İlkel insanlar iklim değişikliğine nasıl uyum sağlamıştı?

Binlerce yıl önce batı Avrupa’da yaşayan insanların ardında bıraktığı deniz kabuklarının kalıntıları incelendi ve ilkel toplulukların iklimsel değişikliklere nasıl uyum sağladığı ortaya çıkarıldı.

Google Haberlere Abone ol

Barselona Özerk Üniversitesi

Yaşadığımız küresel ısınma, tıpkı çevresel düzensizliklerin geçmişte insan toplulukları için büyük sonuçlar doğurduğu gibi, insanlık tarihi açısından yaygın sonuçlar doğuruyor ve doğurmaya devam edecek. ‘8.2 binyıl olayı’ diye adlandırılan olay, Kuzey Amerika’daki göllerden yayılan soğuk eriyik suyunun Kuzey Atlantik’e taşması ve akabinde okyanus dolaşım sistemlerini durdurmasının yol açtığı, son 11 bin 700 yılın en büyük ve en ani iklim olayı olarak belirlendi. Bu olayın neden olduğu soğuma ve kuraklaşma etkileri, Avrupa’nın Atlantik kıyıları da dahil olmak üzere, gezegen genelinde belgelendi. Bununla birlikte, ‘8.2 binyıl’ olayının farklı ortam ve insan toplumları üzerindeki geniş etkileri çoğunlukla kanıtlanmaktan ziyade varsayım olarak tartışıldı.

Scientific Reports dergisinde, Barcelona Özerk Üniversitesi Çevre Bilimi ve Teknolojisi Enstitüsü’nden ve Barcelona Tarih Öncesi Bölümü’nden araştırmacı Asier García Escárzaga ve Cantabria Üniversitesi’den Igor Gutiérrez Zugasti tarafından yönetilen bir araştırma makalesi yayınlandı. Araştırma, La Rioja Üniversitesi ve Almanya’daki Max Planck Enstitüsü’nden diğer akademik merkezlerin (Max Planck Enstitüsü, Burgos Üniversitesi, Madrid Complutense Üniversitesi ve Faro Üniversitesi) üyeleriyle birlikte yürütüldü.   

KABUKLARLA AYDINLANAN TARİH

Araştırma dahilinde, İspanya’nın Asturias bölgesinde bulunan El Mazo Mağarası’ndaki deniz kabuğu birikintisinden elde edilen kabuk kalıntıları üzerinde çok-disiplinli bir arkeomalakolojik çalışma ve stabil oksijen izotop analizleri uygulandı. 1500 yıllık uzun bir stratigrafik tabakalar barındıran El Mazo, Avrupa Atlantik kıyılarında her bir arkeolojik tabakanın fazlasıyla yüksek kronolojik çözünürlüğüne sahip olduğu eşsiz bir alan. 

Bu bilim insanlarının ulaştığı sonuçlar, deniz kabukları üzerinde ölçülen kararlı oksijen izotop değerlerinden elde edilen daha soğuk deniz suyu sıcaklıklarının, farklı kabuklu deniz hayvanı türlerinin mevcudiyetinde değişikliklere yol açtığını tespit etmelerine olanak sağladı. Mesela, en çok rastlanan ve sıcağa uyum sağlamış P. lineatus türleri, ‘8.2 binyıl’ olayı esnasında azalırken, yaygın olarak görülen ve soğuğa uyum sağlamış diğer bir tür olan P. vulgata’nın sayısı artmıştı. İlginç bir şekilde, sıcağa uyum sağlayan deniz yumuşakçası P. depressa da, diğer ılık su türlerine kıyasla düşük sıcaklıklara karşı daha yüksek direnç göstermesi nedeniyle, bu soğuk dönemde çoğaldı.

BOYUTLAR KÜÇÜLDÜ

Ulaştıkları sonuçlar, bunların yanı sıra, yumuşakçaların ortalama büyüklüğünde bir azalma ve daha tehlikeli kıyı bölgelerinde artan toplayıcılık kanıtlarının gösterdiği üzere, insanlar tarafından gerçekleştirilen yumuşakça avındaki yoğunlaşmada bir artış olduğunu gözler önüne serdi. Araştırma yazarları, bu durumun, soğuma olayı esnasında bir sığınak işlevi gören ve toplulukları daha iç kesimlerden buralara doğru göçmeye teşvik eden bu Atlantik kıyı bölgelerindeki insan nüfusunun artmasından kaynaklandığını ileri sürüyorlar. Öte yandan, El Mazo çevresindeki topluluklar kıyıdaki kaynaklardan aşırı düzeyde faydalanmaktan kaçınmayı başardılar; zira yumuşakçaların ortalama büyüklüğü, uzun ömürlü türlerin hayatta kalma mücadelesini sürdürebilmek için, modern düzenlemelerin belirlediği minimum boyut olan 20 mm’nin altına ender biçimde düşmüştü.

Yayınlanan çalışmanın başyazarı olan Asier García-Escárzaga, “Ulaştığımız sonuçlar, iklim ve nüfus yapısındaki büyük değişimlere karşın, batı Avrupa’daki son toplayıcılardan bazıları tarafından yerel deniz ekolojik bilgilerinin kullanılmaya devam ettiğini gösteriyor” diyor.  

Arkeolojik alanlardan sağlanan yumuşakçaların taksonomik, jeokimyasal ve kronolojik analizlerinin birleştirilmesiyle ulaşılan netice, iklim değişikliğinin deniz ortamları üzerinde sahip olduğu önemi tespit etmeyi amaçlayan diğer çalışmalar için önemli etkilere sahip ve bizlere gelecekte yaşanacak iklimsel değişimlerin büyüklüğü ve doğasıyla ve insan toplulukları üzerindeki etkileriyle ilgili ayrıntılı ipuçları sağlayabilir.


Yazının orijinali EurekAlert sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)