Sağlıkçılara '10 günlük çanta hazırlayın' talimatı

Korona virüsü salgını nedeniyle önümüzdeki günlerde hastanelerde büyük yoğunluk yaşanması bekleniyor. Yetkililer sağlık personeline aralıksız çalışma ihtimali nedeniyle “10 günlük çantalarınızı hazır edin” talimatı vermeye başladı. Sağlıkçılara göre ise aralıksız çalışma yerine vardiya sistemi getirilmeli. Virüs riski nedeniyle evlerine gidemeyecek olan sağlıkçıların konaklaması için de hastane çevrelerinde otel, yurt gibi konaklama imkanı yaratılması isteniyor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Korona virüsü salgını her geçen gün kötüleşirken Türkiye’de en önemli sorunların başında sağlık çalışanlarının koruyucu ekipman eksiklikleri geliyor. Sosyal medya üzerinden kamuya bağlı üniversite hastanelerinin hesap numaraları paylaşılarak bağış kampanyaları organize edilirken sağlık çalışanlarına kesintisiz 10 gün çalışacak şekilde çantalarını hazırlamalarına yönelik talimatlar veriliyor. Edinilen bilgiye göre salgının yaygınlaşması durumunda sağlık çalışanları kesintisiz 10-15 gün çalışacak, sonrasında ise 14 gün karantina altına alınacak. Sağlık meslek örgütleri ise böyle bir çalışma planının hastalığı yaygınlaştıracağını savunurken Bakanlık tarafından acilen çalışma programı hazırlanarak vardiya sistemi uygulanmasını istiyor.

‘KONSANTRASYONU BOZULMUŞ SAĞLIKÇILAR BÜYÜK HANDİKAP’

Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (SES) Eş Başkanı Gönül Erden, sağlık çalışanlarına 10 gün üzerinde çalışmaya uygun çanta hazırlamalarına yönelik kurum yöneticileri tarafından çağrı yapıldığı bilgisine sahip olduklarını fakat Sağlık Bakanlığı tarafından henüz net bir çalışma sistemi ve planıyla ilgili açıklama yapılmadığını söyledi. Erden, “’Uzun süreli hastanede kalma’ deniyor ama arkadaşlarımız sürekli çalışamazlar. Yedikleri yemekler, dinlenmeleri nasıl sağlanacak bunların hepsinin konuşulması gerekiyor. Bu konuda çalışan arkadaşlarımıza, ‘Uzun süreli çantanızı hazırlayın’ yönündeki bilgilendirmeler oldu ama bakanlık nasıl bir planlama yapıyor bizimle paylaşılmadı” dedi.

Aralıksız 10 günün üzerinde çalışma gibi bir uygulamaya geçildiği takdirde çok büyük hataların önünün açılacağını ifade eden Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman ise, “Bu hastalığın yayılmasına yol açar. Konsantrasyonu bozulmuş yorgun sağlıkçıların çalışması salgınla mücadelede en büyük handikaptır. Bunun en büyük örneği de İtalya’da görülmektedir. Süreçte vardiya usulüne geçilip iyi organize edilmelidir. Ama bunların hiçbiri iyi yapılmadığı için, hiçbir şeye hazırlıklı olunmadığı için tamamen Sağlık Bakanlığı bu işi il sağlık müdürlükleriyle yönetiyor. Ama bu böyle olmaz” diye konuştu.

Sağlık çalışanlarının koruyucu ekipman sorunun devam ettiğini ifade eden Adıyaman, “Türkiye’nin her yerinden haber geliyor. Bir günlük iki günlük malzeme veriyorlar. Bunların eksiksiz sağlanması, önce sağlık çalışanlarının sağlığını korumamız gerekiyor ki toplum sağlığı korunsun. Bu süreçte vardiya usulüne dönülmesi gerekiyor. Evet hasta çok gelecek farkındayız. Hekimler ve sağlık çalışanları olarak hazırız ama bunun çalışma koşullarının mutlaka düzenlenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘24 SAAT ÇALIŞMAYI KALDIRIN’

Sağlık çalışanı sayısının yetersiz olduğunu, acilen arttırılması gerektiğini belirten SES Eş Başkanı Gönül Erden’e göre çalışan sayısını arttırmadan 10- 15 gün aralığındaki çalışma süreleriyle sorunun üstesinden gelinemez. Çalışanların koruyucu ekipman sorununun bir an önce giderilmesi gerektiğini belirten Erden acil atılması gereken adımlara ilişkin şunları kaydetti:

“Virüsten korunmanın yolu iyi beslenme, iyi bir uykudur. 24 saat nöbet olmaz, yorgunluk bu virüsü tetikliyor. O yüzden 24 saat çalışmayı kaldırın, mesaileri kısaltın, sağlık çalışanlarının dönüşümlü izin kullanmasını sağlayacak bir sistem getirin. Bu hazırlıkları yapmadan, eksiklikleri tamamlamadan, tedbirleri almadan sağlık çalışanları 15 gün hastanede tutmak, sonrasında karantinaya almak ve sonra yeniden iş başı yaptırmak sistemiyle olmaz. Bakanlığa bir kez daha diyoruz. Sağlık çalışanlarını meslek örgütlerini bu planlamaları yaparken dahil edin ve şeffaf olun. Bu süreci birlikte yürütelim diyoruz ama böyle bir durum yok. En basitinden kronik hastalığı olan sağlıkçı arkadaşlarımız çalışmaya devam ediyor.”

