Geri gönderme merkezinde işkenceye savcılıktan takipsizlik kararı: 'Kesinlikle söz konusu değil'

Geri gönderme merkezinde pandemi döneminde darp edildikleri doktor raporu ve güvenlik kamerasıyla tespit edilen göçmenler için savcılık, 'Kesinlikle söz konusu değil' diyerek takipsizlik verdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'nde 2021 yılında pandemi döneminde uzun süredir havalandırmaya çıkartılmayan, talepleri geri çevrilen sığınmacıların bu duruma tepki göstermeye başladıkları, son olarak bayram öncesi okumak için Kuran’ı Kerim talep ettiklerinde ise bir görevlinin sığınmacılara küfürle karşılık verdiği iddia edildi. Yaşananları kapılara vurarak protesto eden sığınmacıların ise darp edildiği öne sürüldü.

T24'ten Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre olay yerine giden avukatlar Duygu İnegöllü, Gizem Metindağ ve Ayşegül Karpuz, özellikle iki kişinin ağır biçimde darp edildiklerini gördü ve suç duyurunda bulundu. Sınır dışı kararı verilen iki kişinin darp edildiğine yönelik tutanak tutan avukatlar, savcılığa gidip sığınmacıların Adli Tıp’a sevkini istedi.

Adli Tıp, Filistinli ve Suriyeli iki sığınmacının yoğun darp edildiklerine yönelik rapor verdi. Raporda, sığınmacıların sırt, kol, bacak bölgelerinde ekimozların olduğu belirtildi. Darp edilmelerinin üzerinden iki gün geçmesine rağmen darp izlerinin açıkça görüldüğü de tespit edildi.

SAVCILIK TAKİPSİZLİK KARARI VERDİ

Savcılık ise iki yıl sonra sonuçlandırdığı soruşturmada takipsizlik kararı verdi. Kararda, ifadesi alınan tek güvenlik görevlisi şunları söyledi:

“Olay günü izinsiz olarak kat koridoruna çıkan ve odalarına girmek istemeyen yabancı uyruklu şahısların çıkardıkları olaylar, kurum özel güvenlik görevlilerince önlenemeyince jandarmadan takviye kuvvet istedik. Tüm süreçte yabancı uyruklu kişiler sözlü ve fiili saldırgan hareketleriyle güvenlik görevlilerine karşı geldiler. Kamu malına zarar verdiler. Yapılan tüm uyarı ve ikazlara duyarsız kaldılar. Kurumdaki yabancı uyruklu kişilerin kontrol dışına çıkar şekilde hem kendilerine hem de kurum görevlilerine ve kurum eşyalarına zarar vermeleri, güven ve huzuru bozmaları, görevin yerine getirilmesini engellemeleri karşısında kurumun iç barış ve düzenine, faaliyet ve işleyişine, kurallarına yönelik suç teşkil eder hal ve hareketlere karşı, kurum görevlilerince ve Jandarma görevlilerince yasadan kaynaklanan zor kullanma yapıldı.”

'KESİNLİKLE SÖZ KONUSU DEĞİL'

Savcılığın takipsizlik kararında ise şu ifadeler kullanıldı:

 

“Olayla ilgili temin edilen ve çözümü bilirkişiye yaptırılan yapılan güvenlik kamera görüntüleri ile de yabancı uyruklu kişilere işkence ve eziyet edilmesi gibi bir durumun olmadığı sabittir. Her kurumun kendi iç işleyiş ve düzeni, çalışma esasları ve disiplin ve güvenlik kuralları vardır. Bu kurallara, iç işleyişe, huzur ve güven amaçlı düzene uymak, güvenlik, dirlik ve esenlik ve sağlık içinde kurumdan hizmet alan ve kurumda bulunan, kalan herkes için geçerlidir. Türkiye Cumhuriyeti topraklarına yasal veya yasal olmayan yollarla giren ve yabancıların için bu ülke sınırlarında geçerli kuralları hiçe sayan, kamu düzeni ve güvenliği için risk ve tehdit teşkil eder hale gelen, Türkiye'de suça karışan, kimlikleriyle ilgili Türkiye'de düzenli ve sürekli yaşamalarını mümkün kılan geliri, işi, ikametgahı ve adresi bulunmayan, haklarında İdari Gözetim Karar ile Sınır Dışı Etme Kararı bulunan mağdurlarla ilgili süreçte kamu görevlilerinin yabancılara karşı suç teşkil eder şekilde güç kullanması gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Kurum kurallarına uymayan, yapılan uyarı ve ikazları dikkate almayan, barışçıl yaklaşımları hiçe sayan, temel hak ve özgürlük adı altında istediğini yapıp, başına buyruk hareket etmek isteyen, kurumda kendilerine sağlanan imkanları beğenmeyerek olay çıkaran yabancılara karşı yasadan kaynaklanan zor kullanma yetkisini kullanan kamu görevlilerinin yabancılara yönelik sözlü ve fiili direnmelerini kıracak ölçüde zor kullandıkları tespit edilmiştir.”

 

GÜVENLİK KAMERASININ AÇISI DEĞİŞTİRİLMİŞ

Kamera kayıtlarını bilirkişi dışında, mülteci alanında çalışan uluslararası bir dernek de inceledi. Bu derneğin tespitleri ve elde ettiği kamera kayıtlarına göre bahsedilen büyüklükte bir “kalkışma” olmadığı belirtildi. 

Bir göçmenin aksayarak yürüdüğü, bir göçmenin kafası kanlar içinde güvenlik görevlilerinin kollarında yürüdüğü, kafası ve dirseği sarılı bir kişinin ambulansa bindirildiği, jopla odaya girildiği, yerde yatan bir göçmenin dakikalarca öyle bırakıldığı, bacağı kan içinde bir göçmenin koridorda koştuğu görüntülere yansıdı.

Güvenlik kamerasının açısının ise 50 dakika boyunca değiştirildiği belirlendi. (HABER MERKEZİ)