Hazır olun, yazar geri döndü!

Orkun Uçar'ın yeni romanı 'Absentium: Yazarın Dönüşü' Antares Yayınları tarafından yayımlandı. Roman içine sızan öyküler, kendi geçmişini kurguyla buluşturma noktasında bir yazarın yaşadığı iç buhranlar ve yaşadığı çağa karşı aldığı eleştirel tavır, Orkun Uçar’ı bu romanıyla, bir önceki yazdıklarından bir adım öteye taşıyor.

Google Haberlere Abone ol

Erhan Yılmaz

Metal Fırtına serisiyle tanıdığımız Orkun Uçar, geçtiğimiz günlerde Antares Yayınları tarafından yayımlanan yeni romanı 'Absentium: Yazarın Dönüşü' ile okurlarıyla buluştu.

İlk kitabıyla popüler olmuş, çoksatan bir yazarın cinayetten hüküm giymesi ve on iki yıl hapis yatmasını konu edinen roman, günümüz edebiyat dünyasına dair yaptığı eleştirilerle ve postmodern kurmacasıyla dikkat çekiyor.

Tüm itibarı altüst olmuş ve toplum tarafından yok sayılmış, hayatta tutunabileceği tek dal olan yazarlıktan uzaklaşmış olan karakterimizin dünyayla yeniden kurduğu ilişki bir noktada öze dönüş, varoluş gibi kavramlar üzerinde şekilleniyor. Burada Orkun Uçar’ın yer yer okuru gerçeklik ile kurmaca arasındaki o ince çizgide bıraktığını ve başkahraman ile kurulan özdeşlikte, gerçeği olabildiğince kuvvetli anlattığını söyleyebiliriz.

Absentium: Yazarın Dönüşü, Orkun Uçar, 144 syf., Antares Yayınları, 2020.

Yazarın bir cinayet suçlamasıyla 12 yıl cezaevinde kalması, edebiyat tarihimizde de örnekleri olan olayları hicvediyor. Uçar, bu noktada günümüzün iletişim mekanizmalarının yarattığı tahribatı kurgunun içinde olabildiğince eleştirel bir şekilde veriyor. Sosyal medyada meşrulaşan zorbalık, linç için sıraya geçen gözü dönmüşler, televizyonun insanlık üzerindeki etkisi… Tüm bu saydığımız öğeler, Uçar’ın romanında adeta bir özne konumunu alıyor. Yine başkahramanımız üzerinden sorguladığımız toplumsal ahlak meselesinin geldiği yıkıcı nokta ve bunu kendine dert edinen ahlak bekçilerinin insan üzerindeki etkisi romanın dikkat çeken yanları olarak öne çıkıyor.

Romanın kırılma noktası diyebileceğimiz ve belki de Uçar’ın yazar olarak kendine bir yer açıp anlatının içine sızdığı ve türler arası etkileşimi üst düzey bir noktada kurduğu ‘yeniden yazabilme’ hali, günümüz dünyasının türlü sancılarının yazar üzerinde bıraktığı tahribata karşı yine edebiyatla direnme biçiminin en güzel örnekleri arasında yer alıyor.

Roman içine sızan öyküler, kendi geçmişini kurguyla buluşturma noktasında bir yazarın yaşadığı iç buhranlar ve yaşadığı çağa karşı aldığı eleştirel tavır, Orkun Uçar’ı bu romanıyla, bir önceki yazdıklarından bir adım öteye taşıyor.

Dostluğun cinsiyetsiz ve zamansızlığına dair de sözü olan 'Absentium: Yazarın Dönüşü', yine kendi içinde bir sarmala dönen yazamama haline karşı ortak mücadeleyle alınan bir zafer olarak okura sunuluyor.

En nihayetinde, alışıldık ve kendi okurunu yaratan bir Orkun Uçar romanının çok ötesinde bir metinle karşı karşıya kalmaya hazır olun. Günlük dilin akıcılığı, dijital dünyanın yıpratıcılığı, edebiyatın hayata atılmış en büyük kanca oluşu ve dostluğun iltişamı 'Absentium: Yazarın Dönüşü’nde okurla buluşmayı murad ediyor.

Hazır olun, yazar geri döndü!