Erzincan Hukuk Fakültesi’nde uzaktan eziyet

Korona virüsü nedeniyle ilköğretimden üniversiteye her kurumda eğitim uzaktan verilmeye başlandı. Ancak Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Hukuk Fakültesi’nde, uzaktan eğitimin işleyişi farklı. Aynı güne 7 sınav konulduğu olurken, soru başına düşen zaman da dikkat çekici: Sadece 21 saniye. Birçok öğrenci hem mağdur hem şikayetçi...

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Korona salgını nedeniyle üniversitelerde eğitime ara verilmesinden sonra YÖK, altyapısı imkân veren üniversitelerde uzaktan eğitim yapılabileceğini açıklamıştı. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi de uzaktan eğitim kararı veren üniversiteler arasındaydı.

Olağanüstü günlerden geçtiğimiz bu süreçte eğitimde yaşanan sorunlar devam ederken, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde de uzaktan eğitim öğrenciler için adeta eziyete dönüştü. Fakülte öğrencileri, hem eğitimin niteliği hem de keyfi yapılan sınavlardan şikayetçi.

24 Eylül 2019 Tarihli ve 30898 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan sınav yönetmeliğine rağmen fakültenin belirli bir sınav programı bulunmuyor.

Fakültede ara sınav yapılacağı birkaç gün kala duyurulurken, resmi tatil olan 23 Nisan’da sınavlara ara verilmedi. Sistemde Ramazan Bayramı’nda da halen sınav görünüyor. Bazı öğrencilerin 6 Nisan’da aynı gün 7 sınavı vardı. Hatta aynı zaman diliminde birden fazla sınavları bulunan öğrenciler var.

Öte yandan ders hocaları, “kopya endişesi” gerekçesiyle sınav sürelerini oldukça kısalttı. Kıymetli Evrak Hukuku Dersi’nde 10 soruya 4 dakia, Çevre Hukuku Dersi’nde 13 soruya 7 dakika verilmesinden sonra Milletlerarası isimli derste 20 soruya 7 dakika verileceği açıklandı. Bu da soru başına 21 saniye anlamına geliyor. Ayrıca haftalık yapılan sınavlar ve bin bir emekle hazırlanan ödevlerin geçme notuna az bir oranda etki edecek oluşunun sonradan açıklanması da öğrencileri çileden çıkardı.

Yaşadıkları sıkıntıları duyurabilmek için fakülte öğrencileri tarafından twitterda #EbyüHfUzaktanEziyet hashtag'i kullanılarak 20 bine yakın tweet atıldı. Hashtag’e üniversite öğrencileri, baro başkanları ve fakülte mezunlarından da destek geldi.

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Hukuk Fakültesi öğrencisi Emre Öztürk ve ders hocalarıyla problem yaşayabilecekleri gibi gerekçelerle isminin paylaşılmasını istemeyen öğrenciler uzaktan eğitim sürecinde karşılaştıkları zorlukları Gazete Duvar’a anlattı.

'HOCALARIMIZDAN VİCDANLI VE ADALETLİ OLMALARINI İSTİYORUM'

“Ben bu okulu kazanmak için çok zorluk çektim. Bu okulda hakkı savunmak için okuyorum. Ama şimdi kendi hakkımı savunmam gerekiyor. Hocalarımızdan vicdanlı ve adaletli olmalarını istiyorum” diyor bir öğrenci. Uzaktan eğitim sistemiyle birlikte eğitimde fırsat eşitliğinin imkansızlaştığını şu sözlerle anlatıyor:

“Günün her saati sistemde olmamız isteniyor. Eğer evine gittiğim arkadaşım olmasa bu dönem derslerimden kalmıştım. “Benim telefonum sisteme girecek kadar iyi değil” ya da “bilgisayarım yok” diye derslerimden kalacak olmam ne kadar adaletli? Bütün imkansızlıklara rağmen, yapılan tüm mini sınavlara katılmaya, ödevlerimi yapmaya çalışıyorum. Ama şimdi de hocalarımız vize yapacaklarını ve girdiğimiz mini sınav ve ödevlerin notlarımızı çok az etkileyeceğini söylüyorlar.”

.

'SORULARI OKUYAMADAN, CEVAPLAMAYA ÇALIŞIYORUZ'

Hukuk Fakültesi 4.sınıf öğrencisi Emre Öztürk, sistemden şikayetçi olan öğrencilerden biri. Uzaktan eğitime fakültenin çok hazırlıksız yakalandığını söyleyen Öztürk, şunları anlatıyor:

“Erzincan hukukun örgün eğitimde de diğer hukuk fakültelerinden daha zor olduğunu gerek farklı illere geçen, gerek Farabi uygulamasıyla başka fakültelere giden arkadaşlardan biliyorduk. Öğrencilerin ders anlatımı gibi beklentileri, teknik problemler öne sürülerek karşılanmadı. Bu süreçte bizi en çok üzen şeylerden biri de karşımızda muhatap bulamamak oldu. Ulaşabildiğimiz herkes, “biz muhatap değiliz” diyerek sorumluluğu başkasına attı. Bir aydır nerdeyse her gün sınav ve ödevlerle uğraşıyoruz. 23 Nisan’da bile iki sınavım vardı. Yönetimden ve hocalardan bizleri anlamaya çalışmalarını istiyoruz. Birçok ders hocasının yükünü paylaşabileceği asistanı bulunuyor. Biz ise yalnızız. Kopya çeken, yardımlaşan olur gibi gerekçelerle sınav süreleri hepten kısaltıldı. Soruları okuyamadan, cevaplamaya çalışıyoruz. Bazı derslerde, sınavlarda sorulacak sorular bile bize hazırlatılıyor. Sürekli sisteme girip acaba bugün ne değişti diyoruz. Sınav programı yok. Sürekli değişiklik yapılıyor. Artık acilen bu yoğun ve yorucu sistemin son bulmasını istiyoruz.”

