İHD 2018 hak ihlali raporu: 417 kişi hayatını kaybetti!

İnsan Hakları Derneği “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2018 Yılı İnsan Hakları İhlalleri Raporu’nu açıkladı. Rapora göre 11 bin 643 ihlal oldu ve 417 kişi hayatını kaybetti, 170 kişi yaralandı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, dernek binasında düzenlediği basın toplantısında 2018 yılında bölgede yaşanan hak ihlalleri ile ilgili raporu açıkladı. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun’un da katıldığı toplantıda konuşan İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Bataray Saman, “19 Temmuz 2018 itibariyle kaldırılan OHAL rejiminin yarattığı yıkım, tamda bu süreci ifade etmektedir. OHAL süreci, hukuk ve demokratik yaşamın yapısını zedeleyen ve tahribatlar oluşturan, insan hakları ve özgürlükleri tamamen baskı altına alan, yargı mekanizmasının siyasi söylemlerin etkisinde kalarak adalet ve hakikat anlayışını derinden yaralayan bir süreç olarak tanımlayabiliriz. OHAL rejiminin, sona ermesinden sonraki süreçte güvenlik eksenli çıkarılan yasal değişikliklerle ve uygulamalarla, tamamen kalıcılaştırılmaya çalışıldığı görülmektedir” dedi.

Türkiye’de,  düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün sınırsız bir tehdit altında olduğuna önemle işaret etmek istediklerini belirten Saman, “Sadece düşüncelerini ifade ettikleri için bugün binlerce siyasetçi, akademisyen, gazeteci ve hükümet politikalarına muhalif insanlar, maalesef tutuklanmakta ve ağır cezalarına çarptırılmaktadır. Uzun tutukluluk hali ve verilen maddi-manevi cezalar, siyasi iktidar karşısında muhalefet gösteren toplumsal ve bireysel kimlikleri ortadan kaldırmayı amaçlayan bir cezalandırma aracına dönüşmektedir” şeklinde konuştu.

YARGI, SİYASAL İKTİDARIN BASKI ARACI

Yargının siyasal iktidar tarafından muhaliflere üzerinde baskı aracına dönüştürüldüğüne değinen Saman, şunları söyledi: “Özellikle AİHM ve AYM’nin vermiş olduğu ihlal kararları sonrasında siyasilerin yapmış oldukları açıklamalar ile mahkemelerin bağımsız karar verme yetkisi tamamen ortadan kaldırılmıştır. Yakın tarihte AİHM’in, HDP’nin önceki eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında vermiş olduğu ihlal kararı akabinde Cumhurbaşkanı’nın kararı eleştiren açıklamaları sonrasında yerel mahkeme ihlal kararına uymamış, Demirtaş’ın tutukluluğunun devamına karar verilerek Anayasanın 90. maddesi açık bir şekilde ihlal etmiştir. Anayasa ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile güvence altına alınmış olan demokrasinin vazgeçilmezi serbest seçimler ve seçmen iradesi adeta hiçe sayılmıştır.

KÜRT SORUNU VE GÜVENLİKÇİ POLİTİKALAR

Bölgedeki silahlı çatışmalarda son yıllarda bi,nlerce insanın hayatını kaybettiğini vurgulayan Saman, Kürt sorununun çözümü için müzakere koşullarının oluşturulması gerektiğini kaydetti.

Saman, “Tek sesliliğin ve tek tipleştirmenin tezahürü olarak karşımıza çıkan iktidar politikaları, toplumsal hayatımızda yarattığı onarılması güç yıkımlarla kendini çok net bir şekilde göstermektedir. “Terörle Mücadele ve Güvenlikçi Politikalar” adı altında vücut bulan siyasal iktidar politikaları nedeniyle, özellikle bölgemizde devam eden silahlı çatışma ortamında, sadece son 3,5 yılda binlerce insanın hayatını yitirişine tanıklık ediyoruz. 2018 yılında da yine güvenlik güçleri, örgüt militanları ve siviller yaşamını yitirdi. Kürt Sorunun çözümünde, on yıllarca denenen şiddete dayalı, tekçi devlet politikalarıyla yol alınmayacağı somut bir gerçekliktir. Ülkenin acil olarak toplumsal barış ve huzur ortamına ihtiyacı vardır. Bu nedenle de 24 Temmuz 2015 tarihi itibariyle süre giden ve artış göstererek devam eden çatışma ortamını sona erdirecek şekilde müzakere koşullarının sağlanması amacıyla çatışmasızlığa geri dönülmelidir” dedi.

