İstismarda ürküten veri: Rakamlardaki düşüş

Korona virüsü salgınıyla, adliyeye yansıyan çocuk istismarı vaka sayısında düşüş görüldü. Uzmanlar ise izolasyon süreçlerinde istismarın arttığına dikkat çekiyor. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden avukat Fırat Çiçek verilerdeki düşüşle ilgili "Bu iyi bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu göstermiyor" dedi. Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı Gazal Bayram Koluman, Lanzarote Sözleşmesi'nin hayata geçirilmediğine dikkat çekti. Psikolog Masum Aydın istismarın belirtilerini anlattı.

Google Haberlere Abone ol

Nalin Öztekin

DUVAR - Covid - 19 pandemisi ile birlikte aileleriyle evlere kapanan çocuklara yönelik şiddet, sömürü ve istismara karşı yeterli mekanizma kuruldu mu? Resmi kurumlar bu dönemde neler yaptı? Çocuklar o evlerin içinde gerçekten güvende miydi? Pandemi sürecinde çocuk istismarı dosyasında bu sorulara yanıt aradık.

Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı avukat Gazal Bayram Koluman ve İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi avukat Fırat Çiçek konuyla ilgili bilgi verdi.

BAROLARA YANSIYAN RAKAMLAR

İstanbul Barosu’nun 1 Şubat-10 Mart 2020 tarihleri arasını kapsayacak şekilde (pandemi ilan edilmeden önceki 38 günde) yaptığı araştırmaya göre kentte cinsel istismar mağduru 464 çocuk için avukat görevlendirmesi yapıldı. Bunun yanı sıra 10 Mart – 20 Nisan tarih aralığında aynı suç hakkında 2019'da 508, 2018'de ise 375 mağdur çocuk için avukat görevlendirilmesi yapılmıştı.

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin ise 10 Mart - 29 Nisan tarihleri arasını kapsayacak şekilde yaptığı araştırmaya göre kentte cinsel istismara maruz kalan 50 çocuğa avukat görevlendirmesi yapıldı. Aynı tarih aralığı incelendiğinde bu sayı 2019’da 142, ve 2018’de 130 olarak belirlendi. Ardından “Pandemi sürecinde koruma ve önleme mekanizmaları yeterince çalışmadığı için mi veriler daha az görünüyor?” sorusu soruldu

'FAİLLER ÜZERİNDEN BİR ARAŞTIRMA İLE ENSEST VERİLERİNE ULAŞILIR'

Avukat Koluman mevcut verilerin gerçek olmadığını düşündüğünü belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:

 “Sayısal rakamların çok daha fazla olduğunu, henüz adli mercilere yansımadığını düşünüyorum. Bu vakalar pandemi öncesi mi yaşandı, ev ortamında en yakınları mı fail, ensest oranı ne kadar, bu soruların yanıtı için tüm ifade tutanakları incelenmeli. Adli mercilere yansıyan şikayetlerdeki, failler üzerinde özel bir çalışma yapılarak ensest verilere ulaşmak mümkün olabilecektir. Ancak bir yandan da gerçek şu ki çocuğun yok sayıldığı, görünür olunmasının istenmediği bir zihniyet hakim."

'LANZAROTE SÖZLEŞMESİ HAYATA GEÇİRİLMEDİ'

Dünya genelinde yaşanabilecek krizleri öngörerek çocuk haklarının güvence altına alındığı kimi sözleşmeler mevcut. Bunlardan biri de Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi’ndeki ülkelerin bir araya gelerek kabul ettiği Lanzarote Sözleşmesi. Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması amacıyla oluşturulan sözleşme 2010 yılında Türkiye tarafından kabul edildi. Peki yükümlülükler yerine getirildi mi?

Avukat Koluman hayata geçirilmediğini belirttiği maddeleri şöyle özetledi: “Cinsel istismara karşı çocukların bilinçlendirilmesi için TV-mecbua-broşür gibi eğitim materyallerinin çocuklara ve ebeveynlere ulaştırılması, 24 saat aktif çalışan ihbar hatlarının yeterli personelle hizmet vermesi, adli mercileri ne şekilde kullanacakları konusunda bilinç düzeyinin artırılması ve belirli periyodlarda raporlama yapılarak eksikliklerin belirlenerek istismar ile mücadele yöntemlerini belirlemesi gerekmektedir. Sözleşme taraf ülkelere bu sorumluluğu yüklerken ilgili alanda çalışan sivil toplum örgütleriyle ortaklaşmayı hüküm altına almıştır."

DAHA ÖNCE EBOLA SALGININDA İSTİSMAR ARTTI

Tarihteki birçok kriz dönemi sonrasında çocukların hangi ciddi etkilere maruz kaldığını görmek mümkün. Örneğin; Batı Afrika’da 2014 ile 2016 yılları arasındaki Ebola virüsü salgını sırasında okulların kapanması; çocuk ihmali, cinsel istismar ve erken yaşta hamilelik gibi vakalarda artışa neden oldu. Sierra Leone’de çocuk yaşta hamilelik vakaları salgın öncesine göre iki katına çıkarak 14 bine ulaştı. BM verilerine yansıyan bu sonuçlar Türkiye’de yaşayan çocukların da benzer tehditler altında olduğuna işaret ediyor.

