Hatay'da iki hafta geçiren Meksikalı kurtarma görevlisi: Samanlıkta iğne aramak gibiydi

Depremlerin ardından arama-kurtarma görevlisi olarak Hatay'a giden Pola Moffitt, enkaz çalışmalarını anlattı: "Samanlıkta iğne aramak gibiydi. Ne yazık ki çok sayıda can kaybı oldu."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Maraş merkezli depremlerin ardından arama-kurtarma görevlisi olarak Hatay'a giden Pola Moffitt, "Katıldığım tüm operasyonlar arasında bu kesinlikle en zorlusu, en etkileyicisi oldu" dedi. 

Meksikalı sivil toplum kuruluşu Topos Adrenalina Estrella'nın operasyonel koordinatörü olan Moffitt, 37 yıldır bu tür çalışmalarda yer almış bir kurtarma görevlisi. Moffitt, çalıştığı kuruluşun iki hafta önce Hatay'a gönderdiği beş kişilik kurtarma ekibinin başındaydı.

"Burada yaşadıklarımızı henüz sindiremedik. Tamamen çökmüş yüzlerce bina vardı" diyen Moffitt, şu ifadeleri kullandı: "Termal kameralarla, dijital ses sistemleriyle, her türlü teknolojiyle arama ve kurtarma çalışmaları yaptık, yaşam aradık ve ama bu samanlıkta iğne aramak gibiydi. Ne yazık ki çok sayıda can kaybı oldu ve bunun nedeni personelin zamanında ulaşamaması değil, kurtarma çalışmalarındaki teknik koşulların çok karmaşık olmasıydı. Bir gece termal kamerayla bina bina, ev ev dolaşarak yaşam aradık ve 'burada 20 ölü var, burada 14, burada 8' ifadelerini duymak çok zorlayıcıydı."

O gece, zifiri karanlıkta, Hatay'ın o bölgesinde yürüyorduk ve bu ifadeleri duymak korkunçtu. Bütün sokaklar bunu dinliyordu ve beni en çok etkileyen şey de bu oldu. Bizim sloganımız 'Hayat kurtarıyoruz ve umut kurtarıyoruz'du. Ve bu süreçte hayat bulma arzusuyla kendi umutlarımızı da kurtarıyorduk."

'HER ŞEY YIKILMIŞ, ÇÖKMÜŞTÜ'

Türkiye'deki depremin ardından birçok ülke buraya kurtarma ve yardım ekipleri gönderdi. Meksika birkaç saat içinde Kızıl Haç, Deniz Kuvvetleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı gibi çeşitli kurumlardan cankurtaranlar ve eğitimli köpekler temin etti. 1985'teki Meksika depreminin ardından kurulan sivil toplum örgütü Topos Tlatelolco kurtarma ekibinden bir grup da afet bölgesine gönderildi. Bir sivil toplum girişimi olarak ortaya çıkan ve gönüllülerden oluşan Topos Adrenalina Estrella da çalışmalara katıldı. Moffitt, 6 Şubat Pazartesi günü resmi işlemleri tamamlayıp salı günü hemen Türkiye'ye hareket ettiklerini, İstanbul'a ulaştıktan sonra aynı gün Adana'ya uçarak oradan helikopterle Hatay'a nakledildiklerini anlattı.

Moffit, şöyle devam etti: "Hatay'da gördüğüm manzara beni şaşırttı: Her şey yıkılmış, çökmüştü; ayakta kalan binalar da etkilenmişti, ama binaların dışında insanlar yoktu; belki de kendi ülkemde, diğer bazı Orta Amerika ülkelerinde gördüklerime alışmıştım çünkü insanlar oralarda olurdu, kurbanların yakınları, gönüllüler. Burada sokaklar tenhaydı, tamamen ıssız alanlar vardı, çok kasvetliydi. Elektriğimiz yoktu ama acil durum ekiplerinin hareket ettiğini görebiliyorduk."

'EKİBİME HAYAT BAHŞEDİLMEDİ'

Çok sayıda insanın enkaz altında kaldığına, aynı zamanda çaresizlik içinde pek çok kişinin yakındaki kasabalara sığınmak üzere şehri terk ettiğine inandığını söyleyen Moffitt, "Çıkabilenler çıktı" dedi.

Bu ilk izlenimin ardından Moffitt, geride kalan halkın ve yardım için gelen insanların kendilerini ve tüm uluslararası ekipleri nasıl "umutla" karşıladığını anlattı: "Bize 'iyi ki geldiniz, iyi ki buradasınız', 'umarım ailem için bir şeyler yapabilirsiniz' diyorlardı. Böylece insanlar kendilerini yalnız hissetmiyor. Tüm ülkelerin buraya gelip kurtarma çalışmaları için kalplerini ve ellerini birleştirmeleri manevi bir destek oldu."

Moffitt'in ekibi enkaz altından kimseyi canlı çıkaramadı. "Ekibime hayat bahşedilmedi" diye anlattı: "Orada burada 'bir kişi canlı', 'iki kişi canlı' dedikleri yerlere gönderildik ama hem yakınları hem de bizim için maalesef canlı kurtarma nimetine sahip olamadık. Acıya, üzüntüye, kayba rağmen, destek sunduğumuz insanların minnettarlığı sonsuz. Eşini kaybeden bir adam ekip arkadaşıma 'Benimle bir fotoğraf çektir de hayatım boyunca sana dua etmek için yanımda bulundurayım' demişti."

'MÜMKÜN OLAN EN İNSANCIL ŞEYİ YAPTIK'

Moffitt, birçok akraba için sevdiklerinin cesetlerini geri alabilmenin ne kadar önemli olduğunu söyledi: "Bunun hayatın diğer bir parçası gibi olduğu kültürler var, bu döngüyü tamamlamak, onun için ağlamak, tüm ailenin paylaştığı o yas sürecini başlatmak gibi. Latin Amerika'da bedene çok önem veriyoruz ve 'işte buradasın, şimdi sana dua edebilirim' diyoruz. Aynı şey Türkler için de geçerli. Onları bu açıdan desteklemek için mümkün olan en insancıl şeyi yaptık; eğer enkazdan olumlu sonuç alınmadıysa ve bir cesedin çıkarılması gerekiyorsa, aynı dikkat ve özenle bunu yaptık. Her şeyden önce saygı göstererek."

'HAİTİ'DEKİ DEPREMLE KIYASLIYORUM'

Moffitt sadece depremlerde değil, aynı zamanda kasırga, fırtına ve diğer afetlerde de Meksika, El Salvador, Şili, Peru, Guatemala ve Ekvador'un yanı sıra Filipinler, Japonya, Endonezya ve ABD'de (İkiz Kuleler'de) de çeşitli yardım operasyonlarına katılmıştı. Moffitt, "Türkiye'de olanları, ölü sayısı, yıkım, yıkılan ve etkilenen ev sayısı ve yerlerinden edilen aile sayısı nedeniyle Haiti'deki depremle kıyaslıyorum" dedi.. 2010'da Haiti'yi vuran şiddetli depremde yaklaşık 200.000 kişi ölmüş, 300.000'den fazla kişi yaralanmış, Port-au-Prince ve yakın şehirlerin çoğu harabeye dönmüş, 1,5 milyondan fazla Haitili evsiz kalmıştı.

"Orada, enkazdan sekiz kişiyi kurtarma lütfuna eriştik" diyen Moffitt'in ekibine, 1999 Türkiye depreminden kurtulan bir kişi de katılmış: "Burada bize destek için katılan bir gönüllü de başkalarının zamanında onu kurtarmak için yaptığı gibi üzerine düşeni yapmaya geldi."

Moffitt ekibin lideri olarak duygusal baskı hissettiğini söyledi: "Sağlam durmak için kendi üzerimde çok çalışıyordum çünkü yıkılmak istediğim, ağlamak istediğim anlar oldu. Çok zordu… Hayal kırıklığından kurtulmak, meslektaşlarıma cesaret aşılamak ve kolektif bir umut için kararlı olmam gerekiyordu. Enkaz altında kalanların yakınlarına ve bizimle birlikte enkazda çalışanlara gerekli olanı iletmek de önemliydi. Bütünlüğü korumak gerekiyordu. Birçok dostumuzla, elimizden gelenin en iyisini yapmış olmanın mutluluğuyla ve Türkiye'de olup bitenleri paylaşma umuduyla ayrılıyoruz."

'ÖNLEM HAYAT KURTARIR'

Moffitt, sözlerini şöyle noktaladı: "37 yıldır tekrarladığım ana düşünce, hiç kimsenin bir depremde ne yapacağını bilmediği için ölmemesi gerektiğidir. Hepimizin bir deprem durumunda ne yapacağımıza dair aile çapında planlar yapmamız gerekiyor. Ayrıca risk yönetimi yoluyla mülkünüzü de güvence altına alın. Önlem en az görünür olan ama hayatınızı kurtaran şey olabilir." (BBC Türkçe)