İŞKENCE SUÇU CEZASIZ KALIYOR

Rahşan Bataray Saman, işkence ve kötü muamelenin sistematik uygulandığını söyledi. Bataray, şöyle konuştu; "Gözaltı merkezlerinde ve gözaltı yerleri dışında işkence ve kötü muamelenin yaygın ve sistematik bir biçimde varlık gösterdiğine şahit oluyoruz. Kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen operasyonlar sırasında gerçekleşen ev baskınlarında ve sokak ortasında, maalesef yurttaşlar kötü muameleye maruz kalıyor ve darp ediliyor. Anayasada ve yine Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre, işkencenin mutlak olarak yasaklandığını buradan bir kez daha hatırlatmak istiyoruz! Bu insanlık dışı yöntemlere derhal son verilmeli, bu yöntemlere başvuranlar görevlerinden alınmalı ve yargı karşısına çıkarılarak cezalandırılmalıdır. Zira işkencenin yaygın ve sistematik bir hal almasının en önemli nedenlerinden biri, işkence suçunun cezasız bırakılması ve faillerin bu durumdan cesaret alarak ve çekinmeden bu suçu işlemeye devam etmeleridir!

Yine yurttaşların gerek gözaltında veya gözaltı yerleri dışında alıkonulmak suretiyle, kendilerini güvenlik görevlileri olarak tanıtan kişilerce muhbirlik dayatmalarına maruz kalmaları, şiddet görmeleri ve bu nedenle tehdit edilmeleri, kişi güvenliğini tehdit eden ve anayasal suç unsuru taşıyan bir başka işkence ve kötü muamele örneğidir.”

HAPİSHANE İHLALLERİ VE HASTA MAHPUSLAR

Saman, konuşmasında hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine hasta mahpuslara da yer verdi; “İşkencenin yaygın ve sistematik olarak gündeme geldiği bir başka alan ise, hapishanelerdir. OHAL süreci adeta tavan yapan hapishane ihlalleri, OHAL’in kalkmasından sonra da hızından hiçbir şey kaybetmeden devam etmektedir. Sağlık hakkı, işkence ve kötü muamele, disiplin soruşturmaları, tecrit etme, haberleşme, iletişim, aile görüşü haklarının kısıtlanması gibi ihlaller hapishanelerdeki başlıca hak ihlalleridir. Hapishanelerdeki mahpusların mektup aracılığıyla ve gerekse de yakınlarının şubemize bizzat yaptıkları başvurularda, tek kişilik hücrelerde tecrit etme, kelepçeli tedavi, hastane ve revire çıkarılmama gibi yaşanan mağduriyetleri ifade etmişlerdir. Özellikle de sağlık hakkı ihlalinin bu süreçte yoğun bir şikâyet konusu olduğunu ifade etmek istiyoruz. Hapishanede tek başına yaşamını sürdüremeyecek, cezaevi ile hastane arasında adeta mekik dokuyan, ölümcül rahatsızlıkları bulunan ve buna rağmen tedavi edilemeyen hasta mahpusların sayısında gün geçtikçe artış meydana gelirken, tedavi olanaklarından yaralanamayan veya tahliye edilmeyen hasta mahpuslar ise maalesef yaşamını yitiriyor. 2018 yılının Şubat ayında yüzde 96 engelli raporu bulunmasına rağmen hapishanede tutulmaya devam edilen hasta mahpus Celal Şeker’in yaşamını yitirenler arasındaydı. Anayasa mahkemesine yapılan bireysel başvuruda, yaşamını yitirmesinin üzerinden geçen 9 ayın ardından karar verilmesi ve kararın niteliği de yargının hasta mahpuslara tutumunu ortaya koymaktadır. Derneğimiz tarafından tespit edilen verilere göre hapishanelerde 402'si ağır olmak üzere toplam 1154 hasta mahpus adeta ölüme terk edilmiştir.”

