Murat Yetkin: Gazeteci soruyu böyle mi sorar?

Gazeteci Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı son Afrika gezisinden Türkiye’ye getiren uçaktaki gazetecilerin sorularını kaleme aldı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Gazeteci Murat Yetkin, kişisel internet sitesinde yayınladığı yazısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı son Afrika gezisinden Türkiye’ye getiren uçaktaki gazetecilerin tavırlarını değerlendirdi.

Murat Yetkin'in yazısından bir bölüm şu şekilde:

"Bugün sizinle ileride gazetecilik okullarında, hatta belki siyaset ve hukuk fakültelerinde okutulsa yeri olacak bir “gazetecilik ne değildir” tablosunu paylaşmak istiyorum. İstiyorum, çünkü bu tabloyla artık Türkiye’de gazeteciliğin çıtasının bir alt basamağa düşmek üzere olduğunu tahmin ediyorum; düzey daha da düşmeden önce mevcut durumu saptamakta yarar var.

Mekân, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı son Afrika gezisinden Türkiye’ye getiren uçak… Tarih, 28 Ocak 2020’yi 29 Ocak’a bağlayan gece. Uçakta internet bağlantısı olduğu için davet edilmiş gazetecilerin Türkiye ve dünyada neler olup bittiğine dair fikirleri var, en azından isterlerse öğrenme imkânları mevcut. Türkiye ve dünyanın gündemindeki sıcak konular belli.

Elazığ depreminde ölenlerin sayısı 41’e yükselmiş, Kızılay Genel Müdürü Kerem Kınık’ın daha yer sarsıntıları sürerken halktan para istemesiyle başlayan deprem vergilerinin nereye harcandığı tartışması devam ediyor. Hatta Genel Müdürün Kızılay’ı Ensar vakfına vergiden (laf ebeliğiyle “kaçırma” değil) “kaçınma” amacıyla para aktarılmasına alet ettiği ortaya çıkmış. Sonra, bir gün önce Erdoğan’ı arayıp Libya, İran, Suriye konuşan ABD Başkanı Donald Trump, Orta Doğu planını ilan etmiş, Rusya’nın korumasındaki Suriye ordusu İdlib’i çeviren kasabalara girmiş, Ankara Şam’ı kendi toprağını geri aldığı için kınamış, Türk sınırına yeni bir göç başlamış. Daha birkaç gün önce Almanya Başbakanı Angela Merkel gelmiş, tam bir uzlaşma sağlanamamış. 130 bin metal işçisi grev kararı alınca işverenler yıllık ortalama yüzde 25 küsur zam vererek, gerçek enflasyon oranı hakkında bir fikir vermiş. ABD’den S-400 yaptırımları gelirse ekonominin ne hal alacağı belirsizliğini koruyor. Bu arada Çin’de ortaya çıkan Koronavirüs hızla yayılıyor. Bildiğiniz konular yani. Şimdi bakalım uçaktaki gazeteciler (*) ülkenin en yetkili kişisine soru sorma imkânı bulduklarında ne sormuş, nasıl sormuş?

Erdoğan’ın yanıtlarını biliyorsunuz. Ben sizlerle soruları paylaşıp tartışmaya açmak istiyorum. İfade ve Türkçe hatalarını olduğu gibi bıraktım.

Gazeteci soruyu böyle mi sorar?

SORU: İkisi Fransız, biri İngiliz, üç eski sömürge ülkesini ziyaret ettiniz. Neler gözlemlediniz? Onlar Türkiye’ye nasıl bakıyor? Hem Senegal’de, hem Cezayir’de halk Fransa’ya tepkili… Fransa’dan hâlâ buraya ilişik diye bahsediyorlar. Gözlemlerinizi paylaşır mısınız? (Meslektaşlarımın Cezayir’de, Senegal’de heyetten ayrılarak, turistik yerlere gidip instagrama düşman çatlatma fotoğrafları koymak yerine sokaklara dalıp halkın nabzını tutarak bu soruyu sorduğunu mu düşünüyorsunuz? Yanıtınız “evet” ise diyecek bir şeyim yok.)

SORU: İdlib’i sormak istiyorum. 2018’de İdlib’in gerginliği azaltma bölgesi olarak ilanından bugüne gerginlik azalacak gibi durmuyor. Son zamanlarda saldırılar arttı. Görünen o ki, Türkiye’ye basınç uygulayarak göç dalgası planlıyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinden anladığımız kadarıyla, Türkiye’ye siyaseti dizayn etmeye yönelik şantaj… “Mülteci göndeririz, altından kalkamazsınız” gibi hükümeti zora düşürecek bir şantaj. İlk zamanlar söylediğiniz bir söz vardı; AB’nin de derdi olmaya başlar anlamında. Belli oradaki Suriyelilerle Türkiye siyasetini dizayn etmek adına adeta tehdit ediyorlar. Rusya da bunun içinde görünüyor. (Siz de fark ettiniz değil mi? Ortada soru filan yok. Cumhurbaşkanına ne kadar çok bildiğini, araya CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını sıkıştırarak göstermek istiyor gazeteci. Tahlilinden Kılıçdaroğlu’nun “dışarıdan” siyaseti “dizayn etme” tertibi içinde Rusya’nın da bulunduğu sonucu dahi çıkarılabilir. Ama vitesi fazla yükseltmiş olacak ki, Erdoğan’ın sık sık Avrupa Birliğine (AB) “Gönderirim, gelirler” çıkışlarını, Suriye’den bize mülteci gönderilmesi “şantajı” olarak tanımlamış.)

SORU: Koronavirüs hızla yayılıyor. Çin’de çok sayıda insan hayatını kaybetti. Çok sayıda insan etkilenmeye başladı. Bazı ülkeler tedbirler açıkladı. Türkiye, insanların dolaşımını sınırlandırmak, bazı noktalarda engellemek gibi büyük adımlar atar mı? (Soru güncel. Sormak gerekli. Ama iş her ülke gibi Türkiye’nin atması zaten zorunlu olan adımlara, yani Erdoğan’ın kararına gelince “büyük” tanımını hak ediyor meslektaşımıza göre.)

YAZININ TAMAMI