‘Güvenlik gerekçesiyle köye giremezsin’ diyen devlet, maden şirketinin güvenliğini sağlamış

22 yıldır Kayılıların köylerine dönmesine güvenlik gerekçesiyle izin vermeyen Dicle Kaymakamlığı, maden şirketinin güvenliğini sağlayarak iki yıldır köyde çalışmasına izin vermiş.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Diyarbakır Dicle Kaymakamlığı, 1993’te güvenlik gerekçesiyle boşaltılan Kayı köyüne girişlere hâlâ izin vermiyor. Kayılılar, köylerine girmek, evlerini inşa etmek, yaşanan tahribatı gidermek, tarla sürmek ve yemiş hasadını toplamak için 4 Mayıs 2021’de Dicle Kaymakamlığı'na dilekçe yazarak tekrar başvurdu. Ancak Kaymakamlık, 11 Haziran 2021’de verdiği yanıtta, köylülerin talebini reddetti.

KÖYLÜLER DAVA AÇTI

10 Kayılı, 7 Eylül 2021’de Dicle Kaymakamlığı'nın kendilerine izin vermemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek Diyarbakır 4. İdare Mahkemesi'ne başvurdu. İdare mahkemesi, Dicle Kaymakamlığı’ndan bilgi istedi. Dicle Kaymakamlığı, mahkemeye sunduğu savunma dilekçesinde, “Kayı mahallesi ile geçici özel güvenlik bölgesi dışında kalan alanlarda ev inşaatı yapılmasına dair engelleyici bir kararın bulunmadığını” belirtti.

Diyarbakır 4. İdare Mahkemesi, Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı'ndan da bilgi istedi. Kolluk kuvvetleri tarafından 13 Ekim 2021’de düzenlenen tutanakta, Dicle Kaymakamlığı'nın verdiği yanıtın aynısı verilerek, “Kayı mahallesi ile geçici özel güvenlik bölgesi dışında kalan alanlarda ev inşaatı yapılmasına dair engelleyici bir kararın bulunmadığı” ifadeleri kullanıldı.

KAYMAKAMLIK ‘ENGELLEYİCİ KARAR YOK’ DİYOR AMA ENGEL OLUYOR

Dicle Kaymakamlığı köyde yapılaşmaya ilişkin engelleyici kararının olmadığını belirtti ancak buna rağmen köye girişlere hâlâ izin vermiyor. İnsanların köye girmesine müsaade ettiği zamanlarda da akşam vaktinden önce köyün terk edilmesi istenip, aksi halde güvenlik anlamında sorumluluk üstlenilmeyeceği uyarısı yapılıyor.

Öte yandan Kayılıların güvenlik gerekçesiyle köye girmelerine izin vermeyen kaymakamlığın maden arama şirketinin köydeki çalışmalarının güvenliğini sağladığı tespit edildi. Kaymakamlık 2 yıldır şirketin çalışma yapmasına izin verdi. Bu maden arama çalışmaları sırasında köylülere ait olan mülklere zarar verildi, tarihi çeşme hasar gördü ve ağaçlar kesildi.

'HUKUK GARABETİ'

Avukatlar göre kaymakamlık madenciye ruhsat vermiş olsa bile bu hukuka uygun değil. Köy, özel mülk olduğu için idare kendi başına mülkte arama izni veremiyor.

Avukatlar, şirketin maden arama çalışmasının iptali talebiyle kaymakamlığa başvurdu. Ardından kaymakamlık, madencinin müdahalesini önledikten sonra avukatlar köyde keşif yaptı. Madencinin köylülerin özel mülkünde maden çıkardığı ve tarihi çeşmeye zarar verdiği tespit edildi. Avukatların talebinden sonra kaymakamlık, madenciye ‘özel mülkte arama yapamazsın’ diyerek maden şirketinin arama faaliyetini durdurma kararı verdi. Ancak şirket bu karara rağmen maden arama çalışmalarına devam ediyor.

Köylüler İdare Mahkemesi'ne köye dönmek için dilekçe verdi ve dava açıldı. Kaymakamlığa ise madencinin müdahalenin meni talepli başvuru yapıldı. İdare mahkemesi davayı reddetti, köylü ise köye gidemiyor. Avukatlar yaşananları ‘hukuk garabeti’ olarak değerlendiriyor.

GEÇMİŞTE YAŞANMIŞ OLAYLAR...

Avukatlar tarafından mahkemeye sunulan dilekçede, Kayı köyünün 90’lı yıllarda bölgede en fazla zarar gören ve acı yaşanan köylerden biri olduğuna dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi: “O yıllarda yaklaşık 65 hanesi bulunan 18’e yakın farklı soyadına mensup ailelerin yaşadığı bir yer iken şimdi köyde kimse ikamet edemiyor ve bu ailelerin yüzde 90’ı Dicle ve Diyarbakır dışındaki farklı şehir merkezlerinde yaşıyor. Köyün her bir köşesinde köylülerin ailelerine ait mezarlıklar, çocukluk anıları ve birçok yaşanmışlık var. Buradaki asıl amacımız hukuk üstünlüğü ilkesi uyarınca adalete ulaşma çabasıdır. Can ve mal güvenliğinin tehlikeli hali, cumhurbaşkanlığının güvenlik kararları ve geçmişte yaşanmış olaylara dayanılarak müvekkillerin anayasal haklarının idari kararla kısıtlanması hukukla bağdaşmamaktadır.”

20 YILDIR BİTMEYEN HASRET

Dava dosyasında Kayılıların, 90’lı yılların bitiminden ve çatışmaların bölgede azalmasından sonra köylerine geri dönme kararı yer aldı. Ancak yapılan tüm başvurular, güvenlik gerekçesiyle reddedildi. Köylüler 20 yılı aşkındır düzenli olarak Dicle Kaymakamlığı'na başvurdu. Her defasında ret yanıtını almalarına rağmen köylerinden vazgeçmediler. Köylülerin başvuruları ve ret gerekçeleri de dava dosyasında yer aldı.

Başvuru ve ret kronolojisi ise şöyle:

🔸Kayı Köyü Muhtarı Mehmet Kalkan 2000’de köye geri dönüş talebiyle Dicle Kaymakamlığı'na başvurdu ancak kaymakamlık, “eski yerleşim yerlerine dönüşün güvenlik sebebiyle sakıncalı olduğu” gerekçesiyle başvuruyu reddetti.

🔸Kayı köyü nüfusuna kayıtlı Mehmet Kaya, Ahmet Yılmaz ile Zülfi Bozkaya, Kayı köyünün yolunun açılması talebiyle 11 Nisan 2018 tarihinde Dicle Kaymakamlığı'na başvurdu ancak Kaymakamlık, “Bölgemizde yürütülen PKK/KCK terör örgütü faaliyetlerinin önlenmesi, bölge halkının huzur ve güven içerisinde yaşaması maksadıyla belirtilen yol güzergahının kapatılması ve kontrol altında tutulmasının elzem hale geldiği” gerekçesiyle başvuruyu reddetti.

🔸Kayı köyü Muhtarı Recep Kalkan ve Kayı köyü nüfusuna kayıtlı 13 kişi 22 Nisan 2019 tarihinde köye geri dönmek, köyde bulunan tarlaları ekmek, ev yapmak ve köy yolunun açılmasını ve mağduriyetlerinin giderilmesini talep etti ancak Kaymakamlık, “Cumhurbaşkanlığının 27 Aralık 2018 tarih ve 525 sayılı kararı ile Kayı Mahallesi ve çevresinin 01 Ocak 2019 - 31 Aralık 2019 tarihleri arasında Geçici Askeri Güvenlik Bölgesi ilan edildiği, Kayı Mahallesi sakinlerinin dönüşlerinin can ve mal güvenlikleri açısından riskli olabileceği, mahalleye dönüş taleplerinin uygun görülmediği” gerekçesiyle talebi reddetti.

🔸Kayı köyü nüfusuna kayıtlı 16 köylü, 11 Mayıs 2019 tarihinde kapatılan Kayı köyünün yolunun açılması talebiyle Dicle Kaymakamlığı'na başvurdu ancak Kaymakamlık, “Askeri yasak bölge içerisinde kalması maksadıyla bölgenin kapatılması, yolun tekrar açılmasının uygun olmayacağı” gerekçesiyle köy yolu açılması başvurularını reddetti.

🔸Kayı köyü Muhtarı Recep Kalkan 11 Ağustos 2020 tarihinde köylülerin köye giremediğini, köy halkının badem, üzüm, fıstık ve ceviz gibi yemişlerin hasatlarının yapılması ve geçici bir süre için kontrollü şekilde izin verilmesini talep etti ancak Dicle Kaymakamlığı, “Mahalle halkının geçici bir süreyle de olsa mahalleye giriş ve çıkışına izin verilmeyeceğini” belirterek talepleri reddetti.

