İHD Batman'da sordu: 'Ahmet Bulmuş nerede?'

İnsan Hakları Derneği Batman Şubesi, bugün düzenlediği eylemde 1994 yılında Şırnak'ın Cizre ilçesinde kaybolan Ahmet Bulmuş'un akıbetini sordu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İnsan Hakları Derneği Batman Şubesi, "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" eyleminin 626. haftasında Batman İnsan Hakları Anıtı'nın önünde Ahmet Bulmuş'un akıbetini sordu. 

Eylemde okunan basın açıklamasında, şu ifadeler yer aldı: 

"Değerli Kayıp Aileleri, İnsan Hakları Savunucuları ve Basın Emekçileri, 

626 haftadır her cumartesi günü oğullarını, eşlerini, kardeşlerini, yakınlarını arayan Cumartesi Annelerinin mücadelelerine yoldaş, acılarına ortak olmaya çalışıyoruz. Gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbetlerinin açıklanması, sorumlularının yargılanması talebimizi yıllardır burada dile getiriyoruz. Bu haftada sizlere 01.04.1994 tarihinde Şırnak’ın Cizre ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Ahmet Bulmuş’un öyküsünü sizlerle paylaşacağız.

Ahmet Bulmuş ve ailesinin yaşadığı Şırnak’ın Cizre ilçesine bağlı Hebler köyü yakılır, aile Cizre’ye göç etmek zorunda kalır. Köyde bakkallık yapan Ahmet, Cizre’ye gelince yeni bir iş kuramaz, işçi olarak günlük işlerde çalışmaya başlar.

1994 yılının Nisan ayında bozulan radyosunu tamir ettirmek üzere Beşir adlı arkadaşının Mardin Caddesi’ndeki dükkânına gider. Dükkâna gelen beyaz toros marka bir araçtan inen eli telsizli ve silahlı üç kişi, kimlik kontrolü yaptıktan sonra Ahmet Bulmuş’a ‘Sen bizimle geleceksin’ der. Ahmet’i arabaya bindirip götürürler. Radyo tamircisi arkadaşı olaya tanık olur.

Birkaç gün sonra İlçe Jandarma Komutanı Cemal Temizöz Ahmet’in evinde arama yaptırır, bir şey bulmazlar. Eşi Fatım’a, 'Eşini götürdük, misafirimiz oldu, üç dört güne bırakacağız, sen bize evde ne sakladığını göster' der. Fatım, hiçbir şey saklamadıklarını söyleyince de tartaklanarak fiziksel şiddete maruz kalır. Jandarma ve polisler tarafından ev birkaç kere daha baskına uğrar. Gündüz vakti evin avlusuna el bombası atılarak ev tahrip edilir. Bunun üzerine ev sahibi Bulmuş ailesini evden çıkartır.
Fatım bu olaydan 3 gün sonra dilekçeyle ilgili mercilere başvurur ancak yanıtsız kalır. A. adlı bir kişi, "Ahmet Bulmuş'la birlikte gözaltındaydık, gözlerimiz bağlıydı ama sesimizden birbirimizi tanıdık" diyerek aileye haber verir. (Bu tanık üç-dört yıl sonra tanıklık yapamadan kalp krizi geçirerek vefat eder.) 

1996 yılında Silopi’de bir kuyuda 6-7 kişinin cesedine ulaşılır. Eşi Fatım, çuvalın içinden çıkan kafası kesilmiş bir cesedin üzerindeki sağlam kalan kıyafetlerden eşini teşhis eder ancak korkar, şikayette bulunmaz.

Silopi Belediyesi, cesetleri toplu olarak kimsesizler mezarlığına defneder. Ahmet’in oğlu Vedat, BOTAŞ kuyularında yapılan kazılarda bir kafatası bulunması üzerine Cizre Cumhuriyet Savcılığı'na yeniden başvuruda bulunur. 2009 yılında soruşturma açılır ve Vedat’a üç ay içinde DNA testi için kan örneği vermek üzere çağrılacağı söylenir. Aradan yıllar geçer çağrı yapılmaz. Sadece kendisinin ve 2 tanığın ifadesi alınır.

Yıllardır susuyorsunuz. Hukuku işletmiyor, adalet isteyenlerin sesini boğmaya çalışıyorsunuz. Gözaltında kayıpları inkâr ediyorsunuz. Şunu unutmayınız ki gözaltında kayıplara karşı mücadele yürüten biz insan hakları savunucuları, hakikat, adalet, vicdan ve insanlık onuru adına mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha tekrarlıyoruz."