'Eylemler kitleselleşse yeni KHK'lar çıkmazdı'

Malatya’da kendisi gibi öğretmen olan eşi ile birlikte ihraç edilen Erdoğan Canpolat, Yüksel Caddesi'ndeki ‘işimi geri istiyorum’ eylemine destek için Ankara’da. Malatya’da ihraç edilen 3 arkadaşıyla birlikte ihraçlara karşı eylem yapan Canpolat, açlık grevini sürdüren Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’ya imrenerek eyleme başladıklarını anlattı.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - 29 Ekim 2016 tarihinde çıkarılan 675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile meslektaşı olan eşiyle birlikte ihraç edilen edebiyat öğretmeni Erdoğan Canpolat, 5 Ocak’tan bu yana üç arkadaşıyla birlikte Malatya’da ihraçları protesto ederek işine geri dönmeyi talep ediyordu. 113 gündür süren eylemde 97 kez gözaltına alınan Erdoğan Canpolat, Cengiz Uğurlu, Özkan Karataş ve Umut Sertaç Ökdemir’e bugüne kadar Kabahatler Kanunu uyarınca kesilen cezaların toplamı 100 bin lirayı geçti. Öğretmen Erdoğan Canpolat üç gün önce geldiği Ankara'da, Yüksel Caddesi'ndeki 'işimi geri istiyorum' eylemine destek veriyor.

‘SENDİKALI OLDUĞUMUZ İÇİN...’

“Sendikalı olduğumuz, muhalif olduğumuz için ihraç edildik” diyen Canpolat, 2013 yılında KESK’e yapılan operasyonların ardından 70 kişi ile birlikte tutuklandı. 7.5 ay tutukluluğun ardından hakkında açılan davadan beraat etti. Canpolat, “Fakat bu beraatimiz bir işe yaramadı. O davadan yargılanan bütün arkadaşlarımız Malatya’da ihraç edildi. Kendilerinin vermiş olduğu beraat kararlarını bile göz önüne almadılar” diyor.

Nuriye Gülmen ile Semih Özakça'nın Yüksel Caddesi'nde 210 gün önce başlattıkları eyleme destek için Ankara'ya gelen 30 yıllık öğretmen Erdoğan Canpolat, meslek hayatı boyunca sendikal mücadele içinde olduğunu, bunun bedelinin ihraçlarla ödetildiğini söyledi.

'NURİYE VE SEMİH’İ KISKANDIK'

Duvar'a konuşan Canpolat, Nuriye Gülmen ile Semih Özakça'nın yaptığı eylemi kıskandıklarını şu sözlerle anlattı: "Ankara’da, Yüksel’de Nuriye’nin direnişini gördükten sonra başlamamız gerektiğini düşündük. Nuriye ve Semih’i kıskandık. Bizim daha önce başlamamız gerekiyordu ama erteledik. Nuriye ve Semih bize yol açtılar ve arkadaşların kafalarındaki tüm tereddütleri sildi onların eylemleri. Hâlâ da bize yol gösteriyorlar."

KABURGASI KIRILDI

Yüksel Caddesi'ndeki polis müdahalesinin ardından sırtında acı hisseden ve doktora giden Canpolat kaburgasında kırık olduğunu öğrendi. Kaburgasının Malatya’da polis tarafından gözaltına alınırken zedelendiğini, muhtemelen Yüksel Caddesindeki arbedede de kırıldığını belirten Canpolat, “Doktor, kırık olduğunu fazla müdahale olduğu zaman o kırığın akciğerime batma riski bulunduğunu söyledi. 'Bir süre uzak durun' dedi ama arkadaşlarımız gaz yerken ne kadar uzak dururuz” dedi.

ACUN Kendisi de Yüksel Caddesi'nde eylem yapan Acun Karadğ'ın Erdoğan Canpolat'la ilgili paylaşımı.

'DİRENİŞLER OLMASA ÇOK DAHA FAZLA İNSAN İHRAÇ EDİLİRDİ'

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın hapisten çıkacaklarını umduğunu belirten Canpolat şöyle devam etti, “Eğer bu direnişler olmasa yeni KHK’larla çok fazla insanı yeniden ihraç ederler. Bu direniş yeni KHK’ların önünde engel. Yeni KHK’larla bu direniş daha büyürse hükümet için, devlet için daha büyük bir tehlike ortaya çıkar. Biraz daha sendikalar sahiplenseydi ve eylemler kitlesel olsaydı yeni KHK’lar bence çıkmazdı.”

'NE OLURSA OLSUN KAZANACAĞIZ'

Sürecin onur mücadelesine dönüştüğünü söyleyen Canpolat, “Kazanmaktan başka bir çaremiz yok. Dünyanın en haklı, en meşru eylemini yapıyoruz ve adalet istiyoruz. Yalnız kaldığımızı düşünüyoruz. Kurulduğundan beri sendikal mücadelenin içerisindeyim ama sendikanın buraya geldiği durum bizi üzüyor. Biz geçmişte her türlü eylem etkinlik için eylem yaptık. Üyelerinin büyük bir kısmı atılma tehdidi altında. Sokakta çıkıp tepkisini göstermezse bir daha ne zaman gösterecek onun için üzülüyoruz. Verdiğimiz emeklerin karşılığını bulmadığını düşünüyorum. Yine de ne olursa olsun kazanacağız” diye konuştu. (DUVAR)