'İktidar gerçek sayıları paylaşmıyor, son 5 yılda 450 polis intihar etti'

Son 5 yılda 450, son 20 yılda ise binin üzerinde polis intihar ettiğini belirten DEVA Partili İdris Şahin, iktidarın gerçek sayıları kamuoyuyla paylaşmadığını söyledi.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - DEVA Partili İdris Şahin, Türk Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun 179’uncu yıldönümü ve Polis Haftası dolayısıyla TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Polis Haftasını kutlayan Şahin, polislerin yaşadığı sorunları dile getirdi.

Polislerin en temel sorunlarından birinin hak mücadelelerinde kendilerini savunacak bir sendikasının bulunmayışı olduğunu kaydeden Şahin, “Polisler, birçok Avrupa, Afrika ve Asya ülkelerinde olduğu gibi polis sendikasının kurulmasını istiyor. Kurulacak bu sendika grev ve toplu eylem hakkı verilmeden sadece toplu sözleşme masasında ve disiplin kurullarında polisleri temsil edecek, tek yetkili sendika olarak kurulabilir. Anayasal hak olan sendika hakkı polisimize de verilmelidir. Millet ve devlet olarak ne zaman bir sıkıntıya düşsek canını ortaya koyarak hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan polisimiz kendisine bir şey talep ettiğinde sahipsiz ve yalnız bırakılmaktadır. Bu sahipsizlik polislerimizin yaşadığı diğer sorunlarla ve eksiklikler de birleşerek maalesef intihar olaylarının da başlıca sebepleri arasında yer almaktadır.” diye konuştu.

'İKTİDAR GERÇEK SAYILARI PAYLAŞMIYOR'

Şahin, açıklamasında polis intiharlarına ilişkin rakamları da paylaştı. 2020’de 35, 2021’de 109, 2022’de ise 105 polisin çeşitli nedenlerle intihar ettiğini anımsatan DEVA Partisi Sözcüsü Şahin, 2023 yılında bu oranın azaldığını, 2024 yılının ocak ayında ise 4 polisin intihar ettiğini kaydetti. Basına yansıyan rakamlara göre son 5 yılda 450, son 20 yılda ise binin üzerinde polis intiharı olduğu görüldüğünü ifade eden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şeffaf ve hesap verilebilir anlayıştan uzak olan iktidar, her alanda olduğu gibi maalesef İçişleri Bakanlığında da resmi ve gerçek sayıları kamuoyuyla paylaşmamaktadır. Bu intiharların temel sebebi hiç şüphesiz mesleğin getirdiği zorluk, adaletsizlik, başarının ödüllendirilmemesi, iş yükü ve değersizlik hissidir. Yine personel alımında adil davranılmayarak personel kaynağının referanslı personelden seçilmesi de sorunlu bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Atama ve terfilerde de başarı ve liyakat kriterleri dikkate alınmamaktadır.

'İNSANLIK DIŞI ÇALIŞMA SİSTEMLERİNDE GÖREV YAPIYORLAR'

Terfi sisteminin adil olmaması ve objektif kriterlere göre belirlenmemesi, yargı kararlarıyla da gün yüzüne çıkmıştır. Polislerimizin düzenli bir çalışma sistemleri yoktur. İnsanlık dışı çalışma sistemlerinde görev yapmaya zorlanmakta ve ‘ikinci bir emre kadar’ denilerek sınırsız şekilde amirin inisiyatifine bırakılıp keyfi fazla çalışmaya maruz kalmaktadır. Polislerimizin beden yükü ortadayken tüm bu yapılanlara karşı ek mesai ücretleri de yoktur. Bayramlarda ve diğer tatil günlerinde polis memurları 24 saat esaslı çalışmalarından dolayı görev başındadır. Tatil günlerindeki çalışmaları yıllık iznine eklenmeli diğer günlerdeki fazla çalışmaları içinde saatlik ek mesai ücretleri ödenmelidir. Aynı durum rütbeli polislerimiz için de geçerlidir. Emniyet görevlilerimiz ne yazık ki harcadıkları emek ve gösterdikleri fedakarlığın karşılığında adaletli bir ücreti alamamaktadır. Bunun sonucu olarak polislerimiz diğer memurlarımız gibi hayat pahalılığı dolayısıyla büyükşehirlere  atanmak istememektedir. Zira ev kiraları hepimizin malumu olduğu üzere, İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak kaydıyla bir devlet memurunun maaşının yarısından fazladır. Yine bu hususta Emniyet teşkilatımıza ait lojmanlar ülke genelinde sayıca yetersiz kalmakta, var olanlar da bakımsız durumdadır.”