Hakan Bakırcıoğlu vefatının birinci yılında anıldı

Hakan Bakırcıoğlu, vefatının birinci yılında Hrant Dink Vakfı’nda anıldı. Arkadaşları ve yakınları Dink davasının bugünlere gelmesindeki en büyük emeğin Bakırcıoğlu’na ait olduğunu anlattı.

Fotoğraf: Gazete Duvar
Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL – İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Hrant Dink davası avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, ölümünün birinci yılında Hrant Dink Vakfı’nda yakınları, dostları tarafından anıldı. Anmada, Bakırcıoğlu’nun hayatını konu alan bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Ayrıca, müzik dinletisiyle birlikte dostları, Bakırcıoğlu ile olan anılarını anlattı.

‘DİNK DAVASINA HAZIRLANIRKEN GÜNLERCE UYUMAZDI’

Akciğer kanseri teşhisi nedeniyle bir yıl boyunca tedavi gören Hakan Bakırcıoğlu, 4 Nisan 2023’te tedavi gördüğü hastanede vefat etmişti. Kamuoyunda Hrant Dink davası avukatı olarak tanınan Bakırcıoğlu, Hrant Dink davasında, kamu görevlilerinin yargılanması için mücadele yürütenlerden biriydi. Hrant Dink Vakfı’nda Hakan Bakırcıoğlu ile tanışıklığından söz eden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, "Hakan çok sevdiğim birisiydi. Tam bir sene önce onu kaybettiğimizde, eve gelir gelmez bir şey yazacağımı düşünmüyordum” dedi. Danzikyan daha sonra aklına gelen ilk şeyden şöyle söz etti: “İlk aklıma gelen şuydu, Dink cinayeti davası vardı. Kamu görevlileri yargılansın diye büyük çaba sarf edilmişti. Kamu görevlilerinin işin içinde olduğu ayan beyan ortadaydı. Emniyet istihbaratçılar, MİT'çiler, Dink'i hedef haline getirenler yargılansın diye çok büyük mücadele yürütüldü. İddianameyi okuduğumuzda, 2016 siyasi denklemi içerisinde bizim düşündüğümüz çerçevenin epeyce daraltıldığı bir dava olacağı çok açıktı. Hakan, en küçük detayı, bilgiyi sorgulamak istedi. Duruşmalara çok iyi hazırlanıyordu. Çok nazik bir insandı, herkese davayla ilgili fikirlerini sorar, tartışırdı. Bütün konuşmalarımızda, ben 'tamam da ne olacak şimdi' derken o sonuna kadar gitme taraftarıydı. Adliyede konuşurken Hakan'ın gözüne bakardım, kıpkırmızıydı. Davaya hazırlanmak için günlerce uyumadığını anlayıp hayranlık duyardım. Hakan'ı sadece Dink davasıyla tanımlayamayız. Bir hak savunucusuydu. Herkesin yardıma koşardı. İyi ki Hakan'ı tanımışız diyorum” diye konuştu.

‘DURGUN DENİZLER GİBİ SAKİN’

Danzikyan’ın ardından Dink davasının avukatlarından olan Bahri Belen ise bir dostunu yitirdiğini söyleyemeyeceğini anlattı. Konuşmasında duygulu anlar yaşayan Belen, konuşmasına şöyle devam etti:

“Kızımın da çok sevdiği, bir aile bireyimizi yitirdiğimizi de söyleyemeyeceğim. Ama bir avukatı, çalışma arkadaşımı yitirdim. Hrant ve diğer davalarda Hakan, kendini ele vermeyen durgun denizler gibi sakin bir avukattı. Bir çilingir ustalığıyla çalışan, mücevher ustası titizliğiyle uğraşan bir avukat arkadaşım. Bir yıldır uzak kaldığımızı söyleyebilirim.”

‘DİNK DAVASININ BUGÜNLERE GELMESİNDEKİ EN BÜYÜK EMEK ONA AİT’

Belen, Hrant Dink’in öldürülmesi sonrası başlayan yargılama sürecinde avukat olan ve olmayan herkesin emeği olduğunu belirterek, davanın bugüne kadar gelmesindeki en büyük emeğin Bakırcıoğlu’na ait olduğunu kaydetti. Belen, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu davada tarihe geçecek isimler varsa bunların başında Hakan Bakırcıoğlu olacaktır. İnsan kendi iç yolculuğuna çıkması, Nil Nehri'nde, Amazon ormanlarındaki bir geziden daha derindir. Tolstoy'un dediği gibi insan kendi acısını hissettiğinde yaşadığını, başkasının acısını hissettiğinde insan olduğunu anlar. Kiliseden uğurladığımızda bir koro vardı. Koroyla mezarlığa gittik. Bana ilk defa bir Katolik kilisesinde, törene katılanların hep bir ağızdan şarkı söylemelerinin yaşandığı öyküyü hatırlattı.” Anma Ozan Çoban’ın müzik dinletisi ardından sonlandı.