🔸Kayı Mahallesi Muhtarı Recep Kalkan 24 Kasım 2020 tarihli dilekçesinde, Kayı köyüne bağlanan ana yola dökülen hafriyatın kaldırılmasını talep etmiş ancak mahalle muhtarının talepleri de idareye bağlı kolluk kuvvetleri, “mahalleye dönüş taleplerinin uygun görülmediği” gerekçesiyle reddetti.

Dicle Kaymakamlığı güvenlik gerekçesiyle köylülerin köye girmesine, köyde ev inşa etmesine, yemiş hasadını toplamalarına, tarlalarını sürmesine izin vermiyor ancak köyde İ.Y.’nin maden arama faaliyetine izin verip güvenliğini de sağlamış.

‘KUYULAR KAZILMIŞ, AĞAÇLARA ZARAR VERİLMİŞ’

Bölgede inceleme yapan avukatlar, maden şirketinin köyde çinko, bakır ve kurşun çıkarttığını aktardı. Avukatların hazırladığı keşif raporunu mahkemeye sundu. Raporda maden çalışması yapan şirketin sahibi olan İ.Y’nin tespit edilmesini talep eden avukatlar, İ.Y ve çalışanların köylülere ait olan yerlere müdahale ettiğine yer verdiği raporda, şu tespitte bulundu: “Her bir taşınmaz üzerinde deri kuyular açılmış, ağaçlara zarar verilmiş ve verilen zarar doğayla uyumlu bir şekilde rehabilite edilmemiştir. İ.Y her ne kadar maden ruhsatı sahibi olduğunu iddia etmiş ise de bu durum ruhsat sahibine ruhsata konu alan üzerinde doğrudan madencilik faaliyetlerinde bulunmak konusunda bir yetki vermemektedir. Zira Anayasa'nın 35/2 uyarınca mülkiyet hakkı yalnızca kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla kanunla sınırlandırılabilir. Dolayısıyla tipik bir idari işlem olan ruhsat işlemi ile müvekkillerin mülkiyet haklarının sınırlandırılması mümkün değildir. Maden yasası ve uygulama yönetmeliği uyarınca müvekkillerin taşınmazları hakkında alınan bir kamulaştırma kararı bulunmamaktadır. 3091 sayılı yasanın uygulama yönetmeliğinin 7. maddesi uyarınca taşınmaz mala sahip müvekkiller o malın altına ve üstüne de sahiptir. Bu taşınmaz mal içerisinde yeraltındaki madenler de bulunmaktadır.”

‘TARİHİ ÇEŞME ZARAR GÖRDÜ’

Köyde maden araması sırasında tarihi bir çeşmeye de zarar verildiğinin ifade edildiği raporda, şu ifadeler kullanıldı: “Köy tüzel kişiliğine ait alanlar izinsiz yollar geçirilmiş ve köyün tarihi çeşmesine zarar verilmiştir. Köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyelerinin alınan beyanlarından da anlaşılacağı üzere çalışanların köye ait eserlere tecavüz ettiği de açıktır. Köylülere ait taşınmazlara yapılan tecavüz nedeniyle İ.Y. ile çalışanları hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 154'üncü maddesi uyarınca cezai işlem yapılmak üzere durumun Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirilmesi gerekmektedir. Kaymakamlığınızca bu durumun Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirilmemesi halinde ilgililer hakkında görevi kötüye kullanma suçunun oluşacağını bilinmesini isteriz. 3091 sayılı Kanun, emniyet ve asayişi, tasarrufa ilişkin güvenliği ve kamu düzenini sağlamaya yönelik bir kanundur. Dolayısıyla her biri farklı şehirlerde yaşayan müvekkillerin hak ve menfaatinin korunması kanun koyucunun amacıdır. Bu yüzden Kayı Mahallesindeki haksız tecavüz ve müdahalelerin önlenmesine karar verilmesi talep ederiz.”

MAHKEME DAVAYI REDDETTİ

Diyarbakır 4. İdare Mahkemesi, 14 Haziran 2022 tarihinde kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, güvenlik gerekçesi nedeniyle davanın reddine karar verdi. Köylüler ve avukatlar kararın ‘hukuksuz’ olduğunu belirterek itiraz etti. Dosya Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderildi.