Kılıçdaroğlu: Komuta kademesi haddini bilsin, siyaset askerin işi değildir

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Komuta kademesi haddini bilsin, siyaset askerin işi değildir" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme yönelik açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tank palet fabrikasında kendisini eleştirdiği konuşmayı alkışlayan askerlere tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Komuta kademesi haddini bilsin, siyaset askerin işi değildir. Siyaset mi yapmak istiyorlar, kutsal üniformayı çıkarsınlar, Erdoğan'ın yanına hizalansınlar, Perinçek'e de takılsınlar" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

PARTİ YARDIMINI KESMEYİ ASLA DOĞRU BULMUYORUZ: Biz öteden beri demokrasiyi savunduk. Herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı gösterdik. Çünkü biz CHP'yiz. Biz CHP olarak demokrasiye inanıyoruz. Siyasal partilerin kapatılması askeri dönemlere ait bir gelenektir. Hazine yardımını kesmek, parti yardımını kesmek gibi uygulamaları asla doğru bulmuyoruz. Yaşasın demokrasi, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti. 

DOKUNULMAZLIKLARIMIZI KALDIRMAZSANIZ NAMERTSİNİZ: Öyle bir noktaya geldik ki tehdit ediyorlar. Gücü elinde tutan tehdit etmeye başlıyor. ‘Dokunulmazlığınızı kaldırırız’ diyorlar. Ali Mahir Başarır ve Lütfü Türkkan. Açık ve net söylüyorum bizim, CHP’lilerin, milletvekillerinin ben dahi dokunulmazlıklarını kaldırmazsanız namertsiniz. Biz kul hakkı yemedik ki korkalım. Düşüncelerimizden ötürü mü yargılamak istiyorsanız, yargılayın. Yolsuzluk yapmadık ki korkalım, sizler gibi değiliz. Sizlere de benzemek istemiyoruz. Hesap verilecekse korkmayız. Parlamentonun geleneklerini ayaklar altına alıyorlar. Korkmuyoruz, korkmayacağız. İnandığımız yolda kararlılıkla yürüyeceğiz, yürüyeceğiz, yürüyeceğiz.

KALEMİNİ SATMAYAN YÜREKLİ GAZETECİLERİN 10 OCAK GAZETECİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN: Kalemini satmayan, haber peşinde koşan namuslu bütün gazetecilere hepimizin şükran borcu var. Olayların perde arkasını onlardan öğreniyoruz. Onurlu bir gazeteci asla kalemini kiralamaz, satmaz. Baskıyla karşılaştığında da çekinmez. Ocak ayının gazeteciliğimiz için büyük acılar barındırdığını bilmenizi isterim. Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink onlardan biriydi. Bu gazetecilerimiz farklı tarihlerde ama birer ocak ayında katledildiler. Basın özgürlüğünün olmadığını biliyoruz, doğru haberlere yasak getirildiğini biliyoruz. Kalemini, düşüncesini satan sözde gazetecileri de biliyoruz. Bu ülkeye demokrasi geldiğinde onlar bir daha televizyonlara çıkamayacaklar, kalemlerini satamayacaklar. Kalemini satmayan yürekli gazetecilerin 10 Ocak Gazeteciler Günü kutlu olsun diyorum.

SÜKUNETİMİZİ KORUYACAĞIZ, BEKLEYECEĞİZ: Kamu kurumunun da bir amacı var, toplumda huzuru sağlamak. Eğer huzuru ve güveni sağlamazsanız o zaman toplum kutuplaşır ve iç çatışmalara zemin hazırlayan bir ortama sürüklenir. Türkiye için en büyük risk şu anda budur. Ne kadar büyük bir haksızlıkla zaman zaman karşı karşıya kaldığınızı biliyorum ama sükunetimizi koruyacağız, bekleyeceğiz, sandığa gittiğimiz zaman demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından yana, haksızlıklara karşı adaleti savunan bir anlayışla oyunuzu kullanacağız. Böylelikle saray ve şürekâsını artık bu ülkeden temizleyip atacağız.

KOMUTA KADEMESİ HADDİNİ BİLSİN: Malum beyefendi tank palet fabrikasına gitti. Erdoğan bildiğimiz Erdoğan. O makamın ne kadar önemli olduğunun farkında değil. O makam, Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ediyor. Zavallı kendi trolü oldu. Devletin çürüdüğünü dün gösterdi. Yalanını küfrünü alkışlayan kurmay askerler. Askerin beni alkışlamasını asla istemem ama yalan söyleyeni alkışlıyorsa devletin çürüdüğünü ora gördüm. Etrafınıza siyaset koridorlarında kariyer devşiren askerler koyarsınız elinizde bol yıldızlı, apoletli Orta Doğu üniformaları kalır. Onun için komuta kademesi haddini bilsin, siyaset askerin işi değildir. Herkes haddini bilecek, bulunduğu makamın ne olduğunu anlayacak. Siyaset mi yapmak istiyorlar? Çıkarsınlar o üniformayı, hizalansınlar Erdoğan'ın yanına, Perinçek'e de takılsınlar beraber olsunlar. Biz değiştik, biz halkın partisiyiz. Biz hangi yanlışları terk ettiysek, artık saray tam odur. Kenan Evren kafasına geldi tamamı.

KAN KUSUP KIZILCIK ŞERBETİ İÇTİK AMA DEĞİŞMEYİ BİLDİK: Biz CHP olarak bize düşeni cesurca yaptık, kan kusup kızılcık şerbeti içtik ama değişmeyi bildik ve başardık. Her değişim önce içeriden başlar sonra dışarıya taşar. İç reformlarımızı yapmaya başladık. Kolay olmadı bu dostlar, her taraftan şikayetler geldi. İnanın, hiç kolay olmadı ama önemli olan zoru başarmaktı, başardık. Şimdi CHP gerçek anlamda halkın partisidir. Biz böyle yaptık. Peki Erdoğan ne yaptı? Eleştirdiği her şeye şimdi bizzat kendisi dönüştü. Korkunç bir tiran oldu. Militarizmin savunucu oldu. Değişimin önüne büyük bir engel olarak çıktı.

YANINDA AZMETTİRİCELİ BARINDIRIYORSUN: Sinan Ateş bizim de evladımız. CHP'de Ülkücü arkadaşlarımız da var. CHP şehidin, kardeşimizin hakkını savunacaktır. Bu benim CHP'li ülkücü kardeşlerime karşı sorumluluğumdur. Bu sorumluluğumu yerine getirmek zorundayım. Madem bu kadar bağırıyor çağırıyor: O zaman açık ve net konuşuyorum: Yanında cinayete azmettiricileri barındırıyorsun teslim edeceksin. Bir şehit var ortada bu kan yerde kalmayacak. Biz Sinan'ın kızlarına mutlaka adaleti getireceğiz. (HABER MERKEZİ)