Gazeteci Ruşen Takva hakim karşısında: 'Yarın da aynısını yapacağım'

Gazeteci Ruşen Takva, MHP Hakkari İl Başkanı Fatih Özbek'in silahlı saldırıya karıştığına dair haberi ve paylaşımı nedeniyle ‘halka yanıltıcı bilgiyi yaymak’ suçlamasıyla hakim karşısına çıktı.

Google Haberlere Abone ol

VAN - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Hakkari İl Başkanı Fatih Özbek’in silahlı saldırıya karıştığına dair haberi ve paylaşımı nedeniyle gazeteci Ruşen Takva hakkında Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 217/A maddeli ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla iddianame hazırladı. İddianamenin Hakkâri 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi üzerine davanın ilk duruşması bugün gerçekleşti. Gazeteci Takva, Hakkari’de gerçekleştirilen duruşmaya Van 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hazırlanan SEGBİS aracılığı ile katıldı. Duruşmada Takva’nın avukatı Burcu Şeber’in yanı sıra Medya ve Hukuk Derneği, İnsan Hakları ve Medya Derneği temsilcileri ile gazeteciler katıldı.

Ruşen Takva ve avukatı Burcu Şeber, duruşma sonrası açıklama yaptı.


'BENİM YAPTIĞIM GAZETECİLİKTİR'

Takva sözlü savunmasında, mesleki faaliyetleri nedeniyle yargılandığını ve bu nedenle kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini ifade etti. Takva savunmasının devamında şöyle konuştu: "Bu dava, hukukun geldiği ciddiyetsizliğin en son örneklerinden biri oldu. Aynı zaman Hakkari MHP İl Başkanı da olan Fatih Özbek yaptığı suç duyurusunda söz konusu olaya karışan kişinin kendisi olmadığını ve MHP Hakkari il yönetiminde bulunan başka bir kişinin silahlı yaralama olayına karıştığını beyan etmiş. Zaten ben de yazdığım haberde; "Hakkari’de MHP’lilerin bir kişiyi silahla vurduğu iddiası sonrası kent merkezi karıştı ve esnaf kepenk kapattı. Olaydan sonra MHP İl Başkanı’nın hem akrabası hem yakın koruması ‘ben vurdum’ diyerek teslim oldu. Soruşturma sürüyor" demiştim. Burada suçlama konusu yapılan olgu nedir anlamak mümkün değil. Tüm bunlara rağmen savcılık makamı iddianame hazırlıyor ve özetle MHP il başkanının taraf olduğu bu dosyada ben iddianame hazırladım dava açtım gerisi mahkeme sorumluluğundadır diyerek topu mahkemenin kucağına bırakıyor. Benim yaptığım klasik bir gazetecilik örneğiydi ve paylaştığım içerik gazetecilik refleksi ile gerçekleşmişti. Yarın da aynı şey olursa yine mesleğim ve işim gereği aynısını yapacağım."

ERTELEME İSTEMEDİ

Yapılan savunma sonrasında mahkeme heyeti Ruşen Takva’nın olası bir ceza alması durumunda, Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılmasını (HAGB) isteyip istemediğini sordu. Takva, gazetecilik yaptığını ve gazeteciliğin suç olmadığını vurguladı. Buna göre cezanın ertelenmesini istemediğini belirtti.

Yapılan savunmaların ardında duruşma tevzihi tahkikat taleplerinin değerlendirilmesi gerekçesi ile ilgili savcılığa tevdi edilerek 6 Eylül 2023 tarihine ertelendi.

'SİYASİ BASKILAR SONUCUNDA ELDE EDİLMİŞ BİR İDDİANAME OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR'

Duruşmanın ardından açıklama yapan avukat Burcu Şeber, hazırlanan iddianameyi bir skandal olarak gördüklerini belirtti. Savcılığın, iddianameyi hazırlarken olayda bir suç kastının olup olmadığını, bir mesleki faaliyet kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini mahkemenin kanaatine bırakarak, suç kastının bile tanımlanamadığı bir iddianame hazırladığına vurgu yapan Şeber şöyle konuştu: “Savcılığın, müvekkilimin bir mesleki faaliyet çerçevesinde bir işlem yürütüp yürütmediğini veya suç kastının olup olmadığını bilebilir durumda olması beklenir. Lakin bir şüphe söz konusuysa zaten bundan sanık yararlanır ve takipsizlik kararı verilir. Fakat savcılığın, suç kastının olup olmadığını mahkemenin kanaatine bırakması, bizim tarafımızdan bir sorumluluktan kaçma hali olarak görülmektedir. Çünkü çok sayıda buna benzer dosyada takipsizlik kararı verildi. Hiçbirinde suç kastının olup olmadığının değerlendirilmesi mahkemeye bırakılmazken, bu davada bırakılması tamamıyla siyasi baskılar sonucunda elde edilmiş bir iddianame olduğunu göstermektedir.”

'SON SÜREÇTE DE BASINA PRANGALAR VURULDUĞUNA ŞAHİT OLUYORUZ'

Suça konu olayda gazeteci Takva’nın mesleki faaliyeti gerçekleştirmekte olduğunu söyleyen Şeber, "Bu dosyada takipsizlik verilmesi gerekirken, TCK 217/A’dan, halka yanıltıcı bilgiyi alenen yaymadan dolayı ceza istenmesi tamamen skandaldır. Çünkü son süreçte de basına prangalar vurulduğuna şahit oluyoruz. Gazetecinin en temek hakkı, halka haber vermek iken, ne yazık ki gelinen süreçte buna izin verilmemektedir. Biz demokratik bir ülkeysek, özgürlükçü rejimi savunan bir ülkeysek buna uygun hareket etmemiz gerekiyor. Çünkü anayasada da bir hukuk devleti olduğumuz yazıyor" diye konuştu.

Avukat Şeber, gelinen son süreçte gazetecilerin anayasal haklarını kullanamadıklarını vurgulayarak, “Gazeteciler belirlenen haklardan yoksun bırakılmak isteniyorlar. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması gibi kanun maddeleriyle de gazetecilerin kendi kendilerine oto sansür uygulayarak mesleklerini yapmaları engellenmek isteniyor. Bu anlamıyla da hukuka aykırılık teşkil ediyor” dedi.

NE OLMUŞTU?

Gazeteci Ruşen Takva, Aralık 2022’de Twitter sayfası üzerinden, MHP İl Başkanı Fatih Özbek’in Hakkari’de bir kişiyi silahla yaralama olayına karıştığını, sonrasında ise Özbek’in koruması İsmail Aslan’ın teslim olduğu bilgisini içeren bir bilgiyi paylaşmıştı. Takva, söz konusu paylaşımında "Hakkari MHP İl Başkanı'nın çarşı ortasında bir kişiyi silahla vurduğu iddiası sonrası kent merkezi karıştı ve esnaf kepenk kapattı. Olaydan sonra MHP İl Başkanı’nın hem akrabası hem yakın koruması ‘ben vurdum’ diyerek teslim oldu. Soruşturma sürüyor” diye yazmıştı.