‘HASTANE YAKININDAKİ TESİSLER SAĞLIKÇILARA TAHSİS EDİLMELİ’

Sağlık çalışanlarının bu süreçte evlerine gidemediğini, ailelerine virüsü bulaştırma riskiyle başka yerlerde kalmaya çalıştıklarını belirten Erden’e göre acilen uygun misafirhane, otel gibi mekanların ücretsiz olarak sağlık çalışanlarının erişimine açılması gerekiyor. “Sağlık çalışanları barınma sorunu yaşıyor ifadelerini kullanan Erden, “Çalışanlar hastanede aktif çalışıyor fakat neyle çalıştığını bilmiyor. Hastanede Covid-19’lu hasta var mı, kaç tane var, nerede var bilmiyor. Arkadaşlarımız kaygıyla evlerine gidemiyorlar. Eğer bakanlık bir çözüm üretmezse bir çalışan arkadaşımız aldığı maaşla gidip otelde kalabilir mi? Başka bir yere gidebilir mi? Gidemez. Bugünden bu sorunun çözülmesi, arkadaşlarımızın temasını engellemesi açısından kalabilecekleri uygun donanımda yerlerin ayarlanması gerekiyor” dedi.

SAĞLIKÇILARIN KONAKLAMASI İÇİN FRANSA ÖRNEĞİ

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sağlık çalışanlarına yönelik ücretsiz ulaşım kararını hatırlatan Adıyaman ise sağlıkçıların barınma sürecinde Fransa’nın aldığı önlemleri hatırlattı ve şunları kaydetti:

“Fransa’da örneğin hastanelerin yakınlarındaki oteller sağlık çalışanlarının dinlenmesi için organize edildi. Bunların mutlaka yapılması gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı’nda bir zirve oldu ama sağlığa yönelik en ufak bir karar açıklanmadı. Devletin bir takım sosyal tesisleri var. Özellikle hastane yakınlarındaki tesislerin boşaltılıp tamamen sağlık çalışanlarına yönelik ayarlanması gerekiyor. Önümüzdeki iki hafta çok önemli. Sağlık çalışanlarının hizmetine bu mekanların verilmesi hususunda yerel yönetimlerle işbirliği yapılması gerekiyor. Bu iş Sağlık Bakanlığı’ndan tweet atmakla olmuyor.”

ADIYAMAN: BAĞIŞ KAMPANYALARINI KABUL ETMİYORUZ

Sosyal medya üzerinden malzeme yetersizliği nedeniyle kamuya ait üniversite hastanelerine yönelik bağış kampanyalarını yakından takip ettiklerini ifade eden SES Eş Başkanı Gönül Erden, “Örneğin Çapa ve Cerrahpaşa’daki öğrenciler bağış kampanyası paylaşmış. Bu ülkenin en köklü en donanımlı iki üniversite hastanesinin geldiği nokta ortada. Evet salgın çok hızlı ilerliyor ama daha başındayız. Devletin genel sağlık sistemindeki politikalarının ortaya çıktığı noktadır bu. Biz yıllardır sağlıkta ticarileşmeye ve metalaşmaya karşı çıktık. Tüm bunların sonucu olarak yaşananlar sağlık politikalarının geldiği noktanın teşhiridir” dedi.

100 MİLYARLIK PAKETTE SAĞLIĞA 25 KURUŞ YOK

TTB olarak bağış kampanyalarını kabul edemeyeceklerini ve üniversite hastanelerinin rektör ve başhekimlerine sorumluluk düştüğünü ifade eden TTB Başkanı Sinan Adıyaman ise şunları kaydetti:

“Yüz milyarlık bir ekonomi paket açıklandı fakat burada sağlığa yönelik 25 kuruş bile yok. Kamu üniversite hastaneleri yıllardır dar boğazın içine girdi ve ekonomik olarak çökertildiler. Firmalarla olan ilişkileri bozuldu ve bazı firmalar malzeme vermiyorlar. En azından bu 100 milyarlık ekonomi paketinden birkaç milyar TL’si kamu üniversite hastanelerinin borçlarının silinmesi için harcanması gerekirdi. Bağış olayını kabul etmiyoruz. Aksine bağış kampanyası düzenlenen üniversite hastanelerinin rektörleri ve başhekimlerine baskı yaparak hükümetten ödenek alınması ve borçlarının silinmesini talep etmelerini istiyoruz. Alarma geçmesi gereken Sağlık Bakanı’nı göreve davet ediyoruz.”