Ekvador’da direnen halklar kazandı!

2 Ekim akşamı Moreno’nun 40 yılı aşkın süredir yakıta yapılan devlet desteğinin kaldırılacağını, ekstra benzin fiyatının varil başı 1,85 dolardan 2, 39 dolara, dizel varil fiyatının ise 1,03 dolardan 2,29 dolara çıkarılacağını duyurması bardağı taşıran son damla oldu. 3 Ekim öğleden sonrasında ülkenin sokakları “Moreno dışarı!” sloganları ile yankılanmaya başladı.

Google Haberlere Abone ol

Selen Yamak*

Ekvador’da Başkan Lenin Moreno’nun duyurduğu yeni ekonomik pakete karşı 3 Ekim’de başlayan grev ve eylemler, Ekvador halklarının 11 gün boyunca sürdürdükleri sokak eylemleri ve politik kararlılığın sonucunda, hükümetin 14 Ekim’de, yakıta yapılan devlet desteğinin kaldıran 883. maddeyi geri çekmesi üzerine zaferle sonuçlandı.

NELER OLMUŞTU?

Moreno hükümeti, 1 Mart’ta IMF’ ye Genişletilmiş Fon İmkânı (EFF) çerçevesinde finansal yardım talebinde bulunduğu ve bu yardımı alabilmek için uygulamaya hazır olduğu ekonomik/politik uygulamaları belirttiği bir başvuru mektubu yazdı. IMF’nin bu talebi olumlu karşılaması ile 11 Mart itibariyle Ekvador, hacmi 4.200 milyon dolar olan (ve 652 milyonu hemen ödenen) üç yıllık ekonomik destek programının ekonomik/politik sorumluluklarının altına girmiş oldu.

1 Ekim’ den itibaren Moreno’nun ulusal televizyonlarda detaylarını vermeye başladığı, “daha fazla iş, girişimcilik ve daha iyi imkanlar” getireceğini savunduğu Paquetazo adlı yeni ekonomik paket, temelde iş hayatında daha fazla esneklik, elektrik gibi bazı önemli devlet kurumlarının özelleştirilmesi, çalışma haklarında kısıtlamalar, birçok devlet memurunun işine son verilmesi, başta yakıt olmak üzere bazı tüketim maddelerine yönelik devlet desteğinin çekilmesi gibi önlemlerle yıllık 1.400 dolarlık tasarrufa gidileceğini duyuruyordu.

Ülkenin IMF ile olan uzun geçmişinden, kemer sıkma ve ekstraktivist politikalardan her daim en olumsuz şekilde etkilenmiş olan yoksul kesimler başından itibaren IMF ile yapılan görüşmelerden huzursuzluk duyuyorlardı. Yeni ekonomik pakete tepki göstermekte de gecikmediler.  2 Ekim akşamı Moreno’nun 40 yılı aşkın süredir yakıta yapılan devlet desteğinin kaldırılacağını, ekstra benzin fiyatının varil başı 1,85 dolardan 2, 39 dolara, dizel varil fiyatının ise 1,03 dolardan 2,29 dolara çıkarılacağını duyurması bardağı taşıran son damla oldu.

3 Ekim öğleden sonrasında ülkenin sokakları “Moreno dışarı!” sloganları ile yankılanmaya başladı. Yakıt ücretlerindeki yaklaşık yüzde 23'lük bu artış yalnızca toplu taşıma ve ulaşım ücretlerinin değil, başta gıda olmak üzere bütün tüketim madde fiyatlarının artacağı anlamına geliyordu ve bu artıştan en çok yoksul kesimlerin etkileneceği açıktı. Öncelikle taşımacı/şoförlerin başlattığı iş durdurma eylemine kısa süre içerisinde yerli hareketleri, öğrenciler, feminist hareketler, sendikalar ve sol örgütler de dahil oldu. Aynı gün, ülkenin 20 farklı eyaletinde 230’a yakın noktada eylemler başladı, 300’e yakın yol kapatıldı.

Moreno hükümeti hemen aynı gün 60 gün süre için ülkede OHAL ilan etti. OHAL ile ülke topraklarında “düzeni sağlamak” ve “şiddet olaylarını önlemek” amacıyla silahlı kuvvetler ve polis güçleri, toplanma özgürlüğünün askıya alınması ve ulaşımı kısıtlamak üzere seferber edilmiş ve böylece eylemcilere yönelik şiddetin de önü açılmış oldu. Hem başkent Quito’da hem de eylemlerin yoğunlaştığı diğer bazı bölgelerden şiddet haberleri ve görüntüleri sosyal medya kanallarında anbean paylaşılmaya başlandı.

