Köprüaltı Deresi’ndeki kirlilik için uyarı: Yeni Ergene olmasın

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde Köprüaltı Deresi’nde artan kirlilikle ilgili DSİ tarafından hazırlanan raporda, “Su temizdir, kullanılabilir” denilirken; Çevre Mühendisleri Odası’nın raporunda ise, “Derede canlı yaşamı sona ermiş, insan ve diğer canlı yaşamı tehdit eder aşamaya gelmiştir.” denildi. Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Cengiz Atlı, derenin kirletilmesine engel olunması gerektiğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol

Deniz Çil

KIRKLARELİ - Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde bulunan Köprüaltı Deresi’nde yaşanan kirlilik tehlikeli boyutlara ulaştı. 20 yıldır yaşanan kirlilik konusunda konuşan Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Cengiz Atlı, Köprüaltı Deresi’nin ikinci bir Ergene olmaması için herkesin gerekli mücadeleyi vermesi gerektiğini söyledi. Çevre Mühendisleri Odası da deredeki incelemelerinin ardından hazırladığı raporda, derenin insan ve diğer canlıların yaşam alanlarını tehdit edecek aşamada olduğu belirtilerek, “Dereye doğrudan atık su deşarjları acil olarak önlenmeli, derenin yeniden hayat bulması için çalışmalar yapılmalıdır” denildi.

‘SANAYİ KURULUŞLARININ ATIKLARI VE KANALİZASYON SULARI DEREYE SALINIYOR’

Endüstriyel tarımın köylere kadar girmesinin ve plansız programsız gelişen sanayinin doğal bir yıkım başlattığını söyleyen Atlı, “Plansız ve denetimsiz sanayi kuruluşlarının zehirli kimyasal atıkları yetmiyormuş gibi, üzerine bir de köylere yapılan kanalizasyonlar doğrudan dereye salınmış, tarlalara atılan zehirlerin atıkları dereye bırakılmıştır. Derelerin pisliklerimizi alıp götürdüğünü sananlar ciddi bir yanılgı içindedirler. Bunun böyle olmadığını Ergene’de ve daha başka onlarca örnekte gördük. Kirletilen derenin suyuyla sulanan domates, biber, patates, çeltik gibi birçok ürün sofralarımıza gelmekte, sağlığımızı tehdit etmektedir” dedi.

Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Cengiz Atlı

‘DSİ’NİN RAPORUNDA DERE TEMİZ, PLATFORM’UN RAPORUNDA KİRLİ ÇIKTI’

Emek ve Demokrasi Platformu olarak, yaz mevsiminin başında dereden numune alınıp, analizinin yaptırılması için Lüleburgaz Belediyesi’ne başvurduklarına belirten Atlı, “Başvurumuz neticesinde, belediye de analiz yaptırılması için ilgili mercilere başvuruda bulundu. Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından hazırlanan raporda; ‘Su temizdir, kullanılabilir’ şeklinde bilgi yer aldı. Platform olarak, şahitler huzurunda dereden numune aldık ve iki ayrı laboratuvara analiz ettirdik. Çıkan raporda, ‘Dere suyu kirlidir ve halk sağlığını ciddi anlamda tehdit etmektedir’ şeklinde bir sonuç ortaya çıktı. Yaşanan sorunla ilgili olarak İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne başvurduk ama ‘benim görevim değil, DSİ’nin görevidir’ dedi" diye konuştu.

‘ATIKLARIN LÜLEBÜRGAZ’DAKİ ARITMA TESİSİNE ULAŞTIRILMASINI İSTİYORUZ’

Yaşanan kirliliğin çözüme kavuşturulması için imza kampanyası başlattıklarını dile getiren Cengiz Atlı sözlerine şöyle devam etti:

“Fabrika atıklarının, tarımsal zehirlerin, hayvan çiftlikleri atıklarının ve yerleşim yeri kanalizasyonlarının dereye salınması önlenmeli. Bütün bu atıkların dereye salınması yerine, Lüleburgaz’daki arıtma tesisine kapalı boru sistemiyle ulaştırılmasını istiyoruz. Platform olarak, bu konuda internet üzerinden imza kampanyası başlattık. Bu çerçevede; herkesi adresine girerek, bizlere destek vermeye davet ediyoruz. Lüleburgaz’daki Köprüaltı Deresi’nin kurtulması için çaba gösteriyoruz. Bu dere Lüleburgaz’ın ortasından geçiyor. Belediye burada yaşam alanı kurmak istiyor ama derenin kirli olmasından ötürü böyle bir projeyi hayata geçiremiyor.”

