Duvar Arkası: 'Sarraf davası düşer' diyenlerin örnek verdiği dava

İçişleri Bakanlığı’nın CHP’li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’yi görevden almasının ardından CHP'de neler konuşuluyor... "Rıza Sarraf davası düşebilir" diyen AK Partili hukukçu eski IMF Başkanı Dominique Strauss-Khan'ın yargılanmasını örnek gösteriyor.. Anayasa Mahkemesi'nin Demirtaş kararı için 14 Şubat'ı belirlemesi tesadüf mü? Hepsi Duvar Arkası'nda...

Google Haberlere Abone ol

BATTAL İLGEZDİ'NİN GÖREVDEN ALINMASININ ARDINDAN CHP'DE KONUŞULANLAR

İçişleri Bakanlığı’nın CHP’li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’yi görevden alması siyasi kulislerde “AK Parti bir kez daha el yükseltti” yorumuna neden oldu. CHP’de konuşulanlara gelince…

-Aralarında Muğla, Çanakkale, Şişli, Beşiktaş ile İzmir’in bazı ilçelerinin de bulunduğu öne sürülen toplam 16 belediyenin İçişleri Bakanlığı müfettişlerince soruşturulduğu veya soruşturulacağı konuşuluyor.

-CHP’liler İçişleri Bakanlığı’nın CHP’li belediye başkanını görevden alma hamlesinin zamanlamasına şu açıklamayla dikkat çekiyorlar, “Genel Başkanımızın İngiltere’de olduğu tarih özellikle seçildi. Tepkileri en aza indirmek için operasyonu cuma gününün sonunda yaptılar. Ancak Genel Başkanımızın Man Adası belgelerini açıklamasının ardından yapılması doğrudan kendi yolsuzluklarını örtbas çabasıdır. Bunu tüm kamuoyu gördü.”

-Soruşturulacağı öne sürülen CHP’li belediye başkanlarının yalnız yolsuzluk iddialarına muhatap olmayacağından, DBP’li belediyelerle “kardeş şehir” anlaşması bulunanların da “terör” suçlamasıyla karşı karşıya kalma ihtimalinden söz ediliyor.

-CHP’de, “Dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek vererek HDP’li milletvekillerinin tutuklanmasının önünü açmayacaktık. Bu hamleyle hem onların hem de bizim milletvekilimiz tutuklandı. Ayrıca DBP’li belediyelere el konulurken bunun yasa dışı olduğunu her platformda çekinmeden savunmalıydık” özeleştirisi bugünlerde yüksek sesle dile getiriliyor.

-Kılıçdaroğlu’nun Ataşehir Belediyesi önündeki konuşmasını “yeterince sert” bulmayan bazı partililer, “Bu hamleye daha sert biçimde karşılık vermeliyiz yoksa iktidar bizi sindirdiğini düşünerek daha fazla üzerimize gelir” diyorlar.

-Kılıçdaroğlu’nun konuyla ilgili görüşlerini 11 Aralık Pazartesi(bugün) Meclis Genel Kurulu’nda başlayacak 2018 Mali Yılı Bütçe görüşmeleri sırasındaki konuşmasında dile getireceği kaydediliyor.

'ZARRAB DAVASI DÜŞEBİLİR' DİYENLERİN ÖRNEK GÖSTERDİĞİ DAVA

Reza Zarrab davasına geçtiğimiz hafta, sanık olarak yargılanan Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın avukatlarının gündeme getirdiği bir ses kaydı damgasını vurdu. Zarrab’ın federal hapishanede yaptığı bir telefon görüşmesinde “Hapishaneden çıkmak ya da daha az ceza almak için işlemediğin suçları kabul etmek zorundasın” dediği ortaya çıktı. Yine geçen hafta Zarrab hakkında hücre arkadaşına tecavüz ettiği suçlaması yöneltildi. AK Parti’ye yakın ve Amerikan yargı sistemini bilen isimlere göre son günlerdeki bu gelişmeler davayı düşürebilecek nitelikte. Örnek olarak da IMF'nin (Uluslararası Para Fonu) eski Başkanı Dominique Strauss-Khan’ın davasını hatırlatıyorlar.

New York’ta bir otelde, kat görevlisi Nafissatou Diallo’nun kendisine tecavüze yeltendiğini söylediği Kahn, Mayıs 2011’de tutuklanmıştı. IMF’den istifa eden Kahn, Fransa'da Sarkozy’ye rakip olacağı Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi kendisine komplo kurulduğunu öne sürse de tutuksuz yargılandı. Dava, Kahn’dan şikâyetçi olan Diallo’nun savcılar tarafından “güvenilmez” bulunarak davayı düşürmesiyle sonuçlandı; çünkü Diallo’nun Amerika’ya iltica başvurusunda yalan beyanda bulunduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca Diallo’nun çelişkili bazı ifadeleri de Kahn aleyhindeki tüm delillere rağmen davanın seyrini değiştirdi. İşte Zarrab davasını yakından takip eden iktidara yakın isimlerin son günlerde en fazla konuştuğu örnek dava bu nedenle Strauss Kahn’a yöneltilen suçlamanın seyri.

YARGININ HDP KONGRESİYLE TAKVİM SAVAŞI

Anayasa Mahkemesi’nin, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu dosya için ifade özgürlüğü ve siyasi haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı başvuruyu 6 Aralık’ta görüşmesi tesadüf müydü? Bir gün sonra yani 7 Aralık 2017’de Demirtaş’ın 13 aydır tutuklu bulunduğu davanın ilk duruşması vardı. AYM acaba ne karar verecek diye beklenirken dosyayı Genel Kurulu’na sevk etti.

Demirtaş’ın getirilmediği ilk duruşmada mahkeme heyeti davayı 14 Şubat 2018 tarihine erteledi. Ankara’da siyasi kulislerde ve yargı kulislerinde bu tarihin de tıpkı AYM’nin zamanlaması gibi tesadüf olmadığı konuşuluyor. HDP’nin 3’üncü Olağan Kongresi’nin tarihi 11 Şubat olarak belirlendi. Bundan 3 gün sonra da Demirtaş’ın duruşması var. Bir yandan da “HDP yola Demirtaş’ın Eş Genel Başkanlığı’nda mı devam edecek? Demirtaş’ın tutukluluğu uzarsa ve milletvekilliği düşürülürse ne olacak?” gibi tartışmaların yürütüldüğü konuşuluyor. “Parti sanki hem bu tartışmalarla hem de takvimlerle birileri tarafından bilinçli olarak kıskaca alınıyor” yorumu yapılması boşuna değil.

BASIN-YAYIN GENEL MÜDÜRÜ ERDOĞAN’A BAŞDANIŞMAN OLDU

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Eylül 2016 itibariyle Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’ne getirilen Mehmet Akarca, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a başdanışman oldu. Akarca, Twitter profilindeki “BYEGM Genel Müdürü” ifadesinin önüne, “T.C. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı” bilgisini de ekledi. BYEGM öncesinde 8 yıl ATV’nin Ankara Temsilciliği görevini yürüten Mehmet Akarca, Takvim gazetesinde de köşe yazarlığı yapmıştı.

Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 2008 yılında kimi başbakanlık muhabirlerine akreditasyon vermeyen Başbakanlık Basın Merkezi’nin bu uygulaması zamanla tüm devlet kurumlarına yerleşti ve Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasıyla artık Başbakanlık’ın değil Cumhurbaşkanlığı’nın akreditasyonu geçerli hale geldi. Şimdiki adıyla 5953, eski adıyla 212 Sayılı Basın Kanunu’na tabi çalışanlara Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından verilen sarı basın kartı, OHAL sürecinde tüm gazetecilere her alanda dayatılır hale geldi. Basın kartı olanların arasından da akredite olanlar seçildi. İşte böylesi bir süreçte BYEGM’nün, devletin resmi kurumunun başındaki ismin Cumhurbaşkanının başdanışmanı olması dikkat çekici.