Baykal, Ahmet Türk ziyaretine gidiyor

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Mardin'de Ahmet Türk'ü gözaltında ziyaret etmeye gidiyor... Türk'e 5 gün görüş yasağı getirilmişti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, gözaltına Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk'ün eşi, Mülkiye Türk ile görüşecek.

Gerçek Gündem'in haberine göre Baykal, bu sabah saat 08:00 uçağı ile Mardin'e gidecek. Gözaltına alınan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk'ün evini ziyaret edecek olan Baykal, Mülkiye Türk ile görüşecek.

Görüşmenin ardından Deniz Baykal ve Mülkiye Türk'ün birlikte Ahmet Türk'ü ziyaret etmeleri ve bir açıklama yapmaları bekleniyor. Baykal'a CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve CHP'nin eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş'in de eşlik edeceği belirtildi.

Baykal Ahmet Türk'ü ziyarete neden gidiyor?Baykal Ahmet Türk'ü ziyarete neden gidiyor?

İçişleri Bakanlığı tarafından 17 Kasım'da görevinden alınan Ahmet Türk, 21 Kasım günü gözaltına alındı. Türk'e 5 gün boyunca görüş yasağı getirildi. Karara göre Türk, avukatları dahil kimse ile görüştürülmüyor. Soruşturmayla ilgili olarak avukatlarla da bilgi paylaşılamadığı belirtildi. Baykal ve CHP'liler görüş yasağı kararını delmek için Mardin'e gidiyor.

"BAYKAL'LA YİNE RAKI İÇEBİLSEK"

Hurriyet Daily News gazetesinin yayın yönetmeni Murat Yetkin, Radikal’de 7 Ağustos 2009’da yayınlanan köşe yazısında Ahmet Türk’ün Deniz Baykal hakkındaki görüş ve düşüncelerini, “Baykal’la yine rakı içebilsek” başlıklı yazısıyla aktarmıştı. O dönem Baykal “ulusalcı” politikalarla Ahmet Türk ve arkadaşlarına yükleniyordu. Murat Yetkin de Ahmet Türk’le konuşmuştu.

O yazıdan bazı bölümleri aktarıyoruz:

“Ahmet Türk, Diyarbakır Cezaevi çıkışında gelip 'Hesap sorma' sözü veren 'eski dostu'nu özlediğini söylüyor.

‘Cezaevi’nden yeni çıkmıştım. 1983 yılıydı. Deniz Baykal Diyarbakır’a gelmişti. O da siyasetten yasaklanmıştı. Mardin’e geldi. Yaz aylarıydı. Bizim Kasrı Kanco’nun üst katına çıktık. Döşekleri serdik. Üstümüzde yıldızlar. Rakılar açıldı. Çektiklerimizi konuştuk.

“Söz Diyarbakır cezaevine geldi. Ben anlattım, o dinledi. İkimiz de duygusallaştık, ağlama noktasına geldik yani. 12 Eylül’de yaşadıklarım anlatsam, siz de ağlarsınız. Her koğuş, her hücre ayrı bir dünya, her insanın yaşadığı bir romandı. Her gün yalvarıyordum ‘Allah’ım al canımı, kurtulayım’ diye. Deniz bey dinledi ve dedi ki, “Bir daha siyasete, Meclis’e girersek, bunların hesabını soracağım.”

Cümleler, Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk’e ait. Araya fazla girmeden aktarmaya devam edeyim:

* “Ben o duyguları paylaştığımız, acıların, işkencelerin ne demek olduğunu anlayan, sorgulayan o Baykal’ı görmek istiyorum. Yeniden karşılıklı oturup, rakı içip konuşabilsek keşke. Biz eski dostuz. Şunu söylemem lazım; 1983’deki Ahmet Türk neyse, bugünkü de odur.”

(…)

* “Eski dostuz. 1973’de parlamentoya beraber girdik. Aynı siyasi partide, CHP’de birlikte mücadele ettik. 1980’e kadar birlikteydik. 1983’ten sonra bir süre de SHP’de birlikte olduk. Baykal’ın çabasıyla 1989’da yayımlanan Kürt raporunu çıkaran bir siyasi partinin bugün söyledikleri üzüntü verici. O raporu yazanlardan Algan Hacaloğlu arkadaşımızın bugün söyledikleri çok farklı.”

* “Sayın Baykal diyor ki, ‘Başbakan DTP ile konuşarak PKK ile görüşmüş sayılır’, ben bundan çok üzülüyorum. Bu ne demektir? Yani bizim Meclis’ten çıkarılıp, zindana atılmamızı mı istiyor? ‘Çözüme değil, çözülmeye gider’ diyor. Biz tersine çözülme olmasın diye çözüm istiyoruz. Geçmişte birlikte siyaset yaptığımız pek çok CHP’li arkadaşımızın da çözüm istediğini biliyorum.”

* “Bunu Baykal’ın da görmesini istiyorum. 1983’te, 1989’da başka türlü konuşan Baykal şimdi neden böyle konuşuyor? Anlayamıyorum.

Ana muhalefet olarak iktidarı zorlamak için mi? Bir acının beş oydan değerli olduğunu görmemiz lazım. Günahtır.”

Türk bu noktada söylediklerinin ağır kaçmış olabileceği düşüncesiyle açıklamada bulunma ihtiyacı hissediyor:

* “Bugün CHP’yi biraz sert eleştiriyorsam, beklentilerim olduğu içindir. İnsan gerçekten destek aradığı yerden destek bulamayınca tepki gösteriyor. Çözüme en çok katkı sağlayabilecek kesim, en ihtiyaç olan zamanda, desteğini esirgeyince insan üzülüyor. Eski dostum Baykal’dan bu süreçte çözüme destek vermesini beklerim.”

* “CHP Kürt sorununa çözüme en çok katkı sağlayabilecek bir partidir. Yalnız başında çok şeyleri paylaştığımız, sosyal demokrat kökenden gelen Baykal olduğu için değil. Yalnız ana muhalefet partisi olduğu için değil. CHP, Türkiye’nin tarihi misyon taşıyan partisi olduğu için böyledir. CHP’den bizim de, toplumun da Türkiye’nin de dünyanın da beklentisi büyük. Ona düşen, bu sürecin önderliğini yapmaktır.”