Diyarbakır hangi televizyon kanallarını izliyor?

Eylül 2016’da çok sayıda televizyon kanalı kapatıldı. Bunlardan bazıları Kürtçe-Türkçe yayın yapıyordu ve Kürt illerinde çok izleniyordu. Televizyon kanalları KHK ile kapatılınca ilgi, 1990’lı yıllarda olduğu gibi Avrupa’dan yayın yapan televizyon kanallarına yöneldi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Çocuğun bir gözü televizyon kanalında, diğeri oyuncak arabasındaydı. Arabanın halının üzerinde hareket etmesi zordu ve çocuk beyhude ısrar ediyordu. Tamamen arabaya yoğunlaştığı bir sırada annesi televizyonda başka bir kanalı açtı. Çocuk hemen itiraz etti ve Zarok TV'yi açmasını istedi annesinden. Anne söylendi, ama yine de Zarok TV’yi açmak zorunda kaldı.

Baba, “Her akşam bu didişme yaşanıyor” dedi. Çocuk uyku saati gelinceye kadar, oyun oynasa da Zarok TV’nin açık kalmasını istiyor, anne ise aynı saatlerde dizi izlemek istiyormuş. “Sen ne izlemek istiyorsun?” diye sordum. Gülerek, “Benim bir talebim yok. İkisinin arasını bulmaya çalışıyorum” diye karşılık verdi.

Yemeğe davetli olduğum arkadaşımın evindeydim. Yeni yemek yemiş, çaylarımızı televizyonun bulunduğu odada içiyorduk. Çocukla annenin didişmesinden yola çıkarak televizyon kanallarını konuştuk. Baba, “Bizim kanallar kapandıktan sonra nerdeyse hiç televizyon izlemiyorum. İzleyecek bir şey yok çünkü. Ne iyi bir haber kanalı kaldı ne de güzel bir film yayınlayan televizyon. Dizileri de izleyemiyorum” dedi. Anne, diziden kasıtla kendisine laf söylenmiş gibi atıldı: “Kendin diyorsun izleyecek başka bir şey yok diye. Ne yapalım, dizi izleyerek oyalanıyorum.”

Benim aklım, arkadaşımın “Bizim kanallar” demesinde kalmıştı: “Doğru dürüst haber yapan kanallar vardı. Bölgedeki hayatı, kültürü, ne bileyim Kürtçe müzikler yayınlayan kanalar vardı. Hepsini kapattılar. Televizyondan soğuttular. Şimdi bir de ‘Bir Türk dünyaya bedeldir’ dizileri yapmaya başladılar. Bütün kanallar devletin yürüttüğü sürece göre yayın yapmaya başladı.”

'BİZİM KANALLARA NE OLDU?'

15 Temmuz’da gerçekleşen darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL), beraberinde Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) getirdi. Yayınlanan her yeni KHK yeni tartışmaları ve mağduriyetleri de beraberinde getirdi.

Akşam yemeğinden sonra arkadaşımın “Bizim kanallar” dediği televizyon kanalları da bir KHK ile kapatılmıştı. O kanallar için kumanda tuşuna bastığınızda simsiyah bir ekran çıkıyor karşınıza. Benim de izlediğim kanallar, televizyonumda ilk sıralarda yer alıyor. Ne zaman tuşlasam karanlık bir ekran beliriyor. Çünkü kapatılmalarının üzerinden aylar geçmiş olsa da onların yerine başka bir kanal taşımaya içim elvermiyor. En hafif tabirle, o siyah ekran, ülkenin imza attığı bir demokrasi ayıbı olarak kalsın istiyorum. Bu ayıbı hiçbir şey unuttursun istemiyorum.

SİMSİYAH EKRANLARIN ANLATTIĞI

TÜRKSAT, 2016 Eylül ayında çok sayıda televizyon ve radyonun yayınını durdurdu. Bunların arasında Özgür Gün TV, İMC TV, Hayatın Sesi TV, Jiyan TV, Azadi TV, Van TV ve Zarok TV de vardı.

Yukarıda adı geçen televizyon kanalları Diyarbakır’da ve bölgede en çok izlenen televizyon kanallarıydı. Bu televizyon kanallarının nasıl bir içerikle yayıncılık yaptığına bakmakta yarar var.

