Karantina Sur'da çocukların travmasını tetikliyor

Rengarenk Umutlar Derneği Başkanı Ezra Elbistan: "Çocuklarla telefonda yaptığımız bütün görüşmelerde ilk ifade ettikleri şey 'Dışarıda bir şey mi var?' oluyor. Kendilerinden bir şey gizlendiğine dair korkuları var.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sebebiyle hayat evlerde akıyor. Bu sürecin en çok etkilediği gruplardan biri okul, sokak ve park gibi sosyal alanlarını kaybeden çocuklar. Öte yandan 2015 sonunda çatışmalar yaşanan ve sokağa çıkma yasağı ilan edilen Diyarbakır  Sur’daki çocuklar için karantina günlerinin başka bir anlamı var: Evde kalmak, çocukların sokağa çıkma yasağı sırasında yaşadığı travmayı tetikliyor ve kaygı bozukluğuna sebep oluyor.

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaşanan çatışmalardan etkilenen 5-18 yaş arası çocukların maruz kaldıkları travmayı atlatması için çalışmalar yapan Rengarenk Umutlar Derneği, karantina günlerinde de faaliyetlerini sürdürüyor. Dernek Başkanı Ezra Elbistan, salgın sebebiyle evde kalan çocukların karantina günlerini sokağa çıkma yasağı uygulanan çatışma sürecine benzettiklerini belirtiyor: “Çatışma sürecinin duygusundan biraz daha uzaklaştık derken pandemiden dolayı yapılan ‘evde kal’ çağrıları doğrudan o travmayı tetikledi. Çocuklarla telefonda yaptığımız bütün görüşmelerde ilk ifade ettikleri şey 'Dışarıda bir şey mi var?' oluyor. Kendilerinden bir şey gizlendiğine ya da şeffaf bir süreç yaşanmadığına dair korkuları var ve kaygılılar.”

Ezra Elbistan

Covid-19 salgını için alınan tedbirler kapsamında 12 Mart tarihinden itibaren tüm çalışmalarını evden yürüten Rengarenk Umutlar Derneği, çocuklarla gerçekleştirdiği faaliyetlerini telekonferans yöntemiyle devam ettirmeye hazırlanıyor. 115 çocukla telefon görüşmesi yaparak hazırlanan faaliyet programında müzik, drama, sanat, masal, psiko-sosyal destek ve çocuk hakları var.

‘BİR DAHA DIŞARI ÇIKAMAYACAĞIZ KAYGISI VAR’

Dernek Başkanı Elbistan, görüştükleri 115 çocuğun evde kaldıkları bu süreçte kendilerini nasıl hissettiklerini şöyle anlatıyor: “Korku, endişe, bir daha dışarı çıkamayacağız kaygısı ve okuldan, sokaktan, arkadaşlarımızdan koptuk düşüncesi var.”

Çocukların hissettiği kaygıyı azaltmak için harekete geçen dernek, bilgiye erişimde fırsat eşitliği sağlamak ve bu dönemin geçici olduğunu anlatabilmek için faaliyetlerini telekonferansla hanelere götürmeye karar vermiş. Derneğin ulaştığı 115 çocuktan yalnızca 10’unun internete erişebildiğini ve bu sebeple atölyelerin telekonferans yöntemiyle yapılmasına karar verildiğini ifade eden Elbistan, şöyle devam ediyor: “Psikolog, çocuk gelişimci, sağlıkçı, müzisyen gibi çeşitli meslek gruplarından gönüllülerin bir araya gelmesiyle ileri dönüşüm, aile üyeleriyle oynanabilecek alternatif oyunlar, ihtiyacı olan çocuklar için psiko-sosyal destek ve yaş gruplarına göre çocuk hakları atölyeleri gerçekleştirilecek.”

KIRTASİYE MALZEMELERİNE İHTİYAÇLARI VAR

Derneğin ileri-geri dönüşüm atölyelerinde kullanmak için küt makas, organik boya gibi temel kırtasiye malzemelerine ihtiyacı var. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için önümüzdeki günlerde Fongogo’da bir kampanya başlatacaklar. Elbistan, “Çalışmalarımızı sadece kampanyanın başlama ve sonuçlanma sürecine bağlı olarak planlamadık. Kampanyadan bağımsız haftada 3 gün 14.00-15.00 saatleri arasında telekonferans sistemi ile masal okuma ve anlatma atölyelerimiz olacak. Oyun ve psiko-sosyal destek atölyelerimizi 4 farklı yaş grubuyla (5-6 yaş, 8-10 yaş, 10- 12 yaş, 12- 15 yaş) ve 17 gönüllümüzle yapacağız” diyor.

Elbistan, altyapısını oluşturmaları durumunda tüm atölyelerin içerik ve uygulamalarını benzer çalışmalar yürüten örgütlerle paylaşmak istediklerini de belirtiyor: “Amacımız bu modeli Türkiye’den ve dünyadan diğer çocuk hakları aktivistlerine ulaştırmak ve dijital fırsat eşitsizliğinin sebep olduğu sorunların etkisini hafifletmek.”