TECRİT VE AÇLIK GREVLERİ

İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde uygulanan ağırlaştırılmış tecrit uygulamalarının, bu dönemde de yoğunlaşarak devam ettiğini belirten Saman hükümlü mahpus statüsünde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’a ve aynı hapishanede bulunan 3 siyasi mahpusun avukatları ve aileleriyle görüştürülmemesinin insan hakları ihlali olduğunu söyledi. Bu durumun Kürt sorunun çözümü açısından çok ciddi riskleri barındıran bir hal aldığını belirten Bataray, DTK Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven 280’i aşkın siyasi mahpusun farklı tarihlerde İmralı hapishanesinde uygulanan tecrit politikalarını protesto etmek amacıyla süresiz ve dönüşümsüz olarak açlık grevleri eylemlerine başladığını hatırlattı.

Saman, “Tahliye olduktan sonra da açlık grevi eylemini sürdüren ve 90’ıncı gününe geride bırakan Leyla Güven başta olmak üzere, kimi mahpuslarda sağlık durumlarının kritik eşiği aştığı görülürken, grevdeki mahpusların yaşam hakkının korunmasına yönelik önleyici tedbirlerin alınmadığı ve soruşturma, tecrit gibi uygulamalarla karşı karşıya bırakıldığı gözlemlenmektedir” dedi.

Saman’ın ardından 2018 Yılı İnsan Hakları İhlalleri Raporu’nu, İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi temsilcisi Abdusselam İnceören okudu.  Raporda hak ihlalleriyle ilgili şu bilgiler yer aldı:

Yaşam Hakkına Yönelik İhlaller

Keyfi Öldürme, Silah Kullanma yetkisinin ihlali veya Dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle; Güvenlik güçleri tarafından vurulan 4 kişi yaşamını yitirdi, 4 kişi yaralandı.

Köyü korucuları tarafından vurulan 5 kişi yaşamını yitirdi, 3 kişi yaralandı. ,

Hapishanelerde 1 Hasta mahpus yaşamını yitirdi. 1 mahpus cezaevinde şüpheli bir biçimde yaşamını yitirdi. 2 mahpus ise yaralandı.

2 kişi faili meçhul saldırılarda yaşamını yitirirken, 6 kişi ise yaralandı.

Resmi hata ve ihmal sonucu 11 kişi yaşamını yitirirken, 106 kişi ise yaralandı.

NOT: Bu istatistik veride, bölgedeki zırhlı araç çarpmaları sonucu yaşamını yitiren ve yaralanan yurttaşlarda bulunmaktadır. Tespit edebildiğimiz verilere göre; zırhlı araç çarpmaları sonucu; 1’i çocuk 2 yurttaş yaşamını yitirdi, 2’si çocuk 8 yurttaş ise yaralandı.

7 asker ve polis, intihar ettikleri iddia edilerek şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.

2018 yılında; 1 Siyasi parti yönetici ve 1 doktor saldırı sonucu yaşamını yitirdi, 1 öğretmen, 1 Yerel yönetici, 2 Avukat ve 5 doktor gerçekleşen saldırılarda yaralandı.

Bölge kentlerinde gerçekleşen silahlı çatışmalarda; 84 güvenlik görevlisi yaşamını yitirirken, 155’i de yaralandı.

370 silahlı örgüt militanı yaşamını yitirirken, en az 6 örgüt militanı da yaralandı.

Çatışmalar arasında kalan 1 sivil yurttaş yaşamını yitirirken 3 sivil yurttaş yaralandı.

Askeri operasyonlar ve çatışmalar sırasında 5 kez ormanlar ve ekinlik arazilerde yangın çıktı. Yaşamını yitiren en az 3 örgüt militanına ait cenaze, ailesine teslim edilmedi.

Yaşamını yitiren örgüt militanlarının defin edildiği, en az 5 kez mezar/mezarlık tahrip edildi.

