Halkevleri laiklik eylemlerini anlattı

Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Nuri Günay son dönemde neden laiklik eylemleri başlattıklarını anlattı: ''Yıllardır anlatmak istediklerimizi metrolarda, otobüs duraklarında, kahvelerde, sokaklarda, kısacası yaşam nerede varsa orada anlatırız. Bunu yapmak ülkede yaşayan her insanın en temel demokratik hakkıdır."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - En son İstanbul Okmeydanı'nda bir kahvehaneye giderek laikliğin önlemini anlatan gençlerle gündeme geldi Halkevleri'nin laiklik eylemleri. Bir grup arkadaşıyla kahvehaneleri dolaşarak laikliğin önemini anlatan Halkevleri üyesi gazeteci Ayşegül Başar, ertesi gün sabaha karşı evinden gözaltına alındı.

Başar ve arkadaşlarının kahvehanedeki görüntüleri internette yayınlayınca bir kullanıcı şikayette bulunmuş, İçişleri Bakanlığı da Twitter'den 'Görenler ihbar etsin' diyerek paylaşımda bulunmuştu. Laiklik eylemleri sonrasında gözaltına alınan tek isim Ayşegül Başar da değildi.

Bakanlığın 'ihbar edin' dediği gazeteci gözaltındaBakanlığın 'ihbar edin' dediği gazeteci gözaltında

Laiklik eylemlerini Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Nuri Günay ile konuştuk.

'BU SİYASETİN KARŞISINDA MÜCADELE EDİYORUZ'

Daha önce IŞİD'in iki askeri yakılarak infaz edildiği videosu üzerine Taksim Galatasaray Meydanı'nda birçok Halkevleri üyesi gözaltına alınmıştı. Yine Beşiktaş'taki Reina saldırısında 39 kişinin hayatını kaybetmesi üzerine İçişleri Bakanlığı'nın ‘sakıncalı’ bulup terörle mücadele ekiplerine yönlendirdiği bir videoda laiklik çağrısı yapan Halkevleri üyesi Ayşegül Başar, sabaha karşı evinden gözaltına alındı. Bu gözaltıları nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Bu yaşananların haksızlığı, hukuksuzluğu ortadadır. Ne demiştir Halkevleri, üyeleri ne yapmaktadır? İktidarın Ortadoğu politikasını eleştirmek, buna karşı durmak suç mudur? IŞİD’in 2 askeri katletme görüntüleri yayınlandığında bu ülkenin yurttaşlarının, bir demokratik kitle örgütünün üyelerinin buna tepki vermesinden daha normal ne olabilir? Biz emperyalizmin politikaları doğrultusunda, iktidarın Suriye siyasetinin belirlendiği ilk günden beri bu siyasetin karşısında mücadele ediyoruz. Yüzbinlerce insanın canından olduğu, milyonlarcasının yurdundan sürgün edildiği, şehirlerin, tarihi mirasın yok edildiği bu insanlık dışı savaşı, bu cehennemi körüklemenin aynı zamanda savaşı ülkemize taşımak olduğunu söyledik. Suriye ve tüm Ortadoğu coğrafyasında IŞİD’le farkları olmayan çetelerle işbirliği yapılmasına karşı çıktık. Çok üzgünüz, ne yazık ki bu söylediklerimizde haklı çıktık. Şimdi bu cehennem uzun süredir ülkemizde.

Aynı zamanda bu ülke halkının çocukları Ortadoğu coğrafyasında katlediliyor. İnsanlar yılbaşı gecesi katlediliyor, katiller elini kolunu sallayarak kaçıyor. Biz ise bu ülkenin çocukları IŞİD tarafından katledildiğinde, 39 insan Reina’da katledildiğinde sokağa çıktığımızda hedef gösteriliyoruz. Savaşa karşı barışı, dinin her türlü kötülüğe, siyasete alet edilmesine karşı laikliği savunduğumuz için gözaltına alınıyoruz.

'HALKEVCİLER YAPINCA MI SUÇ OLUYOR?'

Meydanlarda, metroda metrobüslerde Halkevleri üyelerini bildiriler okurken görüyoruz. Böyle bir eylemi başlatmanızdaki amaç nedir?