'ADALETE ERİŞİMDE EKSİKLİĞİN İŞARETİ'

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi avukat Fırat Çiçek bu gibi kriz dönemlerinde vakalardaki artış ve yapılması gerekenlere ilişkin şunları söyledi:

"Dünya tarihi boyunca bu tür salgın dönemlerinde ev içi istismar ve şiddet vakalarının artış gösterdiği hazırlanan raporlar doğrultusunda gözlemlenmiştir. Bu durumun kamu otoritesi tarafından öngörülerek başvuru mekanizmalarının karantina döneminde daha aktif hale getirilmesi gerekmekteydi. Her zaman olduğu gibi çocuklar pandemi döneminde de göz ardı edildi. Türkiye’nin dört büyük şehrinin baroları tarafından veriler açıklandı. İstanbul, İzmir, Gaziantep ve Diyarbakır baroları tarafından hazırlanan raporlara göre 10 Mart - 07 Mayıs 2020 tarihleri arasında en az 380 çocuğa avukat ataması yapıldığı açıklandı. Yine raporlara göre geçen yıl aynı dönemlerle karşılaştırıldığında yüzde 50-60 oranında düşüş gösterdiği görüldü. Fakat bu iyi bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu göstermiyor. Keza bu tarihler arasında sokağa çıkma yasağı mevcuttu. Yani pandemi döneminde aile içi istismar vakalarının yoğun olduğunu göstermekle birlikte istismar mağduru çocuğun ve ailesinin bu süreçte adalete erişimi noktasında ciddi eksiklikler olduğunu açıklıyor."

CEZA KANUNUNDA ENSEST

Ensest vakalarına ilişkin suçlar Türk Ceza Kanununda spesifik olarak yer almıyor yasalarda nasıl belirlendiğini ise Av. Çiçek şöyle anlattı:

"TCK 103 içinde yani çocuğun cinsel istismarı suçunda üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından işlenmesi halinde ceza yarı oranında arttırılır. Bununla birlikte TCK 104 yani reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda keza şikayete bağlı olmayan bir suçtur. Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Her ne kadar aile içinden gelen bir istismar durumunda suçun nitelikli hal almasına yönelik düzenlemeler olsa bile adli merciler tarafından özellikle soruşturma aşamasından bu durumun olamayacağı ihtimali üzerinden bir süreç yürütüyor. Elbette bu durum özellikle delil toplanması ve çocuğun örselenmesi gibi ciddi olumsuzluklar barındırıyor."

'İZOLASYONDA ÇOCUK İSTİSMARA AÇIK HALE GELİR'

Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz bir diğer isim Şişli Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı bölümünden Psikolog Masum Aydın. İzolasyon sürecinin çocuk istismarına ve ruhsal gelişimine yönelik etkilerini anlatan Aydın, şu bilgileri paylaştı:

“Cinsel istismar, şiddet, ihmal, ensest vb çocuğun ihmali ve istismarını kapsayan yetişkinden veya akranından çocuğa doğru gelen sınır ihlalleri en fazla dikkat edilmesi gereken bir durumdur. İzolasyon sürecinde olan çocuk, uyaran yoksunluğu yaşar ve  istismara açık hale gelir. Ne yazık kı istismarların çoğu özellikle cinsel istismarlar aile içinde veya aileye yakın 'güvenilir' olduğu düşünülen kişiler tarafından gerçekleştirilir."

ÇOCUKLAR HANGİ BELİRTİLERİ GÖSTERİR?

Çocukların bedenlerindeki değişimlerin ve davranışlarının bu konuda ciddi ipuçları verdiğine dikkat çeken Aydın, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:

“Çocuğun belli bir duygusal reaksiyonu, hareketliliği, dikkat aralığı, algılama düzeyi, oyun çağında ise çizdiği resim ve oynadığı oyunlar, sorduğu sorular ve gibi normalleri var. Bunlardan herhangi birinde fark edilir düzeyde değişiklik gözlemlendiğinde bir sorun olduğuna dair sinyal verir. Örnek; daha önce istediği bir şey olmayan bir çocuk düşük bir tepki verirken istediği olmuyor diye kendi normalinin dışında  bağırmaya başlıyorsa, dikkati dağılıp sürekli dalıyorsa, çizdiği resimler cinsel içerikliyse, sorduğu sorular cinsel içerikli veya cinsel organ içerikliyse, daha önce neşeli ama artık neşeli değil içine kapanmışsa ve bunların görünür bir nedeni yoksa bu süreçte başta cinsel istismar olmak üzere istismar ve ihmal için alarmda olmak lazım.”

ÇOCUKTA BU BELİRTİLER VARSA NE YAPMALISINIZ?

Aydın, istismara maruz bırakıldığı düşünülen çocuklar için de yetişkinlere yapmaları gerekenleri şöyle anlattı:

 “Tabii önce bu durumların önlenmesi için azami önlem almakta yarar vardır. Çocuğun uzun süre biriyle kalmasına izin vermeme ve belli zaman aralıklarında kontrol etme önemli. İzolasyon sürecinde internet kullanımı çok yoğun olduğu için çocukları bu alandan gelebilecek istismarcılardan korumak önem arz ediyor. Çocuğu incitmeden internet turlarını kontrol etmek lazım. Temel olarak ilk etapta çocuğu suçlayıcı baskılayıcı davranış ve tutumlardan kaçınıp yerine koruyucu güvenilir bir tutum sergilemek lazım. Yalnız olmadığı hissini oluşturmak temel tutumlardan biri olmalı. Bunun için Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM) , hastanelerin Çocuk Psikiyatri ve Psikoloji poliklinikleri, ASPB (Aile Sosyal Politakalar Bakanlığı) birimlerinden destek almak gerekir."