Diğer yandan, kamu kuvvetlerinin uyguladığı yoğun şiddete tepki olarak, özellikle yerli nüfusun yoğunlaştığı bazı dağ bölgelerinde askerlerin “göz altına alınması”, özyönetim hakkının ilanı gibi eylemlilikler görülmeye başlandı. 90’lardan günümüze yerli hareketinin ve ülkenin en güçlü örgütü olan Ekvador Yerli Milletler Konfederasyonu (CONAIE) ise 6 Ekim günü, hükümetin OHAL’ine ve kamu güçlerinin “vahşi”liğine karşılık kendi OHAL’ini ilan ettiğini, yerli topraklarına girecek asker ve polislerin gözaltına alınacağını, “yerli adaleti”ne tabi tutulacağını bildirdi. CONAIE başkanı Jaime Vargas eylemcilere 9 Ekim’de Quito’da büyük bir eylem yapmak üzere Quito’ ya doğru yürüme çağrısı yaparken, başkente varana kadar hükümetle diyalog yollarının tamamen kapalı olduğunu duyurdu. Ülkenin önemli sendikalarından olan Üniter İşçi Cephesi (FUT) gibi sürecin diğer önemli aktörleri de CONAIE’nin bu çağrısına destek verdiğini açıkladı.

7 Ekim’de Moreno yaptığı açıklamada başkentin Quito’dan Guayaquil’e taşındığını ve eylemcilerin temel talebi olan yakıt zammını öngören 883'üncü maddenin geri çekilmesi konusunda geri adım atmamakta kararlı olduklarını duyurdu. Dahası Moreno, eylemlerin eski Ekvador Devlet Başkanı Rafael Correa ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun organize ettiği bir “darbe girişimi” olduğunu savundu.

Quito’daki eylemciler bir yandan sokakları doldurmaya devam ederken diğer yandan bütün engelleme çabalarına rağmen şehrin belli bölgelerinde Quito’ya varacak olan eylemcileri karşılamak üzere yiyecek, battaniye gibi temel ihtiyaçların toplandığı sığınak alanlar oluşturmaya başladı.

8 Ekim itibariyle çoğunluğunu yerlilerin ve çiftçilerin oluşturduğu eylemciler Quito’ya giriş yapmaya başladı. 9 Ekim’de planlanan eylem yaklaşık 40 bin kişinin katılımıyla gerçekleşti. Birkaç saat için Milli Meclis binası işgal edildi. Süresiz genel grev ilan edildi. Bu süreçte, hükümetin diyalog çağrılarına ise polis saldırıları durdurulana ve 883'üncü madde geri çekilene kadar diyalog olmayacağı ve greve devam edileceği şeklinde cevap verildi.

Nihayet, bu kararlı tutum 14 Ekim günü sonuç verdi. Birleşmiş Milletler ve Ekvador Piskoposluk Konferansı'nın (Conferencia Episcopal Ecuatoriana) aracılık ettiği diyalog masasında 883'üncü maddenin geri çekildiği duyuruldu. Başkan Moreno bu haberi Twitter hesabından “Barış ve ülke için bir çözüm: Hükümet 883'üncü maddeyi kaynakları en çok ihtiyacı olanlar dikkate alarak düzenlenen mekanizmalar içeren yeni bir tane ile değiştirileceğini duyurdu. Barış yeniden sağlandı ve Correacı darbe ve cezasızlık durduruldu!” mesajı ile paylaştı.

SON DURUM

Yaklaşık 12 gün süren direniş süresince, Ekvador Halkları Ombudsmanı’nın verdiği güncel verilere göre sekiz kişi yaşamını kaybetti.  bin 340 kişi yaralandı, bin 192 kişi gözaltına alındı. 100 civarı kişiden ise haber alınamıyor.

CONAIE bu zaferin yalnızca yerli halkların değil bütün Ekvadorluların zaferi olduğunu vurguluyor. Haklar ve topraklar için savaşmaya devam edeceklerini belirterek, bu süreçte yaşanan hak ihlalleri ve uygulanan şiddetle ilgili BM’ye, Ekvador Halkları Ombudsmanı’na, Ekvador Katolik Kilisesi’ne ve İnter-Amerikan İnsan Hakları Komisyonu’na takip çağrısı yapmaya devam ediyor.

*Akademik araştırmacı