Bu yıllardır yaptığımız bir şey, yeni değil. Biz yıllardır anlatmak istediklerimizi metrolarda, otobüs duraklarında, kahvelerde, sokaklard, kısacası yaşam nerede varsa orada anlatırız. Bunu yapmak ülkede yaşayan her insanın en temel demokratik hakkıdır. Günü gelir eğitim hakkı, sağlık hakkı, ulaşım hakkı mücadelesini, halkın haklarını anlatırız, günü gelir bugün açısından hayati öneme sahip olan laikliğin önemini anlatırız. Bunun demokrasinin temeli olduğuna inanıyoruz. Seçim dönemlerinde bunu bütün siyasi partiler yapıyor. Halkevciler yapınca mı bu suç oluyor? Bunu kabul etmemiz mümkün değil.”

'HABER ALMA HAKKI ENGELLENİYOR'

Peki, bunu televizyonlarda yapamıyor musunuz ?

Şunu biliyoruz ki son dönemde her türlü muhalif sesin kısılmak istendiği, televizyonların, gazetelerin kapatıldığı bir süreçten geçiyoruz. İktidar kendini zora sokacağını düşündüğünü herhangi bir konuda ya da katliamların ardından yayın yasakları ile halkın haber alma hakkını engelleyerek, durumu gizlemeye çalışıyor. İnternete erişimin engellenmesinin üstüne muhalif her sesin susturulduğu, televizyon, radyo ve gazetelerin kapatılmasını da eklersek kullandığımız yöntem sansür ve yasaklarla etkili bir mücadele yöntemi olma özelliğini kazandı. Yalan havuzunun içerisinde gerçeği en yalın halinde söylemek dahi yıkıcı olabiliyor ve sokakta ne BTK’nın (Bilgi teknolojileri ve İletişim Kurumu) ne de RTÜK’ün (Radyo Televizyon ÜST kurulu) kuralları işliyor. Diğer yandan bu dönem “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” hesabı yanlış yönlendirmelerle, provokasyonlarla, hedef göstermelerle yönetilmeye çalışılıyor.

'ARKADAŞLARIMIZIN SÖYLEDİĞİ BASİTTİR.'

Hedef gösterilmelerden kastınız nedir?

Mesela gündem olan ve hedef alındığımız Okmeydanı’ndaki kahve konuşması. Yıllardır bu ülkede yaşayan herkesin barış içinde, kardeşçe yaşaması için mücadele eden bir örgütün üyelerini iç savaş çağrısı yapmakla suçlamaya çalıştılar. Dünyanın hiçbir yerinde barış, kardeşlik, demokrasi ve laiklik isteyerek iç savaş çıkartılmaz. İç savaşı halklar arasında ayrım koyanlar, mezhepçilik yapanlar, başka inançları hedef gösterenler çıkartır. Arkadaşlarımızın söylediği basittir, laikliğin bugün ne kadar hayati öneme sahip olduğunu anlatmışlar ve herkesi bu konuda mücadele etmeye çağırmışlardır. Zaten biz söylemesek de laikliğin ne kadar önemli olduğu son bir yılda da ortaya çıkmadı mı? Çocukların maruz kaldıkları bunu ispatlamadı mı? 15 Temmuz darbe girişimi bunun kanıtı değil mi? Neyse ki ne söylediğimizi bu ülkenin aklı başında insanları çok iyi anladılar.

'HERKESİ UMUTLU OLMAYA DAVET EDİYORUZ'

Halkevleri olarak bundan sonra atacağınız adımlarda nasıl bir yol izleyeceksiniz bu yönde bir düşünceniz var mı ?

Topluma çağrımız bu karanlığa karşı mücadele etme çağrısıdır. Hem bugünümüz, hem de yarınlarımız için. Çocukların güvenli bir şekilde büyüdükleri, güvenceli bir geleceğe sahip oldukları; kadınların şiddete, katliamlara maruz kalmadığı, toplumsal hayata eşit şekilde katıldığı; eşit haklara sahip olarak kardeşçe, barış içinde yaşadığımız bir ülke ve coğrafya için herkesin yapabileceği bir şeyler mutlaka var. Yaşamın olduğu her yerde bu ülkede yaşayan herkes büyük küçük demeden mutlaka bir şeyler yapabilir. Bu memleket bizim diyorsak, hiçbir yere gitmiyorsak yapabileceğimiz çok şey var. Bugün ülkemiz açısından insanlığın evrensel kazananım ve değerlerine sahip çıkmak hepimizin görevi. Halkevleri faşizme karşı demokrasi, gericiliğe-mezhepçiliğe karşı laiklik, savaşa karşı barış ve halkın hakları mücadelesini büyütmeye devam edecek. Herkesi karamsar olmamaya, umutlu olmaya davet ediyoruz.