Merkezi Diyarbakır’da olan Özgür Gün Tv uzun yıllar Diyarbakır ve çevresine yayın yaptı. TÜRKSAT’tan yayın yapıp ulusal kanal kimliği edindikten sonra bölgeden yaptığı haberlerin yanı sıra, bölgeye ait kültür sanat konularını gündeme getirmeye çalıştı.

Haber kanalı İMC TV’nin merkezi İstanbul’daydı, ancak Türkiye ve bölgede olup bitenleri tarafsız ve gerçekçi yansıtma çabasıyla kısa sürede önemli bir izleyici kitlesine sahip oldu. Neredeyse her evde, İMC TV’nin haber saatleri izlenmeye başlanmıştı. Roboski katliamı, IŞİD’in kuşatması altındaki Kobanê’den haberleri Suruç’tan geçmesi, Cizre’deki çatışmaları yerinden bildirme cesareti göstermesi nedeniyle önemli bir prestij kazanmıştı.

Merkezi İstanbul’da olan ve bölgede izlenen haber kanallarından biri de Hayatın Sesi TV’ydi. Hayatın Sesi TV, bölgedeki olaylar hakkında haber hazırlarken, devlet erkanının verdiği bilgileri paylaşmakla yetinen bir televizyon kanalı olmadı. Hayatın Sesi TV, Kürtçe programlara da yer veriyordu.

'İLK ZAZACA YAYIN YAPAN TELEVİZYON'

Diyarbakır’dan yayın yapan Jiyan Tv iki dilde, Kürtçe ve Türkçe yayın hayatına başladı. Kültür ve bölgeyi tanıtan programlara ağırlık veren bir yayıncılık çizgisi izledi. Bir süre sonra önemli bir karar alarak, programlarının yüzde 90’ını Kürtçenin Zazaca lehçesinde yapmaya başladı. Zazaca konuşanların ilk kez bir televizyon kanalları olmuştu, ancak ne yazık ki ömrü uzun olmadı.

Diyarbakır’da yayın hayatına başlayan kanallardan biri de Azadi Tv’ydi. Azadi Tv de Kürtçe ve Türkçe yayıncılık yapmayı benimseyen kanallardan biriydi. İki dilde hazırlanan haber kuşakları ve kültür sanat programlarıyla adını duyurmaya başladığı sırada KHK ile kapatıldı.

Haber ve kültür programları ağırlıklı bir içerik benimseyen Van Tv ise Van’dan Kürtçe ve Türkçe yayın yapıyordu. Diğer televizyon kanalları gibi Van Tv de KHK ile kapatıldı.

KÜRT ÇOCUKLARI İÇİN TEK KANAL

Zarok Tv’ye ayrı bir başlık açmamızın nedeni, diğer kanallardan ayrı bir kulvarda yayıncılık yapmasından kaynaklanıyor. Diyarbakır’da yayın hayatına başlayan Zarok Tv, Kürtçe yayın yapan bir çocuk kanalıydı. Çizgi filmler, stüdyo programları, çocuk şarkıları, hepsi Kürtçe yayınlanıyordu. Zarok Tv çocuklara yönelik yayın yapan ilk Kürtçe kanal olma özelliğini de taşıyor. Bu özelliği nedeniyle Kürt çocuklarını ekran başına topluyordu.

9 tv kanalı ve 2 gazeteye soruşturma açıldı9 tv kanalı ve 2 gazeteye soruşturma açıldı

Zarok Tv’nin KHK ile kapatılması bu nedenle büyük tepki yarattı. Avrupa Parlamentosu’nda kapatılan bütün televizyon kanalları konuşuldu, ama Zarok Tv’nin kapatılmış olması ayrıca gündeme geldi. Bu baskı nedeniyle bir süre sonra Zarok Tv hakkında verilen kapatılma kararı kaldırıldı. KHK ile hakkında kapatılma kararı verilip tekrar yayına başlayan tek kanal da Zarok Tv oldu.

KÜRTÇE YAYINCILIĞA DARBE

Hayatın Sesi Tv hariç, yukarıda adı geçen televizyon kanallarının tümü, Kürt iş insanlarının yayıncılık sektöründeki hamlesine işaret ediyor. Bu hamle, adına “barış süreci” denilen bir dönemde gerçekleşiyordu. Herhangi bir televizyon kanalının Diyarbakır’da ve bölgede izlenmesi için, Kürtçe yayın yapması yeterliydi önceleri. Ancak kanallar çoğalmaya başlayınca haberlerin ve programların niteliği de önem kazanmaya başladı. Televizyon kanalları birbirleriyle yarışır duruma gelmişti. Bu yarış, elbette yayıncılıkta nitelikli işler yapmanın önünü de açıyordu.

