Murat Yetkin: YSK tehdit altında ve riskler büyüyor

Gazeteci Murat Yetkin, 'YSK kritik toplantı öncesi tehdit altında ve riskler büyüyor' başlıklı yazısında, "Cumhurbaşkanı dâhil YSK’yı her uyaran 'Bizimkinde tehdit yok' diyor ama söylenenler 'Acaba tehdit olsa ne diyeceklerdi?' diye düşündürtüyor" dedi. Yetkin, "Erdoğan siyasetteki yükselişine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanarak başlamıştı. Muhtemelen İmamoğlu’nda bu potansiyeli görüyor ve şimdiden önünü kesmek istiyor" diye yazdı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstanbul seçimiyle ilgili son gelişmeleri değerlendiren gazeteci Murat Yetkin, 6 Mayıs'ta toplantı yapacak olan Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) tehdit altında olduğunu yazdı.

Murat Yetkin, kişisel web sitesindeki 'YSK kritik toplantı öncesi tehdit altında ve riskler büyüyor' başlıklı yazısında, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dâhil YSK’yı her uyaran 'Bizimkinde tehdit yok' diyor ama söylenenler 'Acaba tehdit olsa ne diyeceklerdi?' diye düşündürtüyor" yorumunda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son çıkışlarına, CHP'lilerin açıklamalarına ve MHP lideri Bahçeli'nin son sözlerine dikkat çeken Yetkin, "Özetle, YSK’nın kararı üzerine yürüyen tartışma iki gün içinde 'yüze tükürmeden' başlayarak YSK’nın ancak kendi yaptığı seçimi suçlayarak 'aklanmasına', oradan yargılanmaya, askeri darbe imasına ve nihayet seçim için 'karargâh' kurmaya dek tırmanmıştı. Geçtiğimiz günlerde Erdoğan yörüngesinde bir yazar CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı CHP’nin HDP desteğiyle 'iç savaş' manipülasyonu saymaya dek götürmüştü, hatırlayın" diye yazdı. Yetkin şöyle devam etti:

AK Parti ve MHP içinde seçim iptali ile CHP’liler başta olmak üzere tepki gösterenlerin “sokağa döküleceği” ve “İşte yeni Gezi” diyerek işin bambaşka ve tehlikeli bir mecraya döküleceği hesabında olanlar yok değil. Oysa CHP ve seçim ortağı İYİ Parti bünyesinde bu oyun planı deşifre edilerek önlemler alınıyor Ankara kulisinde gözlemlenebildiği kadarıyla.

YSK Başkanı Sadi Güven’in baskılara dayanamayarak istifa edeceği söylentileri işte bu ortamda yayıldı. İşte o yüzden “Bir de tehdit etselerdi, ne diyeceklerdi?” sorusu akla geliyor. Kapalı kapılar ardında nelerin olduğunu, kimler arasında ne diyaloglar geçtiğini kim bilir ne zaman öğreneceğiz?

Ancak bu kargaşadan farklı bir yan ürün de çıktı. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Seymen, Twit mesajında, YSK’nın seçim tekrarına karar vermesi durumunda İYİ Parti’nin CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun arkasında durmaya devam edeceğini açıkladı. İYİ Parti de YSK’nın 31 Mart İstanbul seçimini iptal etmesinin “Türk siyasetinde leke” olacağını söylüyordu. Ne anlama mı geliyor? AK Parti’nin CHP ile İYİ Parti arasını “PKK ile işbirliği yapıyorlar” propagandasıyla açma taktiğinin tutmadığı anlamına geliyor. Zaten Bahçeli’nin açıklaması da İYİ Parti’nin tutumunu belli etmesi ardından geldi.

Peki, sizce Erdoğan’ın ekonomik durgunluk, yüksek enflasyon ve işsizlik gibi iç, ABD ile Rus füzeleri ve F-35’ler ve Suriye’deki PKK/PYD arasında yaşanan kriz (bu arada NATO Genel Sekreteri bu konuyu görüşmek üzere Türkiye’ye geliyor) gibi dış risklerin büyüdüğü ortamda, sadece İstanbul seçim iptaline yoğunlaşması sizce ne anlama geliyor? Bana kalırsa, İstanbul’u bir şekilde geri almayı, kendisinin ve partisinin siyasi geleceği bakımından bütün bu sorunlardan daha öncelikli gördüğü anlamına geliyor.

Bu sadece AK Parti tabanında yer alan dini cemaatlerden sivil toplum örgütlerine ve artık sahiplerinin yüzde 90’ının kendi yörüngesinde yer tuttuğu medya gruplarının İstanbul Belediyesinin engin imkânlarından yararlanmayacağı, dolayısıyla onları yörüngede tutmanın zorlaşacağı ile açıklanamaz. Bir de pek konuşulmayan boyutu var bu ısrarın. Erdoğan 25 yıl önce siyasetteki yükselişine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanarak başlamıştı. Muhtemelen İmamoğlu’nda bu potansiyeli görüyor ve şimdiden önünü kesmek istiyor.

Siyaset oyununda işin içinde kişisel kaygılar olmadan bu kadar risk alınmaz başka türlü; hem siyasi, hem ekonomik risk."

YAZININ TAMAMI