'Diyanet İşleri Başkanı atanamadı farkında mısın?'

T24 yazarı Ünsal Ünlü AK Parti'deki kulisleri anlattığı yazısında, 1 Ağustos'tan beri Diyanet İşleri Başkanı'nın atanamamasında cemaatler arasındaki mücadelelerin rol oynadığını iddia etti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - T24'ten Ünsal Ünlü, 'Winter is coming!' başlıklı köşe yazısında AK Parti'den kulis bilgilerine yer verdi. Ünlü, Ankara kulislerini iyi bilen bir dostunun 'gücü tek elde toplamak için mücadele edenlerin bugün geldikleri noktayı anlatırken' "Diyanet İşleri Başkanı, 1 Ağustos'tan beri atanamadı farkında mısın?" diye sorduğuna da dikkat çekti.

Diyanet İşleri ile ilgili krizde haber kaynaklarından cemaatler arasındaki güç mücadelesinin atamayı durdurduğunu öğrendiğini belirten yazar, Erdoğan'ı siyaseten çok zor bir sonbahar ve kış beklediğinin altını çizdi.

Ünlü'nün yazısının ilgili kısmı şöyle:

"...Politika kazanı kaynıyor

“Yeni Türkiye” iddiasıyla yola çıkan AKP’nin ilk Kurucular Kurulu listesi de yine 2002 yılı seçimlerinden önce tanıtılmıştı Ankara’da. 16 yıl önce TES-İŞ Kongre Salonunda o toplantıyı izleyen gazetecilerden biri olarak kütüphanemde sakladığım ‘İlkeler ve Kurucular Kurulu’ başlıklı kitapçığa bugün baktığımda 74 kişilik listeden; tasfiye edilenleri -örneğin Yaşar Yakış ve Fatma Bostan Ünsal-, siyaseten atıl duruma getirilenleri -Ali Babacan mesela- ve şimdiki görevlerine akıl sır ermeyenleri -Şaban Dişli desem?- görünce değişimin bugün geldiği yer daha da ilginç geliyor gözüme…

Üstelik…

Sadece kurucular değil, sonradan partiye katılan ve bugün hükümette önemli hem de çok önemli bir rol üstlenen bir bakanın, daha geçen hafta, hem de başka bakanların da bulunduğu bir ortamda “2018’i ekonomik açıdan iyi görmüyorum ama 2019’u hiçbir şekilde göremiyorum!” ifadesini kullandığını duyunca, “Değişen bir şeyler var ama sanırım planladıkları gibi değil” diyorum kendi kendime…

Gücü tek elde toplamak için adeta gönüllü gibi davranarak cansiperane mücadele verenlerin bugün geldiği noktayı anlatırken “Diyanet İşleri Başkanı 1 Ağustostan beri atanamadı farkında mısın?” diye soran ve Ankara kulislerini en iyi bilenlerden biri olan dostum “Cemaatler arası güç mücadelesi öyle bir hale geldi ki Diyanette bile atamayı durdurabiliyorlar” diye ekliyor… Hepten şaşırıyorum!

Eski yeni tüm haber kaynaklarım, bugüne kadar kriz yaratıp çözmede büyük maharet sergileyen Erdoğan’ın bu kez işinin zor olduğunda hemfikir… Geçen yıl yaşanan darbe girişiminin ardından eski ortağı Gülen Cemaatiyle yaşanan derin savaş AKP’de büyük bir gönül kırgınlığı yaratmış bir defa. “Gülencilerin göz göre göre yerleştirildiği kadrolardan tasfiyesi, gönül kırgınlığı dışında bir de durgunluğa neden oldu” diye konuşuyor partiyi çok iyi tanıyan bir isim. “Bürokratlar işlem yapmaktan korkuyor. En sıradan evraka bile imza atmayı istemiyor kimse…”

Ankara’da şimdi; duran bürokrasi çarkları ve ekonomik açıdan son derece kötü gidişe yönelen dikkati dağıtmak için yolsuzluk operasyonlarının başlayabileceği konuşuluyor. AKP içinde “bazı” belediye başkanları ve hatta “eski” siyasilerle ilgili dosyalar havada uçuşuyor kulislere göre ve düğmeye basılması an meselesi…

“İyi ama böyle bir durumda AKP’de siyaset yapanları bir arada tutmak hiç mümkün olmaz ki!” diyorum ve ilginç bir cevap alıyorum kaynağımdan:

“Herkesin kellesi verilmeyecek ki! Mesela bu yıl Ekim ayında TBMM Başkanı seçiminde Ahmet Davutoğlu 001 plakanın yeni sahibi olursa hiç şaşırma. Bu Erdoğan’ın (Metal yorgunluğu vardı ama bakın, eskisiyle yenisiyle ayıklamamızı yaptıktan sonra yine birlikteyiz) mesajı olabilir. FETÖ ile mücadelede samimi olunmadığı yönündeki eleştirilerden de bazı belediye başkanlarını kamuoyunun önüne atarak kurtulmayı deneyebilir.”

Yazı için topladığım malzemenin çok biriktiğini düşünerek son bir soru soruyorum haber kaynaklarıma:

“Hepsine eyvallah ama Almanya’dan Fransa’ya tüm Avrupa ile kavgalıyken, üstelik bir de eski bakanlarından biri için ABD’de tutuklama kararı çıkmışken, iç siyasette atılacak bu adımlar Erdoğan’ı başkan yapmaya yeter mi?”

Hepsinin yanıtı aynı ve çok kafa karıştırıcı:

“Avrupa ile sorunlar hallolur bir şekilde çünkü artık AB’nin merkezi Brüksel değil Berlin ve Almanya için Türkiye çok önemli bir ülke ama asıl sorun Amerika’da… Zarrab Davası ile başlayan süreçte çok daha ilginç gelişmeler olması muhtemel artık. Alabileceği hapis cezasını kısaltmak için mahkemeyle iş birliğine gitmesinden korkulan tek isim Reza Zarrab değil çünkü!”

Siyaseten çok zor bir sonbahar ve kış bekliyor Erdoğan’ı…

Biz Ankaralı gazetecileri de çok ilginç bir dönem…"