7 akademisyen ifade verdi: Kimsenin ölümünü izleyemezdik!

“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan Barış İçin Akademisyenler’e yönelik davalarda dün 7 akademisyen hakim önüne çıktı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan 7 akademisyen dün hakim karşısına çıktı. Akademisyenler, “Düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanarak imza attık. Kimsenin ölümüne seyirci kalamazdık” dedi.

7 Aralık’ta davalarının ilk duruşmaları görülen yedi akademisyenin ikinci duruşması Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Araştırma Görevlisi Seçkin Sertdemir, ihraç edilen Araştırma Görevlisi Eda Aslı Şeran, Doç. Dr. Feyza Ak Akyol,  Yrd. Doç. Dr. Yusuf Doğan Çetinkaya, Dr. Ahmet Bekmen, ihraç edilen Araştırma Görevlisi İrfan Keşoğlu, Yrd. Doç. Dr. İlkay Yılmaz hakim karşısına çıktı. Akademisyenler “Terör örgütü propagandası” ile suçlanıyor.

DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VURGUSU

İlk olarak Galatasaray Üniversitesi imzacılarından Seçkin Sertdemir Özdemir hakim karşısına çıktı. Sertdemir savunmasında, “Şiddet ve siyaset ilişkisi şiddet karşıtı çalışan bağımsız bir siyasal felsefecisi olarak her hangi bir yönlendirme olmaksızın bildiriyi imzaladım. Bağımsız akademisyen olarak yaşama hakkının en temel insan hakkı olduğunu düşünerek imzaladım. Düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanarak imza attım. Kimsenin ölümüne seyirci kalmamak amacıyla imzaladım” dedi. Mahkeme başkanı, avukata dosyaya yazılı savunmaları sunmak için bir dahaki celseye dek süre verilmesine, Sertdemir’in yurtdışında yaşadığı için duruşmalardan vareste tutulması talebini kabul ederek duruşmayı 19 Haziran’a erteledi.

Daha sonra Galatasaray Üniversitesi imzacılarından, Dicle Üniversitesi ÖYP kadrosundan KHK ile ihraç edilen Araştırma görevlisi Eda Aslı Şeran hakim karşısına çıktı. Eda Aslı Şeran savunmasında “Metne barış talebimi dile getirmek için kendi özgür irademle ifade özgürlüğünden yararlanarak imza attım. Bildiri içeriği hiç kimseyi kurumu şiddete yönlendirmediği gibi siyasal çatışmanın şiddetsiz çözüme çağrı niteliğinde” dedi. Mahkeme sanık müdafilere ek süre verilmesine, sanığın duruşmalardan vareste tutulmasına, birleştirme talebinin bir sonraki celsede değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı 22 Haziran’a erteledi.

‘İDDİANAME ASILSIZ VE HAYAL ÜRÜNÜ’

Daha sonra İstanbul Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Yusuf Doğan Çetinkaya savunmasını yaptı. Çetinkaya, “İddianameyi okudum, asılsız ve hayal ürünüdür. İmza metnine imza atmam ifade hürriyetine girer. Bundan dolayı derhal beraatımı talep etmekteyim” dedi. Mahkeme başkanı yazılı ve ek savunma için ek süre verilmesine, sanığın duruşmalardan vareste tutulmasına ve birleştirme taleplerinin diğer celsede değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı 19 Haziran’a erteledi.

İstanbul Üniversitesi'nden Dr. Ahmet Bekmen ise savunmasında, “Suçlamaları ilgisiz ve mesnetsiz buluyorum. Barış ve müzakere talebini içeren metin altındaki imzanın düşünce ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle beraatımı talep ediyorum.” dedi. Mahkeme önceki duruşmalardaki kararları yineleyerek bu duruşmayı da 19 Haziran’a erteledi.

İstanbul Üniversitesi'nden doktora öğrencisi İrfan Keşoğlu da savunmasında, “Metnin amacı barışın inşa edilmesidir.” dedi. Duruşma aynı mahkeme kararlarıyla 19 Haziran’a ertelendi.

Galatasaray Üniversitesi’nden Doç. Dr. Feyza Ak Akyol savunmasında, “Aydınlanma çağının bize miras bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bir güvence olan kanunilik ilkesine güveniyorum ve barışı savunduğumuz için suçlu olamayacağımı düşünüyorum. Hakkımda beraat kararı verilmesini talep ediyorum” dedi. Mahkeme başkanı yine aynı gerekçelerle duruşmayı 19 Haziran’a erteledi.

İstanbul Üniversitesi imzacılarından Yrd. Doç. Dr. İlkay Yılmaz da savunmasında, “Şiddetin, ölümlerin durması ve barışın gelmesi için çağrı yapan bu bildiriyi imzaladığım için yargılanmam yasalarımızda, Anayasa'da ve uluslararası sözleşmelerde korunan ifade özgürlüğüne aykırıdır. Bu nedenle beraatimi talep ediyorum” dedi. Mahkeme bu duruşmayı da 19 Haziran’a erteledi. (Kaynak: Evrensel)