den devreden iki düşünsel miras var. Bir Genelkurmay Başkanlığı, askerlerle ilgili konuşmayacaksınız. Eğer konuşursa sadece genel başkan konuşacak. İki Diyanet konusunda konuşmayacaksınız. Çünkü bu iki alana siyasetin girmesi doğru değil. Biz CHP'nin genel başkanları ne Diyanet İşleri konusunda ne de Genelkurmay konusunda zorunlu olmadıkça konuşmadık. Diyanet İşleri'ni kuran CHP, niye kapatsın. İmam hatipleri kuran, ilahiyat fakülteleri kuran CHP.”

'BAKANLARIN KİM OLACAĞI DEĞİL BAKANLARIN ALTINDAKİ KADROLAR ÖNEMLİ'

“Temel ilkemiz şu, her partiye bir bakanlık verilecek. Sonra alınan oylara göre bakanlıklar bölüşülecek. Bakanlıkların ne olduğu şu an belli değil. Bazen soruyorlar, bakanlarınız kim olacak diye. Aslında bakanlar değil Merkez Bankası Başkanı, Gelir İdaresi Başkanı, Kamu İhale Kurumu Başkanı kim olacak? Buralara en yetkin kişiler getirilecek. Merkez Bankası'nın başına gelecek kişi, finans çevrelerine güven veren birisi olacak. Bu kişi saraydan gelen talimatla değil işin gereğini yerine getirmiş olacak. 2400 maddelik ortak mutabakat metnini hazırladık, bakanları mı belirleyemeyeceğiz. Önemli olan bakanların altındaki liyakatli kadrolar. Bürokrat devlettir. Kim büyükelçi olacak mesela. Hayatı boyunca dış politika konusunda makale okumamış kişiyi büyükelçi yaparsanız, rüşvet alanları büyükelçi yaparsanız.”

'BELLİ ÇEVRELERİN İFTİRALARLA DOLU HAZIRLIK İÇİNDE OLDUĞU DUYUMU GELDİ'

“Belli çevrelerin yalan ve iftiralarla dolu hazırlıklar içinde olduğu şeklinde duyumlar geldi. Kirli siyasetten bu toplumun çıkarılması lazım. Siz orada kural dışı iftira atarsanız. Bunlar olmamalı. Devletin bürokratları kirli işlere bulaştırılmamalı. Bürokrat devletin memurudur, siyasi partinin memuru değildir. Devlet bakidir, siyasi partiler geçicidir. Devletin memurlarını siyasal tercihinize göre yönlendirirseniz, her yasa dışı talimati yerine getiren bir yapı oluşturursanız bu kirli şeyler ortaya çıkabilir. Kirliliğe bulaşan çok kişi var. Devlet intikam duygusuyla yönetilmez. Birisi bir kişiyi ihbar ettiği andan itibaren ona hemen intikam duygusuyla hareket etmek doğru değil. O zaman bunlardan farkımız olmaz. Varsa bir şey araştırır, rapora bağlar, savcılığa gönderirsiniz, savcı gereğini yapar. Devlet adaletle yönetilmek zorundadır.

'GENÇLERİ HEM İŞ HEM AŞ SAHİBİ YAPACAĞIZ'

“Gençler gelecekten umutsuz. Niye? Benim kuşağım, biz anne babamızdan daha iyi bir eğitim gördük, onlardan daha iyi bir yaşam standartı sağladık. Bizim çocuklarımız bizden daha iyi eğitim aldılar ama bizim altımızdan bir yaşam standardına mahkum edildiler. Şimdiki genç ömür boyu bir araba alamaz, hele hele ev sahibi hiç alamaz. Siz ömür boyu umutsuzluğa mahkum ediyorsunuz. Bunun adı politika mı? Gençlere söyledim, sizin hayalleriniz benim hedefim olacak. Onları hem iş hem aş sahibi yapacağız.”

(HABER MERKEZİ)