CHP listelerinin şifreleri

CHP bu seçimde listelerini mevcut yönetimin devamı şeklinde değil de halka açarak yapsaydı, toplumsal ve siyasal muhalefetin bütün bileşenlerini taşıyabilseydi yani bir kurucu parti gibi davranabilseydi Türkiye’de çok büyük bir değişim başlayacaktı. Bu durum algılanamamış, bu beklenti karşılanamamıştır.

Google Haberlere Abone ol

Ali Haydar Fırat

Cumhuriyet Halk Partisi’nin listeleri, içinde geçmekte olduğumuz tarihi koşulların ağırlığını taşıyacak, beklentilerini karşılayacak bir nitelikte oluşturulamamıştır. Ancak CHP açısından sorun daha da vahim, derin ve yapısaldır. Mesele sadece listelere girenler ya da çıkanlar değil mesele CHP’ye yönelik bir teveccühün giderek ortadan kalkmasıdır.

Başvurulara bakıldığında görünen tablo böyle bir listeyi zaten zorunlu kılıyordu. Çünkü bu ülkede kanaat önderleri, siyasal ve toplumsal mücadele içinde olanlar, değişim iddiasını taşıyanlar CHP’ye başvurmadı. Hatta birçok insan teklif edildiği halde kabul etmedi. CHP kendi siyasetiyle ve kadrolarıyla ayakta kalmaktan çok konjonktürün imkanlarından yararlanarak, anlık pozisyonlar alarak var olmaya çalışmaktadır.

CHP’de şu sorunun cevabı yoktur: Kim neden listelere girdi ya da listelerden çıkarıldı? Çünkü bir yöntemin olması için politik ve programatik bir düzlemin olması gerekmektedir. CHP böylesi bir zemini kendi elleriyle ortadan kaldırmıştır. Bu nedenle bu tür soruların cevabı yoktur. Ama tek, sade bir cevap verilecekse o da CHP lideri sayın Kılıçdaroğlu’nun kendi kadrosunu koruduğudur. Bundan öte bu listelerden siyasal, toplumsal ya da bireysel başarı veyahut siyasi ağırlığı olan bir çıkarımda bulunmak ne yazık ki olası değildir. Seçimden önce kendisine özel olarak yazdığım, “son döneminizde umarım ve dilerim iyi bir kadro, umut veren bir kadro ile yolunuza devam edersiniz” sözümün bugün itibariyle karşılığı alınamamıştır. Aday olmayan/düşünmeyen/başvurmayan sade bir parti üyesi olarak bu yazdıklarım CHP’nin tarihsel sorumluluğuna ilişkindir.

Listelerde kadın ve gençlerin olmaması (seçilecek yerlerden elbette) aslında listeleri yapan kadroların ne derece genel kamu çıkarını, beklentilerini düşündüklerine dair de bir fikir vermektedir. Ancak yukarıda sözüne ettiğimiz gibi sorun derin ve yapısaldır. CHP’nin kendisine yönelecek bir muhalefet zemini ve örgütü olmaktan çıkması, iktidar alternatifi olmanın artık çok uzağına düşmesi; yeni tartışmaları, birleşmeleri, arayışları beraberinde getirecektir. CHP için tek umut Muharrem İnce’nin ikinci tura kalması ve sonrasında Cumhurbaşkanlığını almasıdır. Bu umudun gerçekleşmemesi durumunda ise CHP için yeni bir süreç başlayacaktır.

Tarihsel arka planı olan bir paradigma, o paradigmayı hayata geçirecek kadro ve bu kadroyu besleyen kurumlar olmadıkça, oluşturulmadıkça AKP hegemonyasının kırılması mümkün değildir. CHP için sorun olan, kriz olan şey listeler değildir; bunun ötesindeki siyasetsizliktir, kadrosuzluktur.

Şimdi bir düşünün İyi Parti’nin merkez sağı toparladığı, HDP’nin sol bir kitle partisine dönük çok ciddi adımlar attığı ve mesafe aldığı bir süreçte CHP’nin hangi politik/ideolojik hatta siyaset yapacağı bilinmemekte, görülmemektedir. CHP için asıl mesele budur. Bir parti üzerinde siyaset yaptığı zemini bulamamışsa, kendi sosyolojisini inşa edememişse ayakta kalması mümkün değildir. Bu nedenle CHP ideolojik/politik hatta tarihinin en derin krizini yaşamaktadır. Listelere bakıldığında görülen budur. Listelerden herhangi bir siyasal mesajın alınmamasının nedeni budur. Dün geceden beri parti örgütü üzerine düşen karamsarlığın nedeni budur. İnsanların artık CHP’yi bir umut olarak görmekten uzaklaşmasının nedeni budur. Mesele liste yapmak değildir. Mesele parti yönetimini listelerde seçilecek yerlere koymak da değildir. Mesele halkın beklentilerini karşılayacak, bir büyük direnişi örgütleyecek, iktidara taşıyacak ve ülkenin kaderini değiştirecek iradenin ortaya konulmasıdır. Yapılmamış, yapılamamıştır. Bu duruma halkın nasıl bir cevap vereceğini 24 Haziran’da göreceğiz. Kuşkusuz CHP’liler partilerine sahip çıkmak için mücadele edecektir. Ama çok büyük bir imkanın görülmediğini, çok büyük bir fırsatın kaçırıldığını görmekteyiz.

CHP bu seçimde listelerini mevcut yönetimin devamı şeklinde değil de halka açarak yapsaydı, toplumsal ve siyasal muhalefetin bütün bileşenlerini taşıyabilseydi yani bir kurucu parti gibi davranabilseydi Türkiye’de çok büyük bir değişim başlayacaktı. Bu durum algılanamamış, bu beklenti karşılanamamıştır. Elbette CHP’nin dolduramadığı bu boşluk bir şekilde doldurulacaktır. Ancak CHP’nin aday listelerinden öte hangi ideolojik parantezde siyaset yaptığına bakmak gerekmektedir ki asıl sorun, daha derin olan sorun buradadır. Bu ülkeyi yeniden inşa edecek, ciddi bir restorasyon sürecini kitlelerin önüne koyacak bir tavır alınamamıştır ve asıl çelişki ülkenin içinde bulunduğu ahval ve şeraitin CHP yönetimince görülememesidir.

*Bu yazı ilk olarak Politik Yol'da yayınlamıştır.