İmamoğlu'ndan Baraçlı'ya: Neyi kaçırıyorsunuz?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB'deki istifalar üzerine değerlendirmelerde bulundu. İmamoğlu, genel sekreterlikten istifa etmesine rağmen iştiraklerden istifa etmeyen kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi. İmamoğlu "Nasıl bir sistem yönetiyorsunuz, ne kaçırıyorsunuz?" ifadelerini kullandı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB iştiraklerindeki istifalar üzerine açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, iştiraklerden istifa eden yöneticilerin yönetmelikten gelen hakla 40-45 gün daha koltukta oturacaklarını, kendisinin de suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

İmamoğlu, kendisinin açıklama yaptığı günün akşamında istifaların geldiğini, görevi bırakan başkanların şirket genel kurullarını ağustos ayının sonunda yapacaklarını ifade etti.

'YAZIKTIR GÜNAHTIR, NEYİ KAÇIRIYORSUNUZ?'

Ekrem İmamoğlu, İBB eski Genel Sekreteri Hayri Baraçlı'ya yanıt verirken şu sözleri kullandı:

"Genel kurulları yapın ki biz kendi ekibimizle kendi kadromuzla sürece hakim olalım. Tamamen iyi niyetli olmayan bir davranışla şirketlerin kuruluş yönetmeliğinin verdiği yetkiyle 45 günlük sürenin tamamını kullanıyorlar. Neredeyse ağustos ayının sonuna doğru genel kurul kararları alıyorlar. Niçin?  Bir hafta sonraya alın. 10 gün sonraya alın. Yazıktır, günahtır. Neyi kaçırıyorsunuz, orada nasıl bir sistem yönetiyorsunuz? Bu millet İstanbul'un konsolide bütçesinin neredeyse üçte ikisinin içinde olduğu iştirakler üzerinden benden hesap soracak. Ben şu anda sürece hakim değilim. Bir hafta içinde karar alsınlar. Genel kurulları yapalım. 1 hafta sonra bir ay bitmiş olacak. Kimin malı bu? Biz her kuruşuyla ilgili hesap vermek istiyoruz millete. Bıraksın gitsinler, kadroları oluşturalım, işimize bakalım. Süreleri bitti."

İŞTİRAKLERE HENÜZ HAKİM OLAMADIM: Buna aynı zamanda Milli Birlik Günü, Demokrasi Günü diyoruz. Bunun anlamı ne? Milli iradeye sahip çıkmak ve asla ona sıkıntı gelmemesine çalışmak. Şu anda benim öyle de bir vazifem var. 16 milyon insanın hesap soracağı bir kişiyim. Yaklaşık 20 günümü doldurdum. Hesap sorulacak günlerim tıkır tıkır, işliyor. Halkıma sesleniyorum. Ben hala belediye bütçesinin 3'te 2'sine, çalışanın yüzde 80'ine sahip iştiraklere henüz hakim olamadım. Bu kadar net. Milletimize duyuruyorum, buna bir irade engel oluyorsa, yanlış yoldadır. Bu millet bizden hesap soracak. Yanlış yoldadır. Dolayısıyla iştiraklerin bir an önce genel kurullarını öne çekmeliler. Bir an önce şirketlere biz kadromuzu atamalıyız. Şeffaf yönetim anlayışımızla beraber, her günün de hesabını vatandaşına veren bir yönetimi İstanbul'a buluşturmalıyız.

BEN İYİ NİYETTEN BAHSEDİYORUM: (Bir gazetecinin "İlişiklerinin kesilmesine dair bir yazı göndermeniz gerekiyor" demesi üzerine) Bunlar teknik işler. Ben iyi niyetten bahsediyorum. Bizim arkadaşlarımız, takip ediyorlar. Cuma günü akşama istifaları verildi. Cumartesi günü haberim oldu. Benim için hiçbir şey ifade etmiyor. Ben bu işin bütününe bakıyorum. Yönetim kuruluna katılan arkadaşlarım var. Zabıta marifetiyle çağrı yaptım. 12'si geldi diğerleri gelmedi. Sorduğum soruyu söyleyeyim. Kişisel iradenizle mi hala orada duruyorsunuz, siyasi bir irade mi size talimat veriyor?' Bakın bu soruyu orada sordum, burada da soruyorum. Benim her şeyim şeffaf. Hiçbir cevap alamadım.

AFİŞE EDECEĞİM: ("Genel sekreter yardımcılarının yönetici olduğu şirketlerde genel kurul süreci nasıl işletiliyor?" sorusuna cevap olarak) Aynı şekilde, son gününü, son anını kullanma çabası. Ayın 23, 24, 25 ve 28'ine genel kurul kararı alma çabası. Nedir bu? 40-45 gün daha orada duracaksınız. Niçin? Kendi şirketin değil. Orada artık kimin durduğunun bir önemi yok. Suç duyurusunda bulunacağım. Hakkımdır, değildir, suç duyurusunda bulunacağım. Tarihe not düşeceğim. Afişe edeceğim, millete anlatacağım. Ben insanlara böyle söz verdim. Şahsımla ilgili değil. Millete ait bir varlığın korunması süreci, millete ait bir varlığın yeni yönetim anlayışıyla buluşma süreci, millete ait bir varlığın hesap verme sürecinin başlaması... Dolayısıyla ben günbegün bu konuları aktaracağım. Suç duyurusunda bulunacağım. Afişe edeceğim. Cuma günü konuştum, cevap verdi. Güzel, bir karşılık buldu. Bu gün de sayenizde konuşuyorum. Umarım yarın yine bir karşılık bulur. Bulmadı, konuşmaya devam edeceğim. (İSTANBUL/AA)