Kediye tecavüz davasında ilk duruşma görüldü

İstanbul'da, Haziran ayında bir kediye tecavüz ettiği suçlamasıyla tutuklanan B.Ç'nin ilk duruşması görüldü. Mahkeme heyeti, suçun niteliği ve mevcut delil durumu gerekçesiyle B.Ç.'nin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma sonrasında basın açıklaması yapan Hayvan Hakları İzleme Komitesi Koordinatörü Burak Özgüner, "Yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekir. Hiçbir canlı diğerinin üzerinde iktidar sahibi olamayacağını vurguluyoruz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstanbul Alibeyköy'de geçtiğimiz haziran ayında bir kediye tecavüz ettiği ve kedinin ölümüne neden olduğu suçlamasıyla tutuklanan B.Ç.'nin ilk duruşması Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde görüldü. İstanbul 14'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde, bugün saat 14.00'te görülen duruşmayı hayvan hakları ve cinsel şiddet konularında mücadele veren kuruluşlar ile aktivistler izledi.

B.Ç. duruşmaya SEGBİS'le bağlandı ve emniyetteki ifadelerini tekrarlarken olay günü sarhoş olduğunu, hiçbir şeyi hatırlamadığını söyledi. B.Ç. "Eğer böyle bir şey olsaydı kediyi çöpe atardım" dedi.

Mahkeme başkanı bu sözlerin üzerine "Ne yapardınız? Çöpe mi atardınız" diye sordu. Sanık ifadesine devam ederken olay gününü hatırlamadığını tekrarladı.

Kedilerin sahibi ise duruşmada olayı şöyle anlattı: "Dört yavru kedim vardı. Ben bunları hava almaları için spor yaptığım kulübün ön tarafına çıkarttım. Ben de spor yapmaya başladım ancak sonrasında yavru kedilerden beyaz olanını bulamadım. Etraftan araştırdım, bana B.Ç. isimli şahsın kediyi alıp evine götürmüş olabileceğini söylediler. Bu şahsın daha önce de yavru kedileri eve götürdüğünü mahalle sakinleri görmüş. Bunun üzerine şahsın oturduğu eve gittim. Dış kapı açıktı. İçeri girdiğimde pantolonu sıyırmış vaziyetteydi."

'KİMSE MÜDAHALE EDEMİYORDU ÇÜNKÜ...'

"Bu kişi kedilerin benim olduğunu biliyordu. Daha önce çay içmeye geliyordu. Birkaç kez denk geldim. Kedileri seviyordu. Kapıda beni gördükten sonra kediyi attı. Bu adamın kendinde olmama şansı yok. Eğer kendinde olmasaydı karakolda ifade veremezdi. Bu kişinin sokakta bazı çocukları eve götürmek için 'şeker alayım' dediğini de duydum. B.Ç. mahallede çırılçıplak dolaşıyordu. Kimse buna müdahale etmiyordu. Çünkü eli silahlı geziyordu. Ben polisim diyordu. Şikayetçiyim."

'CEZASIZLIK KILIFI KULLANDIRILMAMALI'

Müşteki avukatları, şahsın alkollü olmasının mazeret kabul edilemeyeceğini belirtti. Müşteki avukatlarından Özen Erdoğan, topluma ve suç işleyeceklere emsal teşkil etmesi için, sanık hakkında üst sınırdan ceza verilmesini ve sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti.

Kedilerin sahibi mahkemede gözyaşlarını tutamadı. Bunun üzerine avukatlar mahkeme başkanına, "Bu da bir erkek o da bir erkek" dedi.

Hayvanlara Adalet Derneği'nden Hülya Yalçın ise bu konularda kanun çıkartılması için girişimlerinin devam ettiğini belirtti ve "Cezasızlık kılıfının kullandırılmamasından yanayız" dedi.

'HACCA GİTMİŞTİM, GEÇMİŞİM TEMİZ'

Mahkeme başkanı, sanık B.Ç.'ye tekrar söz konusu iddiaları sordu. B.Ç. şunları söyledi: "Ben 50 yıldır İstanbul'dayım. İlk defa böyle bir şey yaşıyorum. Varsa çıkıp beni vursunlar. Mağdur durumdayım. Ben alkollüydüm hatırlamıyorum. Hiçbir şeyden haberim yok. Silahı internet üzerinden bir arkadaştan aldım. Karakola teslim ettim. Camiden gelirken porno CD'lerini buldum. CD'lere baktım çok bozuktu. Masanın üzerinde duruyordu. Ben haca da gitmişim. Benim geçmişim temizdir."

TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ

Mahkeme heyeti, sanığın üzerindeki suçun niteliği, zararın ağırlığı, mevcut delil durumu ve delillerin tam olarak toplanmaması gerekçeleri ile tutukluluk halinin devamına karar veridi.

Bir sonraki duruşma, 16 Ağustos saat 15.00'de görülecek.

'TECAVÜZ EDİLEN HAYVANLAR HASIR ALTI EDİLİYOR'

Duruşma sonrası adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Bu davaların takipçisi olacaklarını söyleyen Hayvan Hakları İzleme Komitesi Koordinatörü Burak Özgüner, "Biraz önce hep birlikte izlediğimiz suç, Türk Ceza Kanunu'nda da her ne kadar mala zarar verme olarak tanımlansa da bir canlıya yapılan birçok hakkın gasbıdır" dedi.

Hayvanlara yönelik cinsel saldırıların gizlendiğini belirten Özgüner, "Psikolojik ve sosyolojik açından üzerinde durulması gereken bir utanç kaynağıdır. Türkiye'de tecavüz edilen hayvanlar toplumun tüm kesimlerince hasır altı edilmektedir" diye konuştu.

'YASAL DÜZENLEMELERİN HAYATA GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR'

"Toplumun her kesiminde kendini gösteren cinsel şiddet devlet politikaları tarafından desteklenmekte" diyen Özgüner, şöyle devam etti:

"Takım elbiseli tecavüzcü adamlar hakkında iyi hal indirimi kabul edilemez. Şiddet şiddettir. Günümüzde artık toplumun her alanında organize şekilde karşımıza duruyor. LGBT+lara yönelik şiddet, kadına şiddet hayvanlara uygulanan tecavüz, varoluşu yok sayılarak hepimizin hayatına sirayet ediliyor. Medyanın ayrımcı şiddeti de özendirici dilini dönüştürmesi gerektiğini buradan söylüyoruz. Davaya konu olan bireysel bir hastalık değil. Cinsellik sadece bir kılıftır faillerin amacı iktidarlarını sağlamaktır. Yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekir. Hiçbir canlı diğerinin üzerinde iktidar sahibi olamayacağını vurguluyoruz."