Kadınların Yaşam Haklarına Yönelik İhlaller;

11 kadın intihar etti, 4 kadın da intihar teşebbüsünde bulundu.

47 kadın aile içi şiddet sonucu katledildi, 30 kadın ise yaralandı.

3 kadın cinsel saldırıya maruz kaldı.

11 kadın toplumsal yaşamda saldırı sonucu katledildi, 9 kadın ise yaralandı.

12 kadın cinsel saldırıya maruz kalırken, 2 kadın da kaçırılarak alıkonuldu.

8 kadın ise fuhuş yapmaya zorlandı.

Çocukların Yaşam Haklarına Yönelik İhlaller;

3 çocuk intihar etti, 4 çocuk da intihar teşebbüsünde bulundu.

3 çocuk aile içi şiddet sonucu katledildi, 7 çocuk ise yaralandı,

10 çocuk cinsel istismara maruz kaldı. 4 çocuk toplumsal yaşamda maruz kaldıkları şiddet yaşamını yitirdi, 6 çocuk ise yaralandı.

82 çocuk cinsel istismara maruz kalırken, 4 çocuk kaçırılarak alıkonuldu.

İşkence Yasağına Yönelik İhlaller

En az 17 kişi gözaltında işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldı.

83 kişi gözaltı yerleri dışında (sokak-ev baskını) işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.

211 mahpus, cezaevinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.

20 kişi, güvenlik güçlerinin ajanlık dayatmalarına maruz kalırken, 8 kişi de tehdit edildi.

9 kişi, toplumsal gösterilerde müdahale sonucu veya dövülerek yaralandı.

Kişi Özgürlüğü ve Güvenliğine Yönelik İhlaller

54’ü çocuk 2 bin 837 kişi gözaltına alındı. 5’i çocuk 496 kişi tutuklandı.

2 bin 368 ev baskını yapıldı.

Düşünce, İfade ve Örgütlenme Özgürlüğüne Yönelik İhlaller

Her yıl düzenlenen 1 festival (Munzur Doğa ve Kültür Festivali) yasaklandı.

1 gazetenin 3 sayısı ve 12 kitap hakkında toplatma kararı verildi.

1 yayınevine, 1 haber ajansı ve 1 gazete temsilciliği bürosuna (2 kez) baskın düzenlendi. İnternet haber sitelerine 8 kez erişim engeli getirildi.

Düşüncelerinden dolayı; 12 soruşturma dosyasında 77 kişi hakkında soruşturma başlatıldı.

19 dava dosyasında 91 kişi hakkında dava açıldı.

Aralarında siyasetçi, gazeteciler ve kamu emekçilerinin de bulunduğu 61 dosyada 684 kişi hakkında değişik hapis ve para cezaları verildi.

18 siyasi parti binası, saldırı veya baskına uğradı.

3 Güvenlik güçleri tarafından 13 toplumsal gösteri veya açık hava toplantısına müdahale edildi.

Toplantı veya gösteriler, kimi kentlerde süresiz, kimi kentlerde her ay yenilerek yasaklandı. 2018 yılında 26 kez yasaklama kararı açıklandı.

Hapishanelerdeki Hak İhlalleri

165 mahpus, gerekçe gösterilmeden sürgün/sevk edildi.

183 mahpus sağlık hakkı ihlaline maruz kaldı.

118 mahpus ve aileleri arasındaki görüşmeler engellendi.

En az 25 mahpus tecrit ve izolâsyona maruz kaldı.

En az 40 mahpus hakkında soruşturma başlatıldı.

22 mahpusun haberleşme hakkı engellendi.

18 mahpus, sosyal etkinlik haklarından mahrum bırakıldı.

Ekonomik ve Siyasal Haklara Yönelik İhlaller

Güvencesiz çalışma koşulları sonucu meydana gelen iş kazalarında; 20 işçi yaşamını yitirdi, 12 işçi yaralandı.

1344 işçi, işten çıkarıldı.

200 işçi ücretlerini alamadı.

1 Belediyeye kayyım atandı ve 259 mahalle/köy muhtarı İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındı.