Öldürülen çevrecinin eski komşusu: Oradan taşınmasam hedef belki de bendim

Antalya’nın Finike ilçesinde öldürülen, bölgedeki mermer ocaklarına karşı mücadele yürüten çevre aktivisti Büyüknohutçu çiftinin katil zanlısı cinayeti itiraf etti ama çevrecilere göre bu sıradan bir cinayet değil. Büyüknohutçu’nun eski komşusu Ali Çağrı’nın anlattıkları bu iddiaları destekler nitelikte.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Antalya’nın Finike ilçesi Kızılcık Yaylası’ndaki dağ evinde, salı günü av tüfeğiyle vurularak öldürülen tüketici hakları ve çevre aktivisti Ali Ulvi Büyüknohutçu (61) ile eşi Aysin Büyüknohutçu’nun (61) yakalanan katil zanlısı Ali Yumaç cinayeti para için işlediğini itiraf etse de çevre aktivistleri olayın sıradan bir gasp ve cinayet olmadığını öne sürüyor.

Çevre aktivisti ve A Platformu (Antalya, Isparta, Burdur, Denizli, Kaş Platformu) Sözcüsü Hediye Gündüz cinayetin hemen ardından gazetecilere şu açıklamayı yapmıştı:“Ali Bey’in buradaki ocakların kapatılmasıyla ilgili çok büyük çabaları vardı. Sürecin kronolojik gelişimine bakıldığında kafamızda çok büyük soru işaretleri var.”

Hediye Gündüz’ü aradığımızda bize Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun eski komşusu ve bölgedeki mermer ocaklarına karşı Büyüknohutçu ile birlikte mücadele verdiği sırada evi yanan Ali Çağrı’nın başına gelenleri anlattı. Mahkeme sürecinde, bilirkişinin sabotaj dediği yangının elektrik kaçağına bağlanması sebebiyle iddiasını kanıtlayamayan ve yanan evi ile ailesinden kalan toprağını terk etmek zorunda kalan Ali Çağrı’ya ulaştık. Arkadaşının ölümüyle ilgili duyduğu üzüntüyü dile getirerek söze başlayan Ali Çağrı, şunları anlattı:

‘ALİ BEY’DEN ÖNCEKİ HEDEF BELKİ DE BENDİM’

“Finikeliyim ve emekli sosyoloğum. Dededen kalma arazim üzerinde bir konutum vardı. Bundan 4 yıl önce, Nisan 2013’te evim yandı. O gün eşim ve ben evde olsaydık belki de hedef bendim. Ali Bey, Kızılcık Yaylası’na benden sonra geldi. İrtibatım olan bir insandı. İkimizin de avukatı olan İsmail Tunçbilek bu süreçte yaşadığım olayları ayrıntısıyla bilir ve tüm belgeler kendisinde vardır. Mermer ocaklarıyla başından beri mücadeledeydik. Yasal yollara başvurarak 6 mermer ocağını kapattırdık. Orada yaşayan herkes mermer ocaklarından rahatsız. Dinamit atılıyor, akarsular kesiliyor, çevreye zarar veriliyor. Bir de SİT alanları var. Akdeniz yöresinde bulunan ve koruma altında olan sedir ormanlarını da katlettiler. Bin metre için ruhsat alıyor, bunu yüz bin metreye çıkarıyor. Arayan, soran yok nasıl olsa! Biz müdahale edince mermer ocakları büyük cezalara çarptırıldı ve biz hedef tahtası haline geldik. İlk önce bana baktılar. Ben orada kalsaydım benim de hayatımla oynayacaklardı. Emeklilik birikimimi götürdüm oraya yatırdım ve 160 bin liralık evim yandı.”

‘KATİL ZANLISINI GAYET İYİ TANIYORUM’

Ali Çağrı, katil zanlısıyla ilgili de şunları söyledi: “Ali Bey o kadar saygın bir insandı ki, ‘Ben öldürdüm’ diyen bu kişiye her istediğinde yardım etmiş, para vermiş. Bu kişiyi de gayet iyi tanıyorum. İki yıl öncesinde güzel saz çalan, özgün müzik söyleyen bir çocuktu, sonradan uyuşturucu bağımlısı olmuş. 'Para için öldürdüm' diyor. Ancak bence bu kişinin arkasında birileri var. Ali Bey’i neden susturdular? Elbette şüphelerimiz var ama elimizde birilerini suçlayacak delil yok.”

Ali Ulvi Büyüknohutçu katıldığı bir televizyon programında mermer ocaklarının zararlarını böyle anlatmıştı: