Hatay’da çadırları su bastı: ‘Kış nasıl geçecek?’

Hatay’da dün yağan şiddetli yağmur nedeniyle birçok depremzedenin çadırını ve konteynerini su bastı. Kışı çadırda geçirmek istemeyen depremzedeler şimdiden endişeli.

Depremzedeler ıslanan eşyalarını güneşe koyarak kurutmaya çalıştı.
Google Haberlere Abone ol

Burcu Özkaya Günaydın

HATAY - Hatay’da dün yaşanan şiddetli yağışın ardından birçok çadır ve konteyner su aldı. Dün sabah saatlerinde başlayan yağmur, gün içerinde dursa da akşam saatlerinde şiddetini artırdı. Depremden sonra altyapısı çöken kentin birçok noktası su altında kaldı.

Çadırların ve konteynerlerin için su doldu. Kışı oldukça zor şartlarda geçiren depremzedeler, kış mevsiminin yaklaşmasıyla endişelenmeye başladı.

Su aldığı için çadırın içindeki eşyalar zarar gördü. 

MAHALLENİN BÜYÜK KISMI ÇADIRLARDA YAŞIYOR

Antakya ilçesinin Bağrıyanık Mahallesi’nde de çok sayıda depremzedenin çadırı su aldı. Antakya’nın konum olarak en merkezi bölgelerinden olan Bağrıyanık, Dağ Mahallesi’nin alt bölgesinde yer alıyor. Dağ Mahallesi’nde çok ciddi yakım olmazken Bağrıyanık Mahallesi’nde deyim yerindeyse ayakta bina kalmadı. Mahallede yaşayanların büyük kısmını alt gelirliler oluşturuyor. Bu nedenle deprem sonrası bu mahallede yaşayanlar, farklı bölgelere gitme imkanı bulamadı. Mahalle nüfusunun çoğunluğu çadırlara geçti.

Antakya’nın eski Doğum Hastanesi şimdilerde depremzedeler için çadır alanı. Öğle saatlerinde yağmurun durmasıyla ıslanan eşyalar kuruması için güneşe dizildi.

Sündüz Yıldırım, yağmur nedeniyle halısı ve koltuğunun ıslandığını söyledi. 

‘BÖYLE YAŞAMAKTAN ÇOK YORULDUK’

Bağrıyanıklı Sündüz Yıldırım da eşyalarını kurutmaya çalışan depremzedelerden biri. Depremin beşinci günü çocukları için Antalya’ya giden Yıldırım, bir ay bile kalmadan Antakya’ya geri dönmüş. Antalya’da bir seranın içindeki barakada kaldıklarını belirten Yıldırım, “Herkes otelde kaldı, biz barakada. Yer kalmadı sanırım. İnsanı da bizim insanımız gibi değil, duramadım geri döndüm. Muhtardan bir çadır aldım, buraya kurdum, o günden beri de buradayım” dedi.

 “6 ay bitti, ne kadar daha burada kalacaksınız” sorusuna “Antakya’da hiçbir şey belli değil ki bizim durum belli olsun. Şehir ne olacak, ev verilecek mi, belli değil. Çok şükür çocuklarım, eşim sağ kaldık ama çok yorulduk. Böyle yaşamaktan çok yorulduk” ifadelerini kullandı.

ENKAZLARDAN DEMİR TOPLUYOR

Şu an tek gelirleri ayda 5 bin TL kira yardımı olan Yıldırım, bir kışı daha dışarıda geçirmek istemediği için aynı mahallede bir ev kiraladı. Önce 1750 TL kira isteyen ev sahibi Yıldırım ailesi eve taşınmadan 2500 TL kira istedi. Şu an tadilat aşamasında olan evi bekleyen Yıldırım, binalardan korksa da taşınacak.

Evi senelik kiralayan Yıldırım, kira ücretini de de enkazlardan topladığı demiri satarak çıkardığını anlattı. “Bir saat yağmur yağdı, her yanı su bastı. Antakya’nın yağmuru bitmez. Her gün eşyayı su basacak, bu çile çekilir mi? Konteyner de yok, buradan gideyim desem param yok. Kendi kendime çözüm bulmam lazımdı, gittim demir topladım, kazandığım parayla da kiramı ödedim. Gördün halimizi, çadırın içinde bu çile çekilir mi” dedi.

