Hayrettin Karaman: Laik düzende Müslümanca yaşanamaz

Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman laik düzende Müslümanca yaşamanın zor olduğunu iddia ederek "Yapılması gereken düzeni değiştirmek' dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İslami kesimin önde gelen isimlerinden Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman laik bir düzende Müslümanca yaşamanın önünde aşılmaz engeller olduğunu öne sürdü. Karaman, "Şüphe yok ki, birinci vazife düzeni değiştirmektir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yakın bir isim olduğu öne sürülen Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman 'Laik düzende Müslümanca yaşamak' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

'ŞERİATI KURMAK ZOR'

‘Müslümanca yaşamak’ ve gelecek nesillerin böyle yaşamaları için en uygun düzenin İslami şeriata dayalı düzen olduğunu yazan Karaman, farklı İslami gruplar nedeniyle bu düzeni kurmanın mümkün olmadığını kaydetti.

Karaman, şu ifadeleri kullandı: “Ortada birçok İslâmî grup var ve aralarında da -bazen birbirini tekfir edecek kadar- derin ihtilaflar, farkı anlayışlar mevcut. İşte bunlardan birinin diğerlerine galip gelerek iktidar olması halinde gerçekleşecek düzenin ideal İslâmî düzen olması mümkün değildir. Böyle bir düzende de farklı görüş ve anlayış sahiplerinin Müslümanca yaşamaları önünde aşılamaz engeller bulunur.”

'AYIP VE GÜNAHLARIN REKLAMI YAPILIR'

Laik bir ülkede Müslümanların din ve kültürlerini korumalarının oldukça zor olduğunu iddia eden Karaman, şöyle devam etti: “Bu düzenlerde ibadet ve fazilet açık, ayıplar ve günahlar gizli değildir, hatta aksine ikincisi açıktır, engellenemez, medya ve benzeri iletişim ve etki araçlarında reklamları bile yapılır. Okullarda İslam’a göre din ve ahlak öğretim ve eğitimi genel olarak yapılamaz. Okul, sokak, medya, san’at… İslam insanı yetiştirmeye ve bu insanı korumaya ayarlı değildir.”

Karaman, ne yapılması gerektiğine ilişkinse şunları yazdı: “Bu takdirde Müslümanlar vazifelerini nasıl yerine getirecekler? Şüphe yok ki, birinci vazife düzeni değiştirmektir. Ama bu da ha deyince olmuyor. Hayalperestliği, sonu kayıplarla biten maceraları bir yana bırakırsak -ki, bırakmayanlar daima olacaktır- geriye uzun ve ince bir yolu izlemek kalıyor.”

'VAZİFE SİVİL FAALİYETLERE KALIYOR'

Bu ‘ince ve uzun yol’da iktidarların Müslümanların İslami vazifelerine alan açmaları kadar ‘hak ve hürriyet alanlarını da herkese eşit açtığı’nı savunan Karaman, yazısını şöyle noktaladı: “İktidarların dinî ve ideolojik meyilleri varsa terazinin kefesi bu meyil yönünde biraz ağır basar, ama hepsi bu kadardır. Vazife sivil faaliyetlere kalıyor. Sivil oluşumlar aralarında diyaloglar da kurarak vazifelerini yerine getirmeye çalışacak, İslam’ın farklılık ve güzelliğini uygulamada göstererek, ilişkilerinde yaşayarak şartlanmamış farklı grupların da sevgi ve sempatisini kazanmaya bakacaklardır.”

Karaman'ın yazısının tamamı