'İktidar öğrencilerin ne geleceğini ne de sağlığını düşünüyor'

YKS tarihlerinin önce ertelin sonra öne alınmasına öğrencilerin tepkisi büyük. Ekin Siyahhan "Sınavı erkene alarak hem bizi akademik olarak sıkıştırıyorlar, hem de hepimizin hayatını riske atıyorlar" diyor. İdil Atakan, "Bir anda tarihin geri çekilerek sınava 2 ay varken, 1 ay kalmış olması hem planlarımızı hem de psikolojimizi mahvetti" diye tepki gösteriyor. Veli-Der İzmir Şube Başkanı Yusuf Çakır: "Salgın kontrol altına alınana kadar sınavlar iptal edilmeli."

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Sınav tarihlerindeki son dakika değişiklikleri öğrencilerin kaygı düzeyini artırdı. İlk önce 20-21 Haziran’da, sonra 25-26 Temmuz’da yapılacağı açıklanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) için, turizm sezonunun olumsuz etkileneceği düşüncesiyle bir ay öne çekilerek 27-28 Haziran tarihleri belirlendi.

Bu karara tepki gösteren öğrenciler sınav tarihinin geri çekilmemesi için imza kampanyası başlatıldı. Öğrenciler yaşadıkları süreci Gazete Duvar’a anlattı. Veli-Der İzmir Şube Başkanı Yusuf Çakır ise verilen kararı “Bu koşullarda bırakın sınavların erkene alınmasını, geç tarihlerde bile sınavların yapılması çocuklarımızı derinden etkileyecektir” diye eleştirdi.

'SINAV TARİHİYLE OYUNCAK GİBİ OYNUYORLAR'

Sınav tarihini pandemi sürecinde 1 ay erteledikleri için ona göre bir çalışma planı yaptıklarını söyleyen öğrenci Ekin Siyahhan, sınavın tekrar bir ay öne alınmasına tepki gösteren öğrencilerden sadece birisi. Siyahhan, “Öyle bir konumdayız ki tek bir sınav, bütün geleceğimizi etkiliyor. Bizi öyle bir geleceksizlik kaygısıyla baş başa bırakıyorlar ki çalışmaktan yaşamaya fırsatımız kalmıyor. Sonra sınav tarihiyle oyuncak gibi oynayıp bize hiçbir güvence vermiyorlar. Üstüne üstlük Milli Eğitim Bakanı çıkıp tepkilerimize yersiz diyor. Haklı olduğumuzu biliyorlar ama her zamanki gibi sesimizi bastırmaya çalışıyorlar” diyor.

'SINAVI ERKENE ALARAK HEPİMİZİN HAYATINI RİSKE ATIYORLAR'

“Uzaktan eğitim süreci de bize asla nitelikli bir eğitim sunmadı. Örgün eğitimde halihazırda var olan sorunlar uzaktan eğitimde de devam etti” diyen Siyahhan şöyle devam ediyor:

“Parası olan özel dersler aldı, parası olmayan da MEB’in niteliksiz EBA videolarına terk edildi. Ayrıca EBA TV’de YKS öğrencilerine yönelik çalışmaları destekleyecek bir program sunulmadı. Bunun yerine bize bolca din derslerinin olduğu bir ders programı gönderildi. Zaten hava almaya bile dışarı çıkamamak psikolojik olarak bizi çökertirken bir de sınava yönelik konu çalışmalarımızı tamamlayamıyoruz. Hiçbirimiz şu anda koronadan tamamen kurtulduğumuzu söyleyemeyiz. Sınavı erkene alarak hem bizi akademik olarak sıkıştırıyorlar, hem de hepimizin hayatını riske atıyorlar. Bu kararla bir kez daha gördük ki iktidar ne öğrencilerin geleceğini, ne de sağlığını düşünüyor.”

'BİZİ ÖNEMSEMEYEN DEVLETE KATKI YAPMANIN BİR ANLAMI YOK'

Lise 12. Sınıf öğrencisi İdil Atakan da öğrenciler yerine turizmcilerin isteklerini dikkate alan hükümeti eleştirerek şunları söylüyor:

“YKS tarihi en başında hazirandaydı ve ona göre çalışıyorduk. Temmuza almaya karar verdiklerinde de hepimiz bu durumu kanıksamış olduk. Ama bir anda tarihin geri çekilerek sınava 2 ay varken, 1 ay kalmış olması hem planlarımızı hem de psikolojimizi mahvetti. Üstelik bunun sebebinin Turizm Bakanı’nın isteği üzerine olması bizi daha da kötü etkiledi. Sınava hazırlanmak için gösterdiğimiz çabanın, bu ülkede yapmak istediğimiz mesleğin bir önemi olmadığını, turizmin daha önemli olduğunu bize gösterdiler. Eğitimdeki bu kargaşa yüzünden çok sayıda genç Türkiye’yi terk etti ve etmeyi de sürdürüyor. Türkiye’de genç beyinlerin neden bu kadar çok göç ettiği düşünülürse cevabı çok açık: Bizi önemsemeyen bir devlete katkı sağlamanın bir anlamı yoktur!”