‘DERENİN TEMİZLENMESİ İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR MALİYET GEREKMİYOR’

“Derenin temizlenmesinden ziyade kirlenmesinin önlenmesi gerekiyor. Derenin temizlenmesi için çok büyük bir maliyetin olacağını düşünmüyorum” diyen Atlı sözlerini şöyle tamamladı:

“Derenin kirletilmesine neden olan sanayi işletmelerinin, köylerin kanalizasyonlarının, tarım zehirlerinin dereye atılmasının ve atıklarını dereye atan hayvan çiftliklerinin dereyi kirletmelerine acil bir şekilde engel olmalıyız. Derenin kirletilmesini ve kirletenleri teşhir etmeliyiz. Ranta dayalı projeler yerine ekolojik yaşama, yaşanası bir dünyaya yönelik projeler üretmeliyiz. Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu, Lüleburgaz Belediye Başkanlığı ve Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ile daha yakın bir işbirliği ile Köprüaltı Deresi’nin etrafının yaşanabilir hale gelmesi için mücadele edeceğiz.”

‘ÖNLEMLER ALINMAZ İSE, ERGENE’NİN BUGÜNKÜ DURUMUNA GELEBİLİR’

Çevre Mühendisleri Odası tarafından Köprüaltı Deresi’nden alınan numune sonuçları, 12 Ağustos 2020 tarihinde kamuoyuyla paylaşıldı. Hazırlanan raporda şu ifadeler kullanıldı:

“Lüleburgaz Mimar Sinan Köprüsü altından, Köprüaltı Deresi’nden alınan örnek numunede yapılan su analizi ölçümlerinde bulunan değerler; derede canlı yaşam koşullarının sınır değerlerde olduğunu, önlemler alınmaz ise, Ergene Nehri’nin bugünkü durumuna, kısa bir süre sonra Lüleburgaz derelerinin de geleceği görülmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Ergene Havzası Su Kalitesi İzleme Raporu İlkbahar ve Yaz Dönemi’ izleme raporlarında Evsel ve Tarımsal kirletici baskıların olduğu geçtiğimiz yıllardan bugüne sürekli belirtilmesine karşın gerekli önlemlerin alınmaması, derenin geri dönüşü olmayan ekolojik bir yıkımla karşı karşıya kalacağı anlaşılmaktadır. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Kıta içi su kaynakları sınıflarına, alınan örnek numune analiz sonuçları değerlendirildiğinde, derenin 3. ve 4. sınıf su kalitesine ulaştığı görülmektedir.”

'DEREDE BALIK YAŞAMI SON BULDU'

Raporda, kentin ortasından geçen derenin insan ve diğer canlıların yaşam alanlarını tehdit edecek aşamada olduğu belirtildi ve şöyle denildi:

“Özellikle Kimyasal Oksijen İhtiyacı, Biyolojik Oksijen İhtiyacı, Azot ve Fosfor parametrelerinin yüksek değerlerde olması; derenin, endüstriyel, evsel ve tarımsal kökenli kirleticiler ile kirlendiğini göstermektedir. Balık BİO (ZFS) ölçümlerinde ise, derede balık yaşamının son bulduğunu, dere debisi kadar bir temiz su ile seyrelme yapılması halinde, yani deredeki canlı yaşamını sonlandıran kirleticilerin yarı mertebesine kadar azaltılması ile balık yaşamının mümkün olacağını göstermektedir. Bu durum pratikte mümkün görülmemektedir. E.Coli (koli basili) ölçümlerin ise; dereye doğrudan deşarj edilen, evsel ve endüstriyel atık su kaynaklı mikrobiyolojik kirleticilerin etkin olduğunu göstermektedir. Dereye doğrudan atık su deşarjları acil olarak önlenmeli, derenin yeniden hayat bulması için çalışmalar yapılmalıdır.”