Sağlık Bakanlığı'na korona soruları: Testler yetecek mi?

Umreden dönen 21 bin vatandaşımız ile birlikte, risk bölgelerinden yurda dönen veya önümüzdeki günlerde dönecek 3 bine yakın vatandaşlarımızla ilgili alınacak olası senaryolar konusunda gerekli planlanma yapıldı mı? Toplamda 25 bini bulabilecek bu vatandaşlarımızın gerektiği takdirde testlerinin yapılabilmesi için gerekli sayıda test kiti mevcut mu?

Google Haberlere Abone ol

Ergin Koçyıldırım* @kocyildirim

Küresel korona virüsü pandemisi bütün hızıyla devam ederken, hastalıktan etkilenen ülke ve hastaların sayısı hızla artarken, 10 Mart itibarıyla, Türkiye’de hâlâ vaka görülmemiş olması ile ilgili kişisel görüş ve endişelerimi Amerikan National Interest dergisinin daveti üzerine kaleme almıştım. Bu makale, özellikle konu hakkında kafalarda o ana kadar oluşan soru işaretlerine odaklanmakta ve cevap aramaktaydı. Makale yayına girdiği anda, yerel saat ile bir sabaha karşı basın toplantısıyla da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’nin ilk korona virüsü vakasını duyuruyordu.

Bugün, yazının ve ilk vakanın duyurulmasının üzerinden yaklaşık 6 gün geçti. Toplam vaka sayısı 16 Mart itibariyle 47 oldu. Bir günde tanısı konan 29 hasta ile de, Türkiye’de bir gün içinde en çok artışın olduğu gün 16 Mart’tı. Yine aynı gece, Ahmet Hakan’ın yönettiği Tarafsız Bölge programında Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Profesör Doktor Ateş Kara’nın açıklamalarını izleyince bir hekim olarak kafamda yeni birtakım soru işaretleri oluştu.

Görünen o ki, Sağlık Bakanı, Bilim Kurulu üyeleri ve konunun uzmanları uzun mesai saatleri sonunda salgını kontrol altına alacak birtakım önlemler ve aynı zamanda mücadele teknikleri üzerinde takdir edilecek boyutta çalışıyorlar. Ancak halen Sağlık Bakanımızın Twitter hesabı dışında, kesin ve net bilgi alabileceğimiz resmi bir internet sitesi yok. Sağlık Bakanlığı internet sitesi bakanın açıklamalarından çok sonra güncellenmekte, Twitter sayfası da bakanın bu açıklamalarını retweet ederek halka bilgi vermekte. Vaka sayısı dışında hiçbir istatistik halk ile paylaşılmıyor ve konu ile ilgil kanımca gereken şeffaflık henüz sağlanabilmiş değil. Son açıklamalar ve Profesör Doktor Ateş Kara’nın televizyondaki açıklamaları üzerine kanımca cevaplanması gereken yeni sorular şöyle:

  1. Programda Bilim Kurulu Üyesi Kara, bugüne kadar 8 binden fazla korona virüsü testi yapıldığını söyledi. Sağlık Bakanı da ilk vakayı açıklamadan 2 gün önce yaklaşık 2 bin 500-3 bin testin yapıldığını söylemişti. Bu da yaklaşık son 8-9 günlük sürede ülke çapında, kabaca 5 bin testin yapılmış olduğu ve ortalama günde 500 testin yapılıyor olması demek. Bu, Türkiye çapındaki şüpheli vakaları belirlemek için çok az bir sayı değil mi? Acaba Sağlık Bakanlığı Türkiye’de yapılan test sayısını günlük olarak paylaşabilir mi? Amerikan Washington Üniversitesi Viroloji Departmanı günde 2 bin test yapabildiklerini ve yaklaşık yüzde 7 vakada testin pozitif olduğunu bildiriyor. Testin yapıldığı ülkeye göre bu sonucun değişeceğini bilmemize rağmen, yapılmış toplam 8 bin testten sonra, sadece 47 pozitif vakanın çıkmasıyla bu oranın yüzde 0.6 olması, beklenen bir durum mudur?

