Forbes’tan ‘Türkiye’ analizi: ‘Milliyetçiliğin elli tonu’

Gazeteci ve analist Güney Yıldız, Türkiye’deki seçimleri ele aldığı yazısında, “Milliyetçilik, Türkiye’nin siyasi menüsündeki ana yemektir: Çiğ, yarı pişmiş ya da iyi pişmiş servis edilir” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci ve analist Güney Yıldız, ABD’nin Forbes dergisi için Türkiye’deki milliyetçiliği 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili seçimleri bağlamında ele alan bir analiz kaleme aldı. Güney Yıldız, “Milliyetçiliğin elli tonu: Seçim sonrası Türkiye” başlıklı analizinde, “Milliyetçilik, Türkiye’nin siyasi menüsündeki ana yemektir: Çiğ, yarı pişmiş ya da iyi pişmiş servis edilir” dedi.

Seçim sonrası Türkiye’de ‘neredeyse 50 farklı tonda boyanmış dinamik bir milliyetçilik tablosu’ olduğuna dikkat çeken gazeteci Güney Yıldız, “Her bir aday, kendi seçmen tabanına hitap etmek üzere dikkatle oluşturulmuş eşsiz bir milliyetçi ideoloji karşımı sunuyor gibi görünüyor” gözlemini paylaştı. 

AK PARTİ VE ‘MİLLİYETÇİ TABLODAKİ AGRESİF FIRÇA DARBELERİ’

Cumhur ve Millet ittifaklarındaki en güçlü ikinci partilerin milliyetçi partiler olduğunu hatırlatan Yıldız, “Muhalefet, iktidar bloğu, herkes milliyetçi bir şarkı söylüyor. Kürt ve mülteci karşıtı bu söylem söz konusu milliyetçi anlatıyı oluşturuyor; bu, çoğunlukla iktidardaki AK Parti’nin agresif fırça darbeleriyle çerçeveleyip yazdığı bir hikaye” dedi.

“Sanki menü milliyetçi yemeklerle dolup taşmıyormuş gibi üçüncü bir Cumhurbaşkanı adayı, Sinan Oğan, mültecileri ve Kürtleri hedef alan, milliyetçi bir duyguya odaklanmış bir kampanya yürüttü” hatırlatmasında da bulunan Yıldız, “Aslına bakılacak olursa, milliyetçilik Türkiye’de tam bir ