Böke: 20 Temmuz 12 Eylül'ün öz çocuğudur

CHP Parti Meclisi Üyesi Selin Sayek Böke, 20 Temmuz OHAL ilanını 12 Eylül darbesinin devamı olarak nitelendirdi. Böke, “Kendimiz olmalıyız, birlikte mücadele etmekten çekinmemeliyiz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - CHP Parti Meclisi Üyesi Selin Sayek Böke, “AKP, Saray rejimi ve siyasal İslam yalnızca zihniyet akrabalığı, demokrasi karşıtlığı bağlamında değil, doğrudan 12 Eylül’ün ürünü, onun kazananı olmaları itibariyle de 12 Eylül rejiminin öz çocuğudur. 20 Temmuz Saray Darbesi, 12 Eylül darbesinin devamıdır, ta kendisidir” dedi.

CHP’li Böke 12 Eylül’ün yıldönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Türkiye’nin 37 yıl sonra,12 Eylül 1980 darbesinin ve kurulan darbe rejiminin devamını yaşadığını söyleyen Böke, “AKP, Saray rejimi ve siyasal İslam yalnızca zihniyet akrabalığı, demokrasi karşıtlığı bağlamında değil, doğrudan 12 Eylül’ün ürünü, onun kazananı olmaları itibariyle de 12 Eylül rejiminin öz çocuğudur. 20 Temmuz Saray Darbesi, 12 Eylül darbesinin devamıdır, ta kendisidir” dedi. Böke yazılı açıklamasında şunları ifade etti:

OHAL REJİMİ ALTINDA SİVİL DARBE YAŞIYORUZ: Bugün de Türkiye’de 12 Eylül 1980’e benzer bir dönüşüm yaşanıyor. AKP iktidarı Türkiye’nin politik-ekonomisini yeniden üretme yetisini kaybetmiş durumda. Bu kez neo liberalizmden, devlet-kapitalizmine doğru tıpkı 12 Eylül’dekine benzer bir geçişin inşasına tanıklık ediyoruz. Ve tıpkı 12 Eylül gibi bu rejim inşası da yine “OHAL’le”, “kaba güçle”, “baskıyla”, “zorla” yapılıyor. Bu yüzden 12 Eylül’dekine benzer tutuklamalara, baskılara, sansüre ve toplumu cendereye alan bir baskı rejimine tanıklık ediyoruz. 12 Eylül’deki askeri darbe rejiminin aynısını, bir “sürekli OHAL” rejimi altında bir “sivil darbe” olarak yaşıyoruz. Bugün de grevler yasaklanıyor, STK’lar ve tüm örgütlü toplumsal muhalefet yok ediliyor.

12 EYLÜL SABAHINA CUMHURİYET KARARI İLE GİRİLDİ: Cumhuriyet gazetecilerinin keyfi tutukluluklarıyla ilgili kararın, hukukun geçerli olduğu hiçbir yerde görülmeyecek şekilde bir kez daha uzatılması, 12 Eylül sabahına bu kararla uyanılması boşuna değildir. 12 Eylül tam da budur.

YARININ TÜRKİYE’SİNİ BUGÜNDEN İNŞA ETMELİYİZ: Geçen 37 yıllık deneyimle bugün yapılması gereken belli. Toplumsal muhalefeti örgütleyen; örgütlenmeyi laiklik, özgürlük, adalet, eşitlik değerleri etrafında şekillendiren; neoliberal ekonomik düzenin karşısına alternatifini uygulamalarıyla koyan; yarının Türkiye’sini bugünden inşa eden bir eylemlilik hali... Türkiye’nin bunu aşmasını sağlayacak olan, siyasal islamın rejimine ve neoliberalizme, eşitlikçi, özgürlükçü ve laik bir zeminden karşı çıkmaktır. 20 Temmuz Saray darbesine karşı verilecek mücadele, gayrımeşru 16 Nisan anayasasına karşı ortaya konulacak siyaset, bu tarifle yapıldığı takdirde Türkiye’yi darbeler illetinden kurtarabilir. Bunu sağlayacak olan da bugünün siyasetini de evirmek için bir güce dönüşmeye başlamış olan dip dalgası ve toplumsal muhalefetin kendisidir.

BİRLİKTE MÜCADELEDEN KAÇINMAMALIYIZ: Türkiye bu rejimi mutlaka aşacak! Ancak bunun için bizlerin, toplumun ilerici güçlerinin; siyasal İslam ve neoliberalizmle “tavizle” değil, cepheden hesaplaşarak bir mücadeleyi göze almamız ve Türkiye’nin yeni demokratik ve aydınlanmacı düzleminin siyasetini, toplumunu ve ekonomisini kurgulayacak marifeti sergilememiz gerekiyor. Bunun için de, öncelikle, 12 Eylül’ün toplumsal ve ekonomik tahribatını, toplumu tıpkı 80 öncesinde olduğu gibi örgütleyerek topyekün aşmak dışında bir çare, bir yol olmadığını anlamalıyız. Kendimiz olmalıyız, birlikte mücadele etmekten çekinmemeliyiz. (DUVAR)