Öte yandan televizyon kanallarının çoğalması, Kürt gazetecilerinin istihdam edilmesine ve “ekran yüzlerinin” belirginleşmesine de olanak sağlıyordu. Televizyonlar kapanınca 100’den fazla gazeteci işsiz kaldı.

KHK ile Kürtçe yayıncılığa darbe vurulmak istendiğine kuşku yok. Darbenin kısmen başarılı olduğunu söylemek de mümkün. Ama teknoloji çok ilerledi ve Kürt gazeteciler telefonla haber yapmaya ve internet üzerinden yayıncılık yapmaya başladılar.

Öte yandan resmi görüşleri haber diye veren televizyon kanallarının anlatmadığını anlatan ve Avrupa’dan yayın yapan kanalların izlenme oranı arttı. Kürtçe-Türkçe haber sunan kanallara ilgi, 1990’lı yılları hatırlatır nitelikte. Kapatılan kanalların bıraktığı boşluğu, Avrupa’dan yayın yapan kanallar doldurmaya başladı yeniden. Çok sayıda insan, bu kanalları izleyebilmek için yeni uydu alıcıları aldılar.

Diktatörü, kapatmayı 'unuttuğu' televizyon kanalı devirdiDiktatörü, kapatmayı 'unuttuğu' televizyon kanalı devirdi

YÜKSEK KAHVEDE YÜKSEK SİYASET

Yan yana dizilmiş çay ocaklarının hepsinin bir adı var. Ancak Diyarbakır’da bu çay ocaklarının ortak adı Yüksek Kahve’dir. Yüksek Kahve’nin müdavimleri her kesimden ve her yaş grubundan Diyarbakırlılardır. Yine de gündüzleri orta yaşın üstündekilerin, akşamüstü ve gece ise gençlerin mekanıdır Yüksek Kahve.

Diyarbakır’da siyasetin konuşulmadığı bir mekan yoktur, ama Yüksek Kahve bu konuda nam salmıştır. Gündemdeki herhangi bir konuyla ilgili sokaktan görüş almak gerekiyorsa, gazetecilerin ilk duraklarından birinin Yüksek Kahve olmasının nedeni de budur.

Yüksek kahvede televizyonlar hep açıktır ve hep haber kanallarına ayarlıdır. Bir gün olsun, ne bir film ne de bir dizi izlendiğine tanık olmadım. Ve hep yukarıda adı geçen televizyon kanalları izlenirdi. Şimdi haber saatinde yaygın medya kanalları yine açılıyor elbette, ama tartışma programları başlayınca kanal değiştiriliyor.

Kapatılan kanallar Turkuvaz Medya'ya satıldıKapatılan kanallar Turkuvaz Medya'ya satıldı

Bu gözlemimi garsona da ilettim. Garson, “Niye açalım ki?” diye sordu bana. “Hep aynı adamlar çıkıp konuşuyor. Ya bizden bahsetmiyorlar ya da hakaret ediyorlar. Sen bir tane solcu, bir tane HDP’li görüyor musun bu kanallarda? Yok. O zaman maç izlemek daha iyi.”

Evet, bir de maç izleniyor Yüksek Kahve’de. Amedspor ve derby maçlar varsa, Yüksek Kahve’de oturacak yer bulmak mümkün değil.

Televizyon kanallarının kapatılması bir şaşkınlığın yaşanmasına neden oldu elbette. Yüksek Kahve’deki garsonun sorduğu “Böyle ayıp bir şey yapılabilir mi?” sorusunu herkes sordu kendine. Sonra devlet bu, bugüne kadar neler yaptı, 3-5 televizyonu mu kapatmayacak” noktasına geldiler.

Şimdi evlerde, eğer çocuk varsa Zarok Tv izleniyor. Daha çok kadınlar tarafından diziler izleniyor. Kürtçe müzik yayını yapan kanallar hep açık. Tartışma programlarına kimse dönüp bakmıyor bile. Değim yerindeyse, Kürtlerin televizyon kanallarıyla imtihanı devam ediyor.