Kavalın piri*

Egîdê Cimo kavalı şöyle anlatır. “Benim için kavalın ezgisi yaşamımın ruhudur. Kaval benim bütün hayatımdır. Tabii ki kaval çalıyorum, onsuz hayatın pek bir anlamı yoktur benim için.” Egîdê Cimo’nun müziğindeki ezgilerde toprağın kokusu, doğanın sesi ve yaşamın doğal hali vardır.

Google Haberlere Abone ol

Faruk Aktürk

Bu hikâye Doğu Anadolu bölgesinin Van ilinden başlar. Kafkasya ülkelerinden Ermenistan’da devam eder. Bu hikâyede anlatacağımız çocuk 1932 yılında Erdeşer köyünde dünyaya gelir. Bu hikâyede göç, sürgün, savaş, yoksulluk, acı, vardır. Her insan daha çocuk yaşta bir şeyleri hayal edip ulaşmaya çalışır; ama her zaman o hedefe ulaşmak kolay olmaz. Bu hedefe ulaşmaya çalışan çocuk yeteneklidir fakat imkânları çok kısıtlı olmasından dolayı hedefine kolay kolay ulaşmaz. Günümüzde yetenekli insan, kendi yeteneklerinin gerçekleştirmek için o işin okulunu okur. Bir sanatçı düşünün kendini geliştirmek için sanat okuluna, sinema atölyesi, müzik atölyelerine, konservatuvar, kültür sanat akademilerine gider. Bu hikâyedeki çocuk ise bunların hiçbirine gidememiş. Bu hikâyedeki çocuk müzik ile ilgilenir. Müziğini, müzik atölyelerinde değil de, tarlada çobanlık yaparken icra eder. İmkânın kısıtlı olmasından dolayı müziğini icra ederken tarlada bulduğu kamışları kendine göre düzenleyip kaval şeklini verir ve öyle çalarmış. Köyde yüksek evlerin damına çıkıp o kamışı yani kavalını çalar. Tüm köylüler onu dinlemeye gelirmiş. Çok meşakkatli yollardan geçer. Yaşı biraz daha ilerlediğinde yani gençlik çağına geldiği vakit kendine daha iyi bir enstrüman almaya karar verir. Karar vermesine verir de gene para yoktur. Annesinin yaptığı yoğurdu satar, Erivan’a doğru yola koyulur. Parası ancak kullanılmış, ikinci el bir enstrüman almaya yeter. Bu kullanılmış enstrüman bu delikanlının gözünde dünyalara bedeldir. Bu gencin bir enstrüman sahibi olması tarifi mümkün olmayan bir sevinçtir onun için. Artık kavalı ile tanınmaya başlar. Tüm bu acıları, yoksulluğu, sürgünü, yaşayan müzik sevdalısı kişi Egîdê Cimo’dur. Egîdê Cimo daha sonraları düğünlere gider ve bulunduğu bölgede birçok etkinlik ve programa katılır.

Kürt sanatçı Egîdê Cimo hayatını kaybettiKürt sanatçı Egîdê Cimo hayatını kaybetti

1955 yılına geldiğinde Erivan radyosu ile tanışır. Erivan radyosu Kürtçe bölümünde çalışmaya başlar. Radyodaki sanatçıların müziğini Egîdê Cimo yapmaya başlamıştır. Daha sonraları profesyonel bir eğitim için Romans Melikyan Enstitüsü'ne kayıt olur. Burada çeşitli müzik ve enstrüman eğitimi alır. Buradaki eğitimin amacı ona müzik öğretmek değildir, o zaten iyi bir müzisyendir. Bu eğitimin amacı müziğini daha iyi bir dereceye getirmektir. Dünya müziklerini iyi anlamak ve yorumlamak için bu eğitimi almıştır. Bu eğitimini de Erivan radyosu sayesinde almıştır; çünkü maddi durumu kötü olduğu için bu eğitim kursuna kayıt olacak parası yoktur. Erivan radyosunun destekleri ile bu kursa gitmiştir. Egîdê Cimo sadece kaval değil mey, zurna, flüt gibi birçok enstrümanı profesyonel anlamda kullanmaktadır. Erivan radyosunun ilk çalışanlarındandır. Birçok sanatçı ve dengbejin eserlerinin müzik kaydını kavalın piri Egîdê Cimo yapmıştır. Örneğin Karapetê Xaço, Efoyê Esed, Susika Simo, Şeroyê Bıro, Zadîna Şakir, Aslika Qadir, Gülizara Etar, Kubara Xudo gibi sanatçıların müziklerini yapmıştır. Birçok Kürt ve Ermeni sanatçısının Erivan radyosunda çalışması ve yer alması onun emeği ve çabaları ile olmuştur. 37 yıl kadar Erivan radyosunda çalışır. Onun müzikal çalışmaları sayesinde birçok değer ve eser üretilir. Müziği birçok eserde fon müzik olarak da kullanılmıştır. Yazdığı müzik notalarını birçok sanatçı albümlerinde kulanır. Çaldığı enstrümanlarla dünya sıralamasında ilkler arasında yer alan kişilerden biridir. Beş tane müzik aletini profesyonel anlamda çalan bir ustadır.

Kavalın piri Egîdê Cimo yeni tarzdaki müzikleri destekliyor fakat eski geleneklerden gelen müziğin de unutulmaması gerektiğini savunuyor. Eski müziklerin yeni bir versiyonla söylenmesi gerektiğini düşünüyor. Dengbejlik geleneğinin yaşatılması için çaba harcamaktadır. Eski çalgı aletlerin unutulmaması için gittiği tüm programlarda eski enstrümanları kullanır. Egîdê Cimo kavalı şöyle anlatır. “Benim için kavalın ezgisi yaşamımın ruhudur. Kaval benim bütün hayatımdır. Tabii ki kaval çalıyorum, onsuz hayatın pek bir anlamı yoktur benim için.” Egîdê Cimo’nun müziğindeki ezgilerde toprağın kokusu, doğanın sesi ve yaşamın doğal hali vardır. Belki de onun müziğindeki bu doğal yaşamın sayesinde biz Lawikê Metînî, Bêrîvanê, Hekîmo gibi parçalarını çok seviyoruz. Egîdê Cimo’nun 2004 yılında çıkarmış olduğu “Awazen Behna Axe” adlı albümünde 17 tane eser bulunmaktadır. Araştırmacı, yazar Salihê Kevirbirî tarafından 2013 yılında Egîdê Cimo’nun hayatını konu alan 'Mîrê Bilûrê' Egîdê Cimo’ adlı belgesel çekilmiştir. Bunun yanı sıra Egîdê Cimo, filmlerde rol almıştır. Yer aldığı filmlerde ağırlıklı olarak müzikal rollerde oynamıştır.

Annesi erken yaşta öldüğü halde babası bir daha evlenmemiştir. Egîdê Cimo da eşini erken yaşlarda kaybeder oda bir daha evlenmez. Egîdê Cimo babasını örnek almıştır. Egîdê Cimo dört çocuk babasıdır. Şu an Erivan şehrinde yaşamını sürdürmektedir. Eski hikâyelerin anlatıcısı, düğünlerin baş çalgıcısı, kavalın kuvvetli nefeslisi, eski dengbejlerin son temsilcisi, toprak kokulu müziklerin sahibi Egîdê Cimo’ya sağlıklı ve müzik dolu uzun ömürler diliyoruz.

*Bu yazı ilk olarak Mardin Haber gazetesinde, Egîdê Cimo'nun ölümünden önce yayınlanmıştır.