'KARAR, ALT SINIFLARI DA BÜYÜK BİR GÜVENSİZLİĞE SOKTU'

Sürecin kendilerini psikolojik olarak çok olumsuz etkilediğini söyleyen başka bir öğrenci ise içinde bulunduğu durumu şöyle anlatıyor:

“Zaten iktidara geldikleri günden bu yana sürekli değiştirdikleri eğitim sistemleri yüzünden büyük psikolojik sorunlar yaşıyorduk. Salgın süreci boyunca EBA'nın verdiği niteliksiz eğitim de bu sorunlara yenilerini ekledi. Yani zaten zor bir dönemdi bizim için. Bir de üstüne sınav tarihinin yapboz gibi bir ileri, bir geri alınması son sınıfları psikolojik olarak aşırı yordu. Alt sınıflarıysa büyük bir güvensizliğe soktu. Öğrencilerin niteliksiz bir eğitime, dindar politikalara maruz kaldığı bir sistemin içindeyiz. Verilen niteliksiz eğitim yüzünden ne yapacağız, neye çalışacağız kaygısı içine düştük. Psikolojik olarak yine sorunlarla karşılaştık. Aslında biraz düşününce bizim değil de tatil beldesi sahiplerinin çıkarları yönünde kararı almaları sürpriz değil!”

'4 MİLYON ÖĞRENCİNİN COVID-19’U YAYMA RİSKİ VAR'

YKS sınavına girecek öğrenciler olarak pandemi koşulları bitene kadar sınav tarihlerinin ertelenmesini istediklerini söyleyen Ada Boran Sipahi de hükümetin kararına tepkisini şöyle dile getirdi:

“Turizm Bakanı’nın talebi üzerine sermayedarların kârını arttırmak için öne alınan sınav tarihi ders çalışma programımızı alt üst etti. Salgın riski ortadan kalkmadan sınavların öne alınmasıyla öğrencilerin hayatı tehlikeye atılıyor! 4 milyon öğrencinin Covid-19'u tüm Türkiye'ye yayma riski var! Ayrıca Covid-19 ile karşı karşıya kalmamızın yanında 3 saat boyunca maskeyle sınava girmek bizler için rahatsız edici. Astım hastası arkadaşlarımızın yaşayacağı sorunlar ise bu süreç içerisinde hiç dikkate alınmıyor. Salgın tehdidinin ve baskı ortamının olmadığı bir alanda sınava girmek bizim hakkımız.“

'SALGIN KONTROL ALTINA ALINANA KADAR SINAVLAR İPTAL EDİLMELİ'

“Çocuklarımızın yüksek çıkarları için bu koşullarda bırakın sınavın erkene alınmasını; salgın kontrol altına alınana kadar iptal edilmelidir. Ancak vaka sayısı sıfırlanıp yaşam normale döndüğünde sınavların yapılması çocuklar için en uygunudur.” diyen Veli-Der İzmir Şube Başkanı Yusuf Çakır ise alınan kararı “Bu koşullarda bırakın sınavların erkene alınmasını geç tarihlerde bile sınavların yapılması çocuklarımızı derinden etkileyecektir.” diye değerlendirdi.

“Bu sistemde çocuklar ağır baskılar altında yarış atları gibi sınavdan sınava koşmaktalar. Bu yaşadıklarına ilave olarak bir de Covid-19 salgını ile karşılaştılar ve sonucunda da evlere hapsedilip, okullarına gidemediler. Doğru şekilde yapılmayan ve bir sürü sorun yaratan uzaktan eğitimle birlikte sorunlarına sorun katılırken bir de çevresel ve ailesel sorunlar, aile bireylerinin Covid-19 salgınına yakalanması veya bunun kaygısı, aile bireylerinin işsiz kalması gibi faktörler çocuklarımızın bu dönemdeki yaşantısını allak bullak etti.”

SALGIN KORKUSU BAŞARININ ÖNÜNDE BİR ENGEL

Alınan karar sonrasında ciddi bir moral bozukluğu yaşandığını belirten Çakır, öğrencilerin sınav esnasında koronavirüs bulaşması kaygısı içerisinde yaşayabileceği olumsuz etkileri ise şöyle sıralıyor:

-Maske, çocuklarımızın sınav esnasında konsantrasyonunu negatif olarak etkileyeceği gibi astım, kronik baş ağrıları gibi sağlık sorunu ile girmesi mümkün. Ayrıca gözlüğü olanların maske yüzünden gözlükleri sürekli buğulanacağı için hem büyük bir zaman kaybı yaşanır hem de konsantrasyon açısından önemli bir unsurdur.

-Çocukların salgını kapma konusundaki korkuları -ki bu çok da düşük bir ihtimal değildir- başarıya giden yollarında onlara büyük bir engeldir.

-Panik atak sorunları çeken öğrencilere ekstra bir endişe söz konusudur.

-Çoğu öğrenciye ne kadar evde fazla vakitlerinin olduğu ve bu sınava çalışabilecek zamanlarının olduğu söylense de hem yetersiz uzaktan eğitim uygulamaları hem de yetersiz kaynak imkanlarından ötürü öğrencilerin büyük bir kısmı sınava hazırlanamadan gireceklerdir.