Elçi davasında salona kalkanlı polisler alındı, gazeteciler alınmadı

Tahir Elçi cinayeti davasının ilk duruşması Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Davaya sadece sınırlı sayıda gazeteci alınırken, salona kalkanlı polisler girdi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesi ile ilgili dava başladı. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma öncesi yoğun güvenlik önlemleri alındı. Adliye girişi polis bariyerleriyle çevrilirken, çok sayıda TOMA, çevik kuvvet otobüsü ve zırhlı araç sevk edildi. Adliye içine ise kalkanlı polisler yerleştirildi.

300 kişilik salonda başlanan duruşmayı sadece 84 kişinin takip etmesine izin verildi.
Tahir Elçi'nin eşi, Avukat Türkan Elçi’nin yanı sıra duruşmayı milletvekilleri Hişyar Özsoy, Remziye Tosun, Necdet İpekyüzü, Dersim Dağ, İmam Taşçıer, Mehmet Tiryaki, Sezgin Tanrıkulu, Ahmet Şık, Diyarbakır İHD, TİHV, İnsan Hakları Gündem Derneği,
Antep, İzmir, İstanbul, Antalya, Adana baro başkanları ve Hrant'ın Arkadaşları da izliyor.

Türkan Elçi

Dava öncesi onlarca çevik kuvvet polisi duruşma salonunun bulunduğu koridora kalkanlarla girdi. Kalkanlı polislerden 20'si de duruşma salonuna alındı. Duruşmaya sanık polisler SEGBİS üzerinden katılacak.

SAVCILIĞIN BELİRLEDİĞİ GAZETECİLER ALINDI

Başsavcılık Medya İletişim Bürosu’nun hazırladığı belirtilen listede yer alan İHA, Demirören Haber Ajansı, AA ve DW çalışanları dışında duruşma salonuna gazeteci alınmadı. 

Mahkeme heyetinin salona gelmesinin ardından avukatların birer koltuk boş bırakarak oturması istendi. Bu sırada söz alan Baro Başkanı Cihan Aydın basın mensuplarının içeri alınmasını talep etti. Mahkeme başkanı ise, “Akredite edilen gazeteciler içeri alındı, Covid nedeniyle daha fazla kişi alınmayacak” dedi.

Daha sonra SEGBİS ile bağlanan sanık polislerin kimlik tespiti yapıldı. Mahkeme başkanının iddianameyi özetlemesinin ardından, iddia makamı iddianameyi okudu.

Sanıkların sorgusundan önce davaya katılma talepleri olan avukatlar taleplerini iletti. Mahkeme başkanı önce sorgunun gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Ardından katılma talebi olan avukatlar taleplerini yineledi.

SANIKLAR DURUŞMAYA DİYARBAKIR'DA KATILMAK İSTEMEDİKLERİNİ SÖYLEDİ

Avukat Duygu Köksal, söz alarak sanıkların SEGBİS ile duruşmaya katılmalarının AYM kararlarına ve CMK'ya aykırı olduğunu, SEGBİS ile katılmaya ilişkin zorunlu bir gerekçe gösterilmediğini, bu nedenlerle SEGBİS ile katılmaya yönelik ara kararın kaldırılması gerektiğini söyledi. Köksal, yargılamanın etkin bir şekilde yapılabilmesi için, suçun vasfı, davanın önemi, cezasızlıkla mücadele gereği ara karardan dönülmesini, bir duruşma tarihi belirlenmesini ve sanıkların duruşmada hazır bulundurulmalarını talep etti.

Türkan Elçi'nin avukatları SEGBİS kullanımının istisnai bir durum olmasını hatırlattı ve başvurulara rağmen tüm sanık polislerin SEGBİS ile dinlenilmesine karar verildiğini belirterek, itirazda bulundu. 

Mahkeme başkanı sanık polislere duruşmalara Diyarbakır’da fiziki olarak katılmak isteyip istemediklerini sordu. Üç sanık polis memuru da bulundukları şehirden duruşmalara SEGBİS ile katılmak istediklerini belirtti. 

Mahkeme talepler konusunda karar vermek icin ara verdi.

SANIK POLİSLER SEGBİS'LE İFADE VERECEK

Verilen aranın ardından duruşmaya devam edildi. Savcılık, müşteki avukatlarının katılım taleplerinin sanıkların sorgusuna başlanmadan degerlendirilmesini ve sanıkların duruşmada hazır bulundurulmalarına yönelik taleplerinin reddini talep etti.
Mahkeme CMK md 191 ve 196/4e dayanarak müşteki avukatların her iki talebinin de reddine oybirliği ile karar verdi. 

SANIKLARIN YANINDA NAİP HAKİM YOK 

SEGBİS ile duruşmaya katılmasına karar verilen sanıkların görüntüleri duruşma salonunda bulunan televizyon ekranının 1/20’sinde gösteriliyor. Net olmayan görüntülerde sanıklara eşlik etmesi gereken naip hakimlerin bulunup bulunulmadığının sorulması üzerine sanıklara seslenildi. Ancak hiçbir sanıktan ses gelmedi. Bunun üzerine yapılan doğrulama ile, SEGBİS ile bağlanılan salonlarda naip hakim bulunmadığı anlaşıldı.
Müşteki avukatları sanıkların küçük ekranda görülemediğini, sanıkların bulunduğu kimliklerini tespit edecek hakim olmadığını, bunların usule aykırı olduğunu söyleyip, duruşmanın ertelenmesini ve talimat duruşmalarına müşteki avukatların katılmasını talep ettiler.
Mahkeme heyeti talimat mahkemesinde hakimin hazır bulunmasına ilişkin bir taleplerinin bulunmadığı, sanıkların naip hakim bulunmaksızın dinlenmesinin usule aykırı olmadığı gerekçesiyle müşteki vekillerin naip hakim bulunması talebinin reddine karar verdi.

Bunun üzerine Tahir Elçi'nin avukatlarından Özkan Yücel, sanıkların kimlik tespitlerinin hakim huzurunda yapılmadığı, görüntüdeki kişilerin sanıklar olup olmadığının bilinmediği gerekçesiyle yargılama yapılamayacagını söyleyip taleplerinde ısrar etti.
Mahkeme başkanı bir sonraki duruşmada talimat mahkemelerine müşteki avukatların katılabileceğini söyledi. Müşteki avukatları ise taleplerinde ısrar ederek bu koşullarda duruşmanın devam edemeyeceğini söylediler. Duruşmaya bir kez daha ara verildi.

Aranın ardından Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın söz istedi. Ancak mahkeme başkanı Aydın'da 'izinsiz söz aldığı için' duruşma salonundan çıkarılacağı uyarısında bulundu. Avukat Mehmet Emin Aktar bunun üzerine reddi hakim talebinde bulundu. Ardından Türkan Elçi söz istedi. Elçi, "Düşüncelerimi, davadan ne beklediğimi dinleme nezaketini göstermenizi istiyorum" dedi.

Avukatlar da Türkan Elçi'ye söz verilmesi, avukatların katılım taleplerinin dinlenilmesi ve daha sonra da tüm müşteki avukatların reddi hakim talepleri konusunda karar verilmesini talep etti.

Mahkeme reddi hakim talebini dikkate almazken avukatlara da reddi hakim talebinde bulunmaları için söz verilmedi. Heyet ayrıca Elçi ailesi avukatlarının duruşmadan çıkarılmasına karar vereceğini söyledi. Mahkemece söz isteyen Türkan Elçi’nin uyarılmasına, aksi halde salondan çıkarılacağına dair ihtar ara kararı verildi.

 

MAHKEME BAŞKANI ELÇİ'Yİ UYARDI 

Türkan Elçi: “Ben bir stajyer avukat olarak bu dilekçeyi yazdım. 5 yıldır bekliyorum. Benim duruşumu takip etmiş olmanız lazım. İki dakikanızı ayırıp benim duygularımı dinlerseniz kararınız değişecektir. Ben bugün buraya gelirken adalete güvenim vardı. Adalete güvenim var. Adalete inanan bir insan ile 21 yıl evli kaldım. Hukuk dışında bir yol tanımıyorum. Bana 1 dakika ayırarak bu satırları okursanız, benim düşüncemi anlayacaksınız.”

Mahkeme Başkanı Türkan Elçi’nin talebini, sanıkların savunmasının alınması ardından dinleyeceğini söyledi. Türkan Elçi bunu kabul etmediğini belirtti. Mahkeme başkanının Türkan Elçi’yi uyarması ardından, avukatlar mahkeme heyetini reddettiklerini belirtti.

Mahkeme başkanı izin alınmadan konuştukları gerekçesiyle avukatların adını yazdırmaya başladı. Reddi hakim talebinde bulunan avukatların talebi değerlendirilmedi. Avukatların izinsiz konuşmalarının kayıt altına alınmasına ve dışarı çıkartılmasına karar verildi.

POLİSLER SALONA GİRDİ

Bu sırda duruşma salonunun iki kapısından da salona yeni polisler girdi. Avukatlar mahkeme heyetinin reddedilmesi talebi karara bağlanmadan duruşmanın devam edemeyeceğini söyledi.

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Av. Mehmet Emin Aktar, adil bir yargılanma yapılmadığını belirtip, reddi hakim ile heyeti reddetti.

Av. Erkan Şenses, “Avukatlar mahkemenin emir eri değildir, heyetinizi reddediyoruz” dedi.

Ancak avukatlar duruşma salonundan çıkartılmadı. Söz alan avukatlar adil yargılanma ve reddi hakim taleplerine ilişkin konuştular.

Adil yargılanmaya dair açıklamalarda bulunan Av. Bahri Belen, “Lütfen çekilin, çekilmiyorsanız bunu ret talebi olarak kabul edin” dedi.

Mahkeme heyeti de müzakere için ayağa kalktı. Av. Nahit Eren ret gerekçelerinin bitmediğini belirterek söz aldı. Mahkeme heyeti avukatların taleplerinin ardından müzakere etmek için salondan ayrıldı.

DAVA 3 MART’A ERTELENDİ

Mahkeme heyeti salona geri döndüğünde ise başkan heyetin mi yoksa mahkeme başkanının mı reddedildiğini sordu.
Av. Mehmet Emin Aktar heyet üyelerinin tek tek her biri için ret talepleri olduğunu söyledi.
Mahkeme heyeti ret talebinin değerlendirilmesi için Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne  müzekkere yazılmasına ve taleple ilgili karar verilmesinin istenmesine, bu nedenle duruşmanın 3 Mart 2021 saat 10.00’a bırakılmasına karar verdi. (DUVAR)

Ne olmuştu?

Tahir Elçi 2015'te, Ahmet Hakan'ın sunuculuğunu yaptığı ve CNN Türk'te yayınlanan bir televizyon programında kendisine tekrar tekrar sorulan "PKK sizce terör örgütü müdür?" sorusuna, "PKK bir terör örgütü değildir. Bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile PKK, silahlı siyasal bir harekettir" cevabını verdi. Bunun üzerine sosyal medyada ölüm tehditleri aldı ve hakkında, "terör örgütü propogandası yapmak" iddiasıyla soruşturma açıldı.

19 Ekim 2015 günü, "tüm aramalara rağmen kendisine ulaşılamadığı" gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Ancak Elçi'nin, o gün akşama kadar adliyedeki makam odasında ifadeye çağrılmayı beklediği ortaya çıktı. Aynı gece Elçi’yi gözaltına almak için bir TOMA, bir zırhlı araç, 2 zırhlı pikap, 2 otobüs çevik kuvvet, bir minibüs TEM polisi ve 2 sivil araç olmak üzere 80'den fazla polis gönderildi. İfadesi, Diyarbakır yerine İstanbul’da alındı, tutuklama istemiyle sevk edildiği mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Elçi, kendisiyle ilgili bu gelişmeler yaşanırken, Diyarbakır'da çatışmalı süreç başladı. Diyarbakır Barosu Başkanı olarak şehirdeki önemli tarihi eserlerin zarar gördüğüne dikkat çekmek istedi. Baro üyeleri ile birlikte Dört Ayaklı Minare önünde bir basın açıklaması yaptı. Aynı saatlerde Balıkçılarbaşı semtinde iki polisi öldürmekle suçlanan ve PKK'li oldukları belirtilen Mahsum Gürkan ve Uğur Yakışır da açıklamanın yapıldığı sokağa girdi. Bu kişilerle polis arasında çıkan çatışmada, Elçi bir kurşunla ensesinden vurularak öldürüldü. Aynı gün olay yeri incelemesi yapmak için bölgeye giden ve aralarında dönemin Başsavcısı Ramazan Solmaz’ın da bulunduğu heyet saldırıya uğradı, üç polis yaralandı. Bu nedenle ilk gün delillerin toplanamadığı açıklandı. İki gün sonra olay yerine giden keşif heyetine yine ateş açıldı. Yarıda kesilen keşif çalışması ancak dört ay sonra yapılabildi. Bu sürede delillerin büyük kısmı kayboldu, Elçi'yi vuran merminin çekirdeği de bulunamadı. Toplanan 23 parça delilin incelenmesi ile hazırlanan bilirkişi raporunda "Elçi’nin nasıl vurulduğunun tıbben ve fizikin bilinemeyeceği" açıklandı.

RAPOR 'POLİS KURŞUNU DEDİ

Dosyanın rafa kalkması üzerine etkin soruşturma yapılmadığını açıklayan Diyarbakır Barosu, olay yerinde çekilen video görüntülerini Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü'ne gönderdi. Burada hazırlanan raporda, Elçi’yi öldüren kurşunun Yıkık Kaya Sokak’ta ateş eden üç polisten birinin silahından çıktığı ve bu polislerden birinin 'kesin fail' olduğu belirtildi. Rapor soruşturma savcısına sunuldu, ancak işlem yapılmadı. Dosya, 2019 yılı Mayıs ayında Diyarbakır’a atanan Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Yavuz’un göreve başlaması ile yeniden açıldı.

2020 başında, Londra'da hazırlanan raporda olası fail olarak tespit edilen üç polisin "şüpheli” sıfatıyla ifadeleri alındı. Böylece dört yıldan sonra ilk kez dosyada yer alan Tahir Elçi’yi kendilerinin vurmadığını ve vurulduğu anı görmediklerini söyledi. 

26 Mart'ta mahkemeye gönderilen iddianamede, İngiltere’de hazırlanan raporla tespit edilen biri ihraç edilmiş üç polis hakkında, "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istendi. Savcı, iki polisi öldürmekle suçlanan, ateş ederek sokağa giren Uğur Yakışır’ı da dosyaya sanık olarak ekledi ve hakkında üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve 45 yıla kadar hapis cezası istedi.