  1. Dr. Kara hastalığın testinde iki ayrı testin var olduğunu açıkladı. Bunlardan yerli üretim olan ve 90 dakika gibi kısa bir sürede sonuç verdiği için hızlı test ismi verilen testin, ilk vaka açıklanmadan önce, Sağlık Bakanımız tarafından tanı konulmasında kullanılan rutin test olduğu açıklanmıştı. Profesör Doktor Kara, bu hızlı test, negatif çıktığı anda hastanın kesin negatif olarak kabul edildiğini, ancak pozitif çıktığı zaman da tanıyı doğrulamak için, sonucu daha uzun sürede alınan diğer PCR testinin yapıldığını söyledi. Buna tıpta yalancı pozitiflik diyoruz. Eğer hızlı testte yalancı pozitiflik varsa vakayı atlamamak ve kesin tanı koyabilmek için testi yenilemek çok akılcı bir yaklaşım. Ancak bir de yalancı negatiflik durumu var. Dr. Kara açıklamasında hızlı test ile negatif bulunan herkesin negatif kabul edildiğini söyledi. Ancak Çin ve diğer ülkelerde yapılan hızlı testlerde yaklaşık yüzde 3 oranında yalancı negatiflik olduğu söylenmiş. Yalancı negatiflik ile ilgili ellerinde bir sayı var mı? Testi negatif olduğu halde daha sonra hastalık bulgularıyla doktora başvurmuş hasta var mı? 8 Aralık 2019 tarihinde Çin’de rapor edilen ilk hastanın üzerinden yaklaşık 3 ay geçmesine rağmen hiç pozitif hasta tespit edilememiş olması bu sebepten olabilir mi?

  1. Hızlı test için kullanılan testleri üreten firmalar neler? Ulusal Virüs Laboratuvarı’nda geliştirildiği söylenen bu testlerin endüstriyel ortakları kimler? Eğer 10’dan fazla ülkeden bu testi ithal edebilmek için teklif geldiyse, bu test ve üreticileri hakkında bilgi sahibi olmamız sağlanarak bizlere de övünme fırsatı verilemez mi?

  1. Umreden dönen 21 bin vatandaşımız ile birlikte, risk bölgelerinden yurda dönen veya önümüzdeki günlerde dönecek 3 bine yakın vatandaşlarımızla ilgili alınacak olası senaryolar konusunda gerekli planlanma yapıldı mı? Toplamda 25 bini bulabilecek bu vatandaşlarımızın gerektiği takdirde testlerinin yapılabilmesi için gerekli sayıda test kiti mevcut mu?

  1. Şüpheli vakalarla ilgilenen sağlık çalışanlarının kendilerini nasıl koruduklarına dair daha fazla bilgi verilebilir mi? Bu çalışanlar, özellikle hasta kişilerle ilgilenen sağlık çalışanlarının kişisel korunma şekilleri, özel maske ve koruyucu kıyafetleri yeterli mi? Sağlık personeli arasında tespit edilmiş korona virüsü vakası var mı?

  1. Türkiye’de toplam kaç yoğunbakım yatağı mevcut? Ülkemizde toplam kaç ventilatör (solunum cihazı) var? Beklenenin üzerinde hastanede takibi gereken hastalar ve solunum cihazi ihtiyacı olabilecek hastalar için alınmış önlemler nedir?

  1. Sağlık Bakanı en son yaptığı basın toplantısında ülkemiz hekimlerinin en büyük meslek örgütü olan Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) açıklamalarının maksatlı olduğunu ve aslında bu konuyla ilgili çok söyleyecek şeyi var olduğunu ama bu dönemde bunları paylaşmayacağını söyledi. TTB ise, Sağlık Bakanlığı ile ortak çalışma için başvurularına yanıt verilmediğini açıkladı. Doktorların Türkiye’deki en büyük meslek örgütünün neden dışarıda bırakıldığını ve görmezlikten geldiğini Sayın Bakan açıklayabilir mi?

Yurt öğrencileri, umreden dönen vatandaşlarımızın karantina altına alınabilmesi için yurtlarından çıkarıldılar. Bir takım geceyarısı kararlarıyla, daha önceden bir planlamanın olmadığı intibaı veren bu yaklaşım, hem umreden dönen vatandaşlarımızı, hem de yurtlarını terk etmek zorunda kalan öğrencileri oldukça huzursuz etti. Yerlerde yemek yiyen, karantina altına alındıkları yurttan kaçmaya çalışan vatandaşlarımızla, kendilerini ya ailelerinin yanında ya da bir başka yurtta bulan öğrencilerin çaresiz görüntülerini hep birlikte izledik. Çin’de vaka sayısının çok hızlı artması üzerine, sağlık kuruluşları ve hastanelerin yetersiz kalacağı anlaşıldığı anda kabin hastaneler, spor salonlarına kurulmuştu. Bu tür kriz anlarında temel olan en önemli konu iyi planlama ve şeffaflıktır. Ülkemizin bu iki konuya olan ihtiyacı kesindir.

*Dr., Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi