Birleşik Metal İş Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Serdaroğlu: Ses güçtür Ses Çıkartalım

Birleşik Metal- İş Sendikası 70'inci yıl etkinliklerine başladı. ‘Derinden Gelen Kökler’ kitabı sendika tarihini anlatıyor.

Google Haberlere Abone ol

Ahmet Külsoy

DUVAR - Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na üye Birleşik Metal- İş Sendikası, sendikanın 70'inci yıl etkinliği kapsamında metal işçilerinin mücadelesini konu alan iki ciltlik ‘Derinden Gelen Kökler, Suriyeli Göçmen Emeği’ isimli kitapların tanıtımını yaptı. 1061 sayfadan oluşan araştırma inceleme ‘Derinden Gelen Kökler’ kitabı metal işçileri, Maden-İş , Otomobil –İş , Birleşik Metal İş Sendikası’nın kuruluş ve mücadele süreçlerine ışık tutuyor.

Kadıköy Belediyesi Nikah Salonunda yapılan 70'inci yıl etkinliğine, Maden-İş eski başkanı Mehmet Karaca, eski işçi temsilcileri , Otomobil –İş Sendikasının eski başkanı İsmail Aykanat, DİSK eski Yönetim Kurulu Başkanları, Süleyman Celebi ve Rıdvan Budak’ın yan ısıra Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu , Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye az sayıda işçi katıldı. Birleşik Metal İş Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Serdaroğlu Gazete Duvar’a yaptığı açıklamada "Biz buraya layık olanları çağırdık, layık olmayanları çağırmadık" dedi.

Yirmi altı yıl sonra kabinede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın kadın olmasını değerlendiren Birleşik Metal İş Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Serdaroğlu, Bakanın iş cinayetlerine karşı etkin önlem almasını istedi.

ANAP dönemi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut’un, çalışma hayatı ve işçi hak ve özgürlüklerine gem vurduğunu söyleyen Birleşik Metal İş Yönetim Kurulu Başkanı Serdaroğlu "Biz İmren Aykut’tan çok çektik. Jülide hanım Sendika kökenli kadın ama sendikası işçi sınıfı açısından hayırlı bir sendika değil. Umuyoruz ki, o sendikanın felsefesinden etkilenmemiştir. Biz sayın Jülide hanımın, grev yasaklarının kaldırılması için gayret göstermesini bekliyoruz. Bunu ne ölçüde yapar bilmiyorum, göreceğiz. Patronların baskısından kurtulması gerekir. Umudumuzu kaybetmek istemiyoruz. Bir dönem Hak-İş Yönetim Kurulu Başkanı Necati Çelik , Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yaptı. Bize serzenişte bulunurdu; ‘Patronlara gücüm yetmiyor’ diye. Umarız Jülide Hanım da’ Çarklar böyle dönüyor, gücüm yetmiyor ‘deyip kenara çekilmez. Adaletli demokrat uygulamalarını bekliyoruz Jülide hanımdan. Özellikle iş cinayetleri konusunda hassas davranmaya davet ediyoruz’ ifadesini kullandı.

DERİNDEN GELEN KÖKLER: EMEĞİN MÜCADELESİ 

Her türlü engele, yasağa ve darbeye rağmen küllerinden yeniden doğarak ‘ Ortalığa nam salıp’ büyük bir sınıfsal duruşu gerçekleştirenlerin hikayesidir bahsi geçen, demire, çeliğe, yani metale şekil verenlerin sendikaları ile birlikte mücadeleyi ören ve yön veren metal işçilerinin 70 yıllık örgütlü mücadelesidir diyen Serdaroğlu’ Ve tam 70 yıldan bu yana inançlı ve azimli ve bilinçli kadrolarıyla yola koyulan, ilkelerinden taviz vermeden, her türlü saldırıya karşı, asla düşürülmeyen bir kale gibi işçi sınıfın hikayesidir, ’Derinden Gelen Kökler’

TARİHİN VİRAJ ALDIĞI GÜNLERİ YAŞIYORUZ 

Tarihin viraj aldığı günleri yaşadıklarını aktaran Serdaroğlu; sorunların gün geçtikçe çoğaldığını, emek muhalefetinin susturulduğu dönemden geçtiklerini ifade etti.

Türkiye’nin bir kaos ortamına sürüklendiğini iddia eden Serdaroğlu, ekonomik fotoğrafın içler açısı olduğuna vurgu yaptı.

Serdaroğlu konuyla ilgili, "Bu kumarhane düzeninde, eşitsizlikler gün geçtikçe artıyor. Yoksulluk, açlık ve işsizlik yaygınlaşıyor. Tüm baskılara rağmen mücadele geleneğinin ışığında yürüyenler sindirilmek isteniyor. Muhalif yapılara karşı giderek artan baskı ve şiddetin, parti devleti uygulamalarıyla birlikte türbülanslı bir rotaya girip , ülkemizin daha da karamsar bir görüntüye büründüğünü görüyoruz. Bugün kırk satırın yerine kırk katır konuldu önümüze.

Özellikle referandum sonrası cesaretlenen ve başta hukuk sistemi olmak üzere , yeni yasalarla şekillendirilen yeni düzene karşı, muhalif dinamikler çoğalsa da ‘Güç bende’ diyerek pazu gösterisi yapanlar, sokağın kabaran bu muhalif damarını, bu tepkileri sindirmek ve bastırmak adına her türlü demokratik hareketi tehdit ve teröristlik olarak adlandırmakta , demokratik talepleri susturmak için darbe dönemlerini aratmayacak uygulamaları hayata geçirmektedir.

Adaletsizliği engelleyecek gücümüzün olmadığı zamanlar olabilir, fakat itiraz etmeyi sürdürmediğimiz hiçbir zaman olmamalı. Onun içindir ki itiraz edenlerin sayısını çoğaltmalıyız. Çünkü ses güçtür. Ve her ses temsil edildiği güç oranında etki yaratır. Eğer bir talebi büyük kalabalıklar halinde söylerse insanlar, o insanların sözü silahtan daha kuvvetli olur. Artık bizde daha gür sesle söylemeliyiz. Buradayız her yerdeyiz umudumuzu kararlılığımızı yitirmiyoruz. Karanlığa teslim olmuyoruz, cesaretimiz kaybetmiyoruz. Bize düşen görev birlik olmaktır" dedi.