YAZARLAR

Güneşin bile üşüdüğü il: Ardahan

Kimi arkadaşlarım var; sıcaktan nefret ediyorlar ve her zaman soğuk iklimlerde yaşamanın hayalini kuruyorlar. İşte tam onlara göre bir il geliyor: Ardahan! “Bir türlü kış gelmedi” diyen o arkadaşları, “soğuk tazminatı” isteyen Ardahanlıların topraklarına, donmuş Çıldır Gölü’ne ve âdeta Game Of Thrones’un Kışyarı’nı andıran Şeytan Kalesi’ne davet ediyorum. Benim gibi çok üşüyenler de sıkı sıkı giyinip onlara katılabilir.

Son günlerde hangi şehirden olursa olsun konuştuğum kişilerin ortak cümlesi, “Havanın yazdan farkı yok. Kış da bir türlü gelmedi” şeklinde oluyor. Ama siz kışın nasıl geçtiğini bir de Ardahanlılara sorun. Şehrin kırk beş günlük hava durumuna bakayım dedim, hep eksi... Ardahan Belediyesi’nin internet sayfasında şöyle bir bilgi var: “Soğuk iklimi ile meşhur olan Ardahan’da termometreler kış aylarında eksi otuzları gösteriyor. Yöre halkı buna alışık olsa da dışarıdan gelen öğrenciler ve memurların bu duruma alışması biraz zaman alabiliyor.”

Çıldır Buz Şehri

Buzla kaplı bir şehir hayal edin: Gerçi belediyenin de dediği gibi yöre halkı bu yollarda araba kullanmaya da yürümeye de alışkın. Zaten kaza yapanların -kış lastiğine rağmen- ya da kayıp düşenlerin çoğunu şehir dışından gelenler oluşturuyor. Hani Batı’da “dolu yağacak” uyarılarında görmeye alıştığımız araç üstü halı, yorganlar var ya bu durum Ardahan’da gündelik hayatın bir parçası. Arabayı çalıştırma hazırlıkları da bir seremoni gibi... Sadece arabalar mı su saatleri bile donuyor hatta patlayabiliyor bu şehirde. Su saatlerinin yanında ısıtıcı veya petek olduğu söyleniyor, inanamadım. Ama şöyle pozitif bakabiliriz olaya, buzdolabı alma ya da yazları klima çalıştırma gibi bir derdiniz yok.

Ardahan

SOĞUK TAZMİNATI

Şöyle bir habere rastladım: “Kış mevsiminin başlamasıyla birlikte geceleri hava sıcaklığının eksi kırk dereceye kadar düştüğü, yaklaşık iki buçuk aydır Türkiye’nin en soğuk yerleşim birimlerinden biri olan Ardahan’ın Göle ilçesinde yaşayanlar devletten soğuk maaşı bağlamasını istedi.”

Evet, yanlış okumadınız; yazın bile sobalarını kaldırmayan Ardahanlılar “soğuk tazminatı” istiyorlar. Çünkü hem yakacak hem de giyecek masrafları Türkiye’deki herkesten daha fazla. Antalya’da bile çevremdeki herkes tonu 3.000 lira olan odunu alamamaktan ve kışın üşümekten endişeli! Gerçi bu habere sıcak bölgelerde yaşayanlar da “O zaman da bize sıcak tazminatı bağlansın. Zira biz de yazın klimasız oturamıyoruz” diye itiraz ediyor.

Soğuk, bölgeden göçün artmasının en önemli nedenlerinden biri. Öte yandan son zamanlarda kış turizmi de ülkemizde çok ilgi görmeye başladı. Hele ki Ankara’dan Kars’a kadar giden -tabii bilet bulabilirseniz- Doğu Ekspresi romantizmi, oraya kadar gitmişken Ardahan’a uğrayanların da sayısını artırmış durumda. Kentin en önemli ve zorunlu “turistleri” ise askerler ile onları görmeye gelen yakınları...

