İzmir’de depremzedelerin kaldığı konteyner kentte ‘kovulma’ endişesi

Özlem Kara

İZMİR - İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde gerçekleşen depremde 117 kişi hayatını kaybetti, 15 bin kişi de evsiz kaldı. Depremin üzerinden yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen sancıları hâlâ devam ediyor. İzmir Valiliği ve AFAD işbirliğinde yapılan Bayraklı Geçici Konaklama Merkezi, diğer adıyla konteyner kentte şu an 200 aile yaşamını sürdürüyor.

Depremzedeler, konteyner kentte psikolojik şiddet gördüklerini belirterek, “Bizim oradan kovulma endişemiz var” derken, İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan iddialarla ilgili, “Yeni bir durum değil” değerlendirmesinde bulundu.

İÇERİYE GİRMEK YASAK

Depremzedelerin taleplerini ve sıkıntılarını dinlemek için İzmir Valiliği Bayraklı Geçici Konaklama Merkezi’nin yolunu tutuk. Konteyner kent olarak bilinen ve Google yer haritasına da eklenen Geçici Konaklama Merkezi, Folkart Towers ikiz kulelerinin yan cephesinde kalıyor. Konteyner kent, cezaevini andıran bir görüntüye sahip. Tel örgüler, yüksek duvarlar ve MOBESE kameraları ile çevrili kente giriş yasak. Kentin girişindeki polislerle yapılan görüşmeler sonucu yasağın valilik tarafından alındığını öğreniyoruz.

Bunun üzerine kentin yakınındaki boş arsada depremzedelerle karşılaşmayı umduk. Bu sürede kente giriş çıkış yapan dört depremzedeye kendimizi tanıttık. Varsa sorunlarını dinlemek ve haber yapmak istediğimizi ifade ettik ancak hepsinden de “Konuşmak istemiyorum” yanıtı aldık.

‘SORUNLAR ORTAYA ÇIKMASIN DİYE MEDYAYI UZAK TUTUYORLAR’

Nihayet bizimle konuşmayı kabul eden bir depremzede ile karşılaştık. Adını vermek istemeyen depremzedeye göre kente gazetecilerin alınmama gerekçesi, içerideki sorunların ortaya çıkmasını engellemek.

Konteyner kentteki sorunları anlatan depremzede, “Biz geldiğimizde burada 500 konteyner vardı. Burada sokakta yaşayanlar da bulunuyordu. Bu insanlar daha sonra buradan tahliye edildi sadece depremzedeler kaldı. Güneşten korunmak için brandalarımız vardı. Kışın bunları söktüler. Sökerken, ‘Biz bu brandaları sökeceğiz, yaz gelince de tekrar montajını yapacağız’ dediler. Havalar ısınmaya başlayınca biz gidip sökülen brandaları AFAD sorumlusundan istedik, onlar da bize brandaları attıklarını söyledi. Biz bu sıcaklarda 20 metrekare yerde yaşıyoruz. Güneş sabahtan akşama kadar içeriyi kavuruyor. Çok memnun değiliz burada kalmaya. Ama mecburuz” diye konuştu.

‘PSKOLOJİK ŞİDDET GÖRÜYORUZ’

Konteyner kentte psikolojik şiddet gördüklerini belirten depremzede, “Konteyner yönetimi ‘Biz sizi buradan çıkaracağız’ diyor. Bu durumdan kimsenin haberi yok. Biz bu durumları CİMER’e aktarıyoruz ama doğru düzgün cevap alamıyoruz. İZDEDA başkanımız Ankara’ya görüşmeye gitti, konteyner kentten çıkarılma durumu ile ilgili ‘böyle bir şey bildirilmedi’ dedi. Konteyner kentte kalan bir teyzemizi görmek için makam sahibi insanlar geldi, parti belirtmeyeyim. Biz durumu onlara aktardık, ‘Bizim böyle bir şeyden haberimiz yok. Öyle bir şey olamaz, sizi sokağa atamazlar’ diye konuştular. Bizi buradan atacaklarını iddia edip psikolojik baskı uyguluyorlar. Kovulma endişemiz var. Yağmur yağıyor, sular konteynerlere akıyor. Her yerden hamam böcekleri çıkıyor” ifadelerini kullandı. 

Taleplerini belirten depremzede, “Evi olmayan, yaşam mücadelesi veren depremzedelere TOKİ’den satış önceliği istiyoruz. Devlet büyüklerinden biz bunu rica ediyoruz” dedi.

‘BANA BİLGİ GELMEDİ’

Konuyla ilgili iddiaları değerlendiren İZDEDA Başkanı Haydar Özkan, depremzedelerden branda sorunu ve mobbing'le ilgili bir bilgi gelmediğini belirtti. Özkan ayrıca konteyner kente girişlerin, orada yaşayanlar dışında yasak olduğunu, bunun nedeninin İzmir Valiliği tarafından depremzedelerin güvenliğini sağlamak için yapılan bir uygulama olduğunu aktardı.

Konteyner yönetiminin depremzedelere yönelik, çıkarma iddialarıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Özkan, "Bundan iki ay önce depremzedelerin oradan çıkmaları ilgili bir tebligat gitmişti. Biz de bu konuya istinaden İzmir Valiliği ile görüştük. Bu süreci ağustos ayına kadar uzattık. Yeni bir durum değil” diye konuştu.