Düşüncenin özgür olmadığı yerde kirlilik egemen olur

Türkiye öteki alanlarda olduğu gibi, basın özgürlüğü alanında da her yıl kötüye gitmekte. Bu yolculuk, insanlığın insan hak ve özgürlükleri alanında elde ettiği kazanımlara doğru değil, geriye doğru bir gidişin olduğunu göstermekte. İnsanımıza iyi bir yaşam sürdürme, çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakabilmenin çok uzaklarına savrulmuş durumdayız.

Google Haberlere Abone ol

Faik Akçay*

Kitle iletişim araçları toplumun solunum organları işlevini görürler. Bu araçlar özgür olurlarsa toplum nefes alabilir. Açıklık, dürüstlük, haklılığın egemen olabilmesi kitle iletişim araçlarının özgürlüğüyle elde edilecek erdemlerdir.

Basını özgür olmayan bir ülkenin gelişmesinin olanağı yok. Yaşamın her alanında yaşanan sorunlar irdelenmeden, sorgulanmadan düzelemez.

Bilginin en önemli güç olduğu çağımızda, bu gücün tüm kitle iletişim araçlarında özgürce paylaşılması, geniş insan yığınlarına iletilmesi gerekmekte. Bu özgürlükten yararlanma, yönetilenler açısında bir hak, yönetenler açısından bir sorumluluk.

1791 tarihli ABD Anayasasında: “İfade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü kısıtlayan; ya da halkın sükûnet içinde toplanma ve şikâyete neden olan bir halin düzeltilmesi için hükümetten talepte bulunma hakkını kısıtlayan herhangi bir yasa yapmayacaktır.”(1) düzenlenmesi getirilmiş.

Yasanın açıklamasında şu saptama var: “Kongre, ifade özgürlüğünü ve basın özgürlüğünü sınırlayan ya da halkın sükûnet içinde toplanmasını yasaklayan yasalar çıkaramaz. Kongre aynı zamanda haksız muameleden kurtarılmaları için kişilerin hükümetten istekte bulunmalarını da engelleyemez.”(2)

Bu düzenleme, “Birinci Kongre tarafından 25 Eylül 1789 da teklif olunmuş ve 15 Aralık 1791 de kabul edilmiştir.”(3)

218 yıl önce, Amerikan Birinci Kongresi’nde, “ifade özgürlüğünü ve basın özgürlüğünü sınırlayan ya da yasaklayan yasalar çıkaramaz” düzenlemesi yapılmış.

ABD Anayasası, her maddesinin başında, “Haklar Bildirgesi” tanımını getirmekte. Anayasanın yurttaşların “görevlerini” değil, “haklarını” düzenleyen bir sözleşme olduğu belli.

DÜNYA SIRALAMASINDA YERİMİZ

Dünya Basın Özgürlüğü sıralamasında sevinilecek bir yerde değiliz.

“Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü 2019 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ni yayınladı. Türkiye listede bu yıl da zor durumdaki ülkeler arasında kaldı. Geçen yıl olduğu gibi 157'nci sırada yer alan Türkiye, listede Irak ve Kazakistan’a komşu oldu.

Merkezi Paris'teki Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü RSF’nin raporunun Türkiye bölümünde, Doğan Grubu'nun gazete ve kanallarının el değiştirmesiyle ilgili olarak "en büyük medya grubunun hükümet yanlısı bir holding tarafından satın alındığı ülkede kalan birkaç eleştirel yayın organının üzerindeki baskının sürdüğü" ifadeleri yer aldı.

Raporda, "Dünyada en fazla profesyonel gazetecinin hapiste olduğu ülke konumundaki Türkiye sistematik olarak önleyici gözaltıya ve bazen müebbete kadar varan uzun hapis cezalarına başvuruyor”(4) anlatımları yer aldı.

Ülkemizde hukukun üstünlüğü konusunda şu saptama yapıldı:

“Yargılama öncesi hapiste bir yıldan fazla zaman geçirmenin ‘yeni bir norm’ olduğunun belirtildiği raporda yeni Türkiye'de, başkanlık sisteminde hukukun üstünlüğü için ‘kayıp bir hatıra’ dendi.

Raporda RSF'nin Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu'nun kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma eylemine katıldığı için ‘terör propagandası’ yapmakla suçlandığı da hatırlatıldı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler'in raporunda Türkiye, internet erişimi konusunda da eleştirildi. "Her yıl binlerce yazıya internette erişimi engelleyen ve insanları sosyal medyadaki iletilere beğeni işareti koyduğu için hapse gönderen Ankara, bununla da yetinmeyerek video paylaşım sitelerini de kontrol altına almaya çalışıyor" saptamaları rapora girdi.”(4)

Türkiye öteki alanlarda olduğu gibi, basın özgürlüğü alanında da her yıl kötüye gitmekte. Bu yolculuk, insanlığın insan hak ve özgürlükleri alanında elde ettiği kazanımlara doğru değil, geriye doğru bir gidişin olduğunu göstermekte. İnsanımıza iyi bir yaşam sürdürme, çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakabilmenin çok uzaklarına savrulmuş durumdayız.

(1) Amerika Birleşik Devletleri Anayasa Metinleri, Çeviren: Prof. Dr. Muvaffak AKBAY, Bağımsızlık Beyannamesi, 4 Temmuz 1776

(2) a.g.y.

(3) https://photos.state.gov/libraries/turkey/231771/PDFs/abd-anayasasi.pdf

(4) Timoçin, Dilge, Türkiye'nin Basın Özgürlüğünde 'Durumu Zor'

*Araştırmacı-Yazar