'UZAKTAN EĞİTİMİN MAĞDURLARINDAN BİRİSİ DE BENİM'

“Ben yedi kişilik bir ailenin bireyiyim. Bu sebeple ders çalışmaya sadece gece saatlerinde fırsatım oluyor. Bu zorlu salgın sürecinde, uzaktan eğitim sisteminin mağdurlarından birisi de benim.” diyor başka bir öğrenci. “Bu konuda okulumuzun yeterli anlayışı göstermediğini düşünüyorum.” diye ekliyor.

“Belki onlar kendi şartları ve imkanları dahilinde herkesi aynı sanarak böyle bir sistem kurmayı tercih ettiler. Ama öğrencilerin yeterli imkanları var mı yok mu? Acaba eve gelince ders çalışabilecekleri ortam var mı? Bunları düşündüler mi bilmiyorum. En basitinden evlerinde müsait yeri ve zamanı olmayan birçok arkadaşım var. Hele ki teknolojik bakımdan yetersizliğe değinmek bile istemiyorum. Bu süreç salgın sebebiyle bizleri zaten fazlaca tedirgin ederken, bir yandan da sürekli ders çalışmak gerçekten çok yorucu oluyor. Ve şunu çok iyi biliyorum ki evdeki bu çalışmalarımızdan verim alamıyoruz. Maalesef bizlere pek bir şey katmıyor.”

'HAFTANIN HER GÜNÜ SINAV İÇİN ARKADAŞIMA GİTMEK ZORUNDAYIM'

Bir öğrenci ise bugüne kadar hiç online ders yapmadıklarını söyleyerek “Sadece pdf ve slayt yüklemekle uzaktan eğitim olur mu?” diye soruyor.

“Her hafta mini sınavlar olduk, ödevler yaptık. Şimdi hocalarımız vize yapacağını söylüyor. Bir dersimizin vizesinin yapılacağını 1 hafta öncesinden öğreniyoruz. 1 hafta sonra yapılacak vize sınavlarımızdan 4 tanesini aynı güne koyuyorlar. Benim yaşadığım şehir hastalığın en fazla görüldüğü şehirlerden biri. Kendi telefonumdan okulun uzaktan eğitim sistemine giremiyorum. Mini sınavları olmak ve ödevlerimi yapmak için arkadaşımın evine gidiyorum. Böyle bir zamanda hem kendimi ve ailemi, hem de arkadaşımı ve ailesini tehlikeye atıyorum. Haftanın neredeyse her günü sınav için sabahın erken saatlerinde arkadaşıma gitmek zorundayım!”

.

'HER GÜN BİR YA DA İKİ SINAVA GİRİYORUM'

Hukuk Fakültesi’nde 4. Sınıfa devam eden bir öğrenci yaşadığı mağduriyeti şöyle anlatıyor:

“Uzaktan eğitimde bütün EBYU öğrencileri gibi bende mağdur oldum. Başlatılan tatilde eve geldikten sonra sınav yapılacağını öğrendim. 1 hafta sonra tekrar Erzincan’a kitaplarımı almaya döndüm. Sırf uzaktan eğitim için modem satın alıp eve internet bağlattım. Bu gibi sıkıntıları bir şekilde aşmama rağmen her gün bir ya da iki sınava girdiğim için konuları yetiştiremiyorum. Sınav sürelerini kısaltmaları da bizleri mağdur ediyor. Bazı hocalarımız haftalık sınav ve ödev verip, bir de vizeyi de yapacağını söylüyor. Durumumuzu, yaşadığımız mağduriyeti anlatacak yönetici bulamıyoruz. Elimizden bir şey gelmez, zorunluluk diyorlar. Ama gerek üniversitenin diğer fakülteleri gerek fakültemizdeki hocalarımız farklı farklı uygulama yapınca bu durum açıkça yapılan açıklamalarla çelişiyor.”

'BAŞKA FAKÜLTELERDE NE MİNİ SINAV VAR, NE ÖDEV!'

Başka bir öğrenci ise bu zorlu süreçte fakülte yönetiminin kendilerini normal dönemden daha çok zorladığından bahsediyor.

“Hafta içi her gün mini sınav, bunun üstüne ödev... Yetmiyormuş gibi vize ve final de yapılacak. Durumun ne olduğunu öğrenmek için başka üniversitelerde hukuk fakültesinde okuyan arkadaşlarımla konuştum. Ve onların sisteminin sadece vize ve finalden ibaret olduğunu öğrendim. Ne her gün yapılan mini sınavları var, ne de ödevleri! Ne kadar uğraşsak da fakültemiz tarafından görmezden geliniyoruz. Ne kadar mail atsak, ne kadar tweet atsak da henüz bir sonuca ulaşamadık. Öğrenciler olarak temennimiz odur ki artık bize kulak verilsin ve sorunlarımız çözülsün.”