Doğu Ekspresi

TÜRKİYE’NİN KIŞYARI

Birisi Ekşi Sözlük’e “Ne Diyarbakır ne Gaziantep... Esas doğunun Paris’i budur” diye yazmış Ardahan için. Neye dayanarak yazmış bilmiyorum ama “Türkiye’nin Sibiryası” diyebiliriz.

Şeytan Kalesi

Game Of Thrones’u izleyenler ne demek istediğimi hemen anlayacak; Ardahan âdeta Türkiye’nin Kışyarı görüntüsüne sahip... Hele ki Şeytan Kalesi’nin olduğu bölge, gerçekten bu filmin sahnesinden fırlamış gibi ve görülmeye değer muhteşemlikte... Ardahan il merkezine kırk altı, Çıldır’a bir kilometre mesafedeki kalenin bünyesinde su sarnıcı, erzak deposu ve şapel bulunuyor ve kale üç yanından akan Karaçay’ın sınırladığı sarp bir yarımada üzerine kurulmuş. Ulaşımının ve ele geçirilmesinin zor olması nedeniyle Şeytan Kalesi denildiği sanılıyor. Ancak geçmişte kalede yaşayan kötü ruhlarla ve şeytanla bağlantılı olduğu için kalenin ele geçirilemediği gibi bir efsane de halk arasında dolanıyor. Deniz seviyesinden 1910 metre yükseklikteki seyir tepesine kadar araçla, yakınındaki epey sağlam durumdaki kaleye ise patikadan yürüyerek ulaşmak mümkün...

Şeytan Kalesi

YEŞİLİN HER TONU

“Nasıl methedeyim Ardahan seni

Düz ovan geniş, gezmek isterim

Bahar gelince çayır çimen açılır

Sanki gül bahçesi, türlü çiçek açılır.”

Karların erimeye başlamasıyla ise şehirde bambaşka bir güzellik ortaya çıkıyor. Doğanın yeniden uyanmaya başlamasıyla birlikte yeşilin her tonunu ve renk cümbüşünü görmeniz mümkün. Özellikle Posoflular, ilçelerinin bahar ve yaz aylarında Türkiye’nin en güzel yerlerinden biri hâline geldiği konusunda iddialılar. Yine yöre halkı, Çıldır’dan Göle’ye giderken karların erimesiyle ortaya çıkan düzlüklerin büründüğü yeşil tonlarının “nefes kesici güzellikte” olduğunu belirtiyor. Hele ki Bülbülan, Yalnızçam ve Göle Okçuoğlu yaylalarının... Soğuğa tahammülünüze ya da görmek istediğiniz manzaraya göre seyahat tarihinizi planlamakta fayda var. Ama yağışları kontrol etmeyi ve her ihtimale karşın yanınıza kalın giysiler almayı unutmayın!

Bu güzelliklerden söz ediyoruz ama Ardahanlıların en önemli endişelerinden biri Kura Nehri’yle ilgili... Yöre halkı, şehrin en önemli simgelerinden biri Kura Nehri’nin yanı sıra Posof Çayı üzerine yapılan HES’lerin bazı balık türlerinin yok olmasına ve bu nehrin sularıyla hayat bulan Ardahan Ovası’nda hayvancılık ile çiftçiliğin bitmesinden korkuyor. Aynı şekilde GES’lere de çok sıcak bakmıyorlar.

Çıldır Gölü 
SONDAN ÜÇÜNCÜ

2021 sayımına göre Türkiye’nin en az nüfus sahip ili Tunceli (83.645). Onu Bayburt (85.042) izliyor, ardından da 94.932 nüfusla Ardahan geliyor. 1992 yılında Kars’tan ayrılmış ve il olmuş. Bu nedenle Ardahanlıların en “kompleksli” olduğu konu, onlara Karslı muamelesi yapılması. Zaten hemen “Karslı değil, Ardahanlıyım” cevabını alırsınız. Şehir rekabetinden söz açılınca burada bir parantez açmak istiyorum; Kars kaşarı meşhurdur ama Ardahanlılar “Bir de bizim kaşarımızın tadına bakın, öyle karar verin” diyor.

İl olduktan sonra asfalt yolla tanışan, zamanla bahçeli evlerin yerini apartmanların aldığı Ardahan, tüm değişimine rağmen insanın taşra algısını değiştirebilecek bir şehir. Sınır kapılarına rağmen fazla gelişim gösterememiş. İlde birkaç kafe ve çoğunlukla kahvehaneler ve küçük dükkânlar bulunuyor. Eskiden bayramlık için Kars gibi yakın illere gidilirken günümüzde internet üzerinden alışveriş yoğunlaşmış.

KAPALI DEVRE SOSYAL HAYAT

Kente özgü resmi kurum festivallerini saymazsak pek kültürel etkinlik de yapılmıyor. Şehirde 2008 yılında kurulan Ardahan Üniversitesi’ndeki faaliyetler de gençleri çok mutlu etmiyor. Dolayısıyla zorunlu olarak gelen memurlar da hem imkânlar hem de soğuk nedeniyle evlerde vakit geçirmeyi “tercih” ediyorlar.

Ardahan’da yaşayanların en çok şikâyet ettiği konulardan biri ulaşım... Çünkü diyelim ki akşam canınız sıkıldı ve bir yerlere gitmek istediniz; sınır kapısına da Kars gibi en yakın illere de araç bulmak epey sıkıntılı bir durum. Hava kararınca yaşamın bittiği şehirlerden Ardahan...

Araç demişken şehirdeki at arabalarını, hele ki plakaları olduğunu görünce şaşırmayın. Yük taşımacılığında daha çok at arabalarının kullanılması nedeniyle böyle bir zorunluluk var.

Ardahan’la ilgili araştırma yaparken bir habere daha rastladım: 2010 yılı verilerinden oluşan ve tamamı adliye kayıtlarına dayanan araştırmaya göre, genel suç oranlarına bakıldığında Ardahan ilk sırada yer alıyormuş. İlk okuduğunda insanın aklına bir sürü ihtimal geliyor ama eminim “ot yakma, başkasının ağacını kesme” gibi suçlar hiç aklınıza gelmemiştir.

Çıldır Gölü
MUSLUKTAN SU AKMIŞ, OLMUŞ SANA ÇILDIR GÖLÜ

Eskiden Çıldır Gölü’nün dibinde bir şehir, şehrin de dokuz burma musluklu çeşmesi varmış. Buranın beyi, “Gece gündüz çeşmeden su alanlar sakın çeşmeyi kapatmayı unutmasınlar yoksa şehri su basar” demiş. Bir gün akşamın karanlığı basmışken çeşmeden su doldurmakta olan bir kıza yedi yıldır gurbette olan ağabeyinin geldiğini müjdelemişler. Kız evine koşup giderken burmayı kapatmayı unutmuş. O gece karanlığında çukur yerlerdeki evleri su basmış ve dokuz burmalı çeşmenin yeri de kaybolmuş. Şehirden sağ kurtulup kaçanlar Akçakale Adası’na gelmişler. Efsane bu ya; Çıldır Gölü işte dibindeki o dokuz burmalı çeşmenin suyundan ortaya çıkmış.

Çıldır Gölü, Akçakale Adası

Küçük bir yol ile karaya bağlanan Akçakale Adası’nda günümüzde yürüyüş rotaları ve tarihî kazı alanları bulunuyor. Dört mevsim de görsel şölen sunan Çıldır Gölü, bugünlerde donmuş durumda. Atlı kızaklara binmek isteyenler, bu göle büyük ilgi gösteriyor. Türkiye’nin ilk buz şehri de kış aylarında Çıldır’da bulunuyor. Yine buz kırılarak balık tutulması da gelenlerin en merakla izlediği görüntüler oluyor. Ardahan’da “Gönlü balık isteyen soğuk suda ıslanır” diye bir söz olduğunu söyleyip yazımıza devam edelim.

