Kadınlar İstanbul Sözleşmesi için kadınlar bir arada: Sözleşme yaşatır

Ankara Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının alınmamasını talep ederek eylem yaptı. Kadın-Toplumsal Cinsiyet Bakanlığı kurulmasını, kadınların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara son verilmesini isteyen platform, “Kadına yönelik şiddet her gün arttığı halde İstanbul Sözleşmesi'nin etkin şekilde uygulanmasını değil kaldırılmasını gündeme getirenler kadın cinayetlerinin suç ortaklarıdır” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Türkiye’nin, kadına yönelik şiddeti insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan ve bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenleme olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemesini talep eden kadınlar Sakarya Meydanı’nda bir araya geldi.

“Devlet kadınlardan korksun”, “Kadın dayanışması yaşatır”, “Kadın cinayetlerine acil önlem”, “6284 ve İstanbul Sözleşmesi yaşatır” pankartları taşıyan kadınlar, metrelerce uzunluğunda mor kurdele ile etraflarını çevirdi.

“Koruma aklama failleri yargıla”, “Dünyayı yerinden oynatacağız”, “Aile değiliz kadınız, isyandayız” sloganları eşliğinde, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı olan kadınlar, erkekler tarafından öldürülen kadınların isimlerini hep bir ağızdan haykırdı.

Ankara Kadın Platformu tarafından yapılan açıklamada, iktidarın kadın ve çocuklar için acilen atması gereken adımlar dile getirildi ve şu ifadelere yer verildi:

HER GÜN KADINLAR KATLEDİLİYOR: Bu ülkede her gün kadınlar katlediliyor! Erkek şiddetiyle aramızdan ayrılan kadınların isimlerini ezbere sayıyoruz. O isimler akıllarımızda, kalplerimizde, hiçbirini unutmuyoruz. Eğer İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, hayatta olabilirlerdi. İşte bu yüzden hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi uygulansın diyoruz! Kadına yönelik şiddet her gün arttığı halde İstanbul Sözleşmesi'nin etkin şekilde uygulanmasını değil kaldırılmasını gündeme getirenler kadın cinayetlerinin suç ortaklarıdır.

İKTİDAR ŞİDDETİN FAİLİDİR: Sözleşme imzalandığı gün hükümette olup imza attığı halde, kadına yönelik şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sorumluluğundan vazgeçeceğini ilan eden siyasal iktidar, her gün uğradığımız şiddetin failidir. İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin karalama kampanyalarına göz yumanlar, bizzat bu kampanyalara sözcülük yapar hale gelenler, kadınların, LGBTİ+’ların, göçmenlerin, mültecilerin, engellilerin, yaşlıların, çocukların haklarını tarikat ve cemaat çevreleriyle pazarlık konusu haline getirenler kadın cinayetlerinin, nefret cinayetlerinin, çocuk istismarlarının, göçmen, mülteci kadınlara dönük saldırıların suç ortağıdır… Biz kadınlar yaşamak istiyoruz!

SÖZLEŞME KADINLARIN HAYATLARINI KORUMAK İÇİN VERİLEN SÖZDÜR: İstanbul Sözleşmesi kadınların ve çocukların hayatlarını korumak için verilen bir sözdür ve bu “sözden dönmek”, her yıl yüzlerce kadının öldürüldüğü, şikayet edilen en az 28 bin 360 çocuk istismarı vakasının olduğu bir ülkede kadınları ve çocukları ateşe atmaktır. Sözleşmeden çekilmek, sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm diğer temel insan hakları sözleşmelerini de tartışmalı hale getirmek, kadınların mücadeleyle kazandığı tüm hakları tartışmaya açmak demektir. Sözleşmeden çekilmek, “Kadınlarla erkekler fıtratları gereği eşit değildir” sözüyle her fırsatta saldırıya uğrayan eşit haklarımızın, yasal güvencelerimizin tümüyle terk edileceğinin dünyaya ilan edilmesidir.

SORUMLULUĞUNUZU YERİNE GETİRİN: İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz, haklarımız ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz demiştik. Buradan yine sesleniyoruz, İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına nihai olarak son verin ve kadınlar ve çocuklarla ilgili yapmanız gerekenleri yapın, sorumluluklarınızı yerine getirin. Çünkü sadece sözleşmenin iptali gündeminin ortadan kalkmasını değil, sözleşmenin devleti yapmakla yükümlü kıldığı tüm koruma, önleme, tazminat, Kürtçe çevirmen desteği, eşitlik politikaları geliştirme ve uygulama sorumluluklarının da hemen yerine getirilmesini istiyoruz!

KADINLARIN TALEPLERİ

  • İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara derhal son verilsin, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Şiddetin Önlenmesi Yasası’nın uygulanmasındaki eksiklikler giderilsin, kadına yönelik şiddete karşı acil önlem planı yapılsın.
  • Kadınların 7/24 ulaşabileceği, farklı dillerde hizmet, ücretsiz, sadece kadın yönelik şiddet alanında çalışan ayrı bir Alo Şiddet Hattı kurulsun.
  • Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle ilgili bağımsız bir veri toplama yöntemi geliştirilsin ve kamuoyuna düzenli olarak bu veriler açıklansın.
  • Devletin tüm kademelerinde eşitliği sağlayacak, ayrımcılığa son verecek düzenlemeler yapılsın. Eşit yurttaşlığın tüm gereklerini sağlamak için acilen somut adımlar atılsın.
  • Cinsel şiddetle mücadele koordinasyon ve kriz merkezleri kurulsun.
  • Dijital şiddet ve ısrarlı takip yasalarda tanımlansın ve cezası belirlensin.
  • Toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimin her kademesinde zorunlu ders olarak müfredata eklensin.

‘TOPLUMSAL CİNSİYET BAKANLIĞI KURULSUN’

  • İstanbul Sözleşmesi’nin de hükme bağladığı üzere, ülkemizde mülteci ve sığınmacı olarak yaşayan bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunmasında eşit haklara sahip olması için açık ve net düzenlemeler yapılsın.
  • Her mahallede kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreşler açılsın.
  • Kadınların rahatça 7/24 ulaşabileceği kadın danışma merkezleri ve yeterli sayıda sığınak açılsın.
  • Nafaka tartışmalarına, boşanma süreçlerinde arabuluculuk vs uygulamalarına, boşanma süreçlerinin zorlaştırılmasına kısacası kadınların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara bir son verilsin. Boşanma süreçlerinde kadınlara istihdam, barınma, sağlık ve eğitim olanakları sağlansın. Kadınları şiddete karşı güçlendirecek politikalar hayata geçirilsin.
  • Kadın/Toplumsal Cinsiyet Bakanlığı kurulsun.