Bağrıyanık Mahallesi eski Doğumevi'ne çadır kuran bir depremzede, ıslanan eşyalarını güneşe seriyor.
‘EVİM HASARLI OLSA GEÇER OTURURDUM’

Adını vermek istemeyen, Doğumevi bahçesinde kalan bir başka depremzede de çadırının içini gösterdi. Her yeri su bastığını, çadırların yırtıldığını belirten depremzede, “Biz depremden sonra hiç çıkmadık, buralıyız, gidecek yer mi var? Hayat çok pahalı, paramız olsa yine çıkabilirdik, paramız da yok, bu çadırlarda yaşamaya mecbur kaldık” diye konuştu.

Konteyner kente başvuru yaptığını ancak sıra gelmediğini söyleyen depremzede, “Biraz daha bekleyeceğim, çıkmazsa valiye gideceğim. Yeter bu rezillik. Pislik içindeyiz, ayaklarımız, bacaklarımız yara içinde. Su kısıtlı, depo suyu kullanıyoruz. Banyo yapamıyoruz, arada bir su döküyoruz. Bulaşıklara biraz kullanıyoruz. Bu kadar insanın yaşadığı yerde iki tane tuvalet var. Tuvalet sırası beklemekten de gittiğimde kirli bulmaktan da bıktım. Evim hasarlı olsa hiç umurumda olmadan geçeceğim ama evim yok” şeklinde konuştu.

Hüsam, yırtılan çadırının üstüne branda örtüyor. 

Adının Hüsam olduğunu söyleyen bir Suriyeli de su içinde kalan çadırının halini göstermek istedi. Birkaç kelime Türkçe ile derdini anlatmaya çalışan Hüsam, yırtılan çadırının üstünü şimdilik branda ile örtmüş. muhtardan yeni çadır geleceğini, o zamana kadar da daha sağlam olan mescit çadırında kalacağını söyledi.  

Serpil Doğruel, tuvalet ihtiyacı için hasarlı binaya girmek zorunda kaldıklarını anlattı. 
ÇADIRIN BİR YANI MUTFAK BİR YANI BANYO

Serpil Doğruel eşi ve 4 yaşlarındaki kızı ile Bağrıyanık Mahallesi’nde bir çocuk parkının içine çadırlarını kurdu. Parkın zemini yüksek olduğu için de çadırı su almadı. Doğruel de depremden sonra hiç başka şehre çıkmadı; hem pahalılıktan hem de Antakya dışında yaşayamayacağından… Penceresiz beyaz bir çadırın, bir yanını mutfak, bir yanına duşa kabin koyarak banyo yapan Doğruel, şimdilik düzenlerini kurduklarını söyledi. Evleri tamamen yıkılan Doğruel, Antakya’nın, mahallesinin, anılarının gitmesine, komşularının ölmesine çok üzüldüğünü ifade etti.

AFAD çadır kentine başvuru yapmadıklarını, orada yapamayacaklarının altını çizen Doğruel, “Çünkü orada rahat edemeyiz, mahallemizden ayrı kalamayız. Tüm mahalle tanır bizi. Başımıza bir şey gelse yardıma koşar. Orada kalamayız” dedi.

HASARLI EVİN TUVALETİ KULLANILIYOR

Doğruel ve çadır komşularının şu an büyük sorunu tuvalet. Tuvaletleri olmadığı için çadırın yakınlarında yer alan hasarlı bir binanın tuvaletine girdiklerini söyleyen Doğruel, şöyle dedi: “Sürekli deprem oluyor ama tuvalete de gitmemiz lazım. Korka korka tuvalete gidiyoruz. Bu konuda bize yardım edilmesini istiyorum. Acilen seyyar tuvalete ihtiyacımız var.”

Akşam saatlerinde şiddeti artan yağmurdan sonra Bağrıyanık Mahallesi’nde su geçirmeyen çadır neredeyse kalmadı. Tekrar şiddetli yağmurun beklendiği kentte çadır ve konteynerde kalan depremzedeler endişeli.