Çıldır Gölü balıkçıları.
TARİHÎ YERLERİ

Ardahan’ın merkezindeki Ardahan Kalesi’nin tarihi oldukça eskilere dayanıyor. İlk inşa evresi kesinlikle bilinmeyen Ardahan Kalesi’nin Selçuklular tarafından yapıldığı ve Osmanlılar döneminde sürekli kullanıldığı belirtiliyor. Kalenin duvar örgü tekniği, çokgen kuleleri ve konumlandırılmış biçimi ile Rumeli Hisarını andırıyor. Batıdaki büyük kapısı üzerindeki Arapça kitabede şöyle yazıyor: “Arap, Rum ve Acem ülkelerinin deniz ve karalarının sahibi padişahlar padişahı Selim Han’ın oğlu Sultan Süleyman-ı Azam namına yapılmıştır. Mülkü kıyame kadar baki kalsın.”

Ardahan Kalesi

Şeytan ve Ardahan kaleleri dışında şehirde Kurtkale, Altaş, Kalecik, Kazan, Sevimli, Kinzi, Cak, Savaşır, Kol, Mere, Kırnav, Kara, Avcılar, Dedeşan kaleleri ve kalıntıları bulunuyor.

Ardahan’da düzenlenen 3-5 Ocak 1919 kongrelerine ev sahipliği yapan taş bina, günümüzde Kongre ve Kent Müzesi olarak ziyaretçilere açık durumda.

Kongre Binası, kent Müzesi

Ramazan Tabyası da Ardahan’ın en önemli tarihî mekânlarından biri. Geçmişi Urartulara dayanan Selçuklu ve Osmanlı döneminde onarılıp kullanılan tabya, özellikle Rusların işgalinde Türk askerince savunma amaçlı kullanılmış.

Ardahan’ın Damal ilçesinin dağlarına 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında yansıyan gölgenin şekli ise Atatürk’e benzetiliyor ve bu tarihlerde “Atatürk’ün İzinde-Gölgesinde Damal Müzik Şenlikleri” düzenleniyor.

Ramazan Tabyası
KAYAKÇILARA BONUS

Kışın bu kadar “doyasıya” yaşandığı şehirde bir kayak merkezi olmasa ayıp olurdu değil mi? Ardahan’a yirmi kilometre mesafede Yalnızçam Kayak Sporları Merkezi bulunuyor. Doğu Anadolu, Karadeniz ile Kafkasların buluşma noktasındaki ve sarıçamlar arasındaki kayak merkezinde üç pist var. Ana pisti dört kilometre, yan pistlerin biri bir buçuk kilometre, diğeri 600 metre uzunluğunda. Üst bölgelere ulaşım için kullanılan mekanik tesisler de bir adet telesiyej ve iki adet teleskiden (T-bar) meydana geliyor.

Yalnızçam Kayak Sporları Merkezi

NOT: Fotoğraflar Ardahan Valiliği, Ardahan Belediyesi, Ardahan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Çıldır Kaymakamlığı’ndan alınmıştır.


Serpil Kurtay Kimdir?

1978 yılında Almanya’nın Esslingen kentinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Bilecik’te tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden 1999 yılında mezun oldu. 1995-2003 yılları arasında Evrensel Gazetesi’nde muhabir, istihbarat şefi ve haber müdürü olarak çalıştı. Ardından on altı yıl Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün dergisinde editörlük ve genel yayın yönetmenliği görevinde bulundu. Çeşitli dergilerde yazarlık, kitap editörlükleri yaptı, yayın süreçlerinde görevler aldı. Hâlen kitap editörlüğüne, Antalyaspor Kulübü’nün dergisinde ve Gazete Duvar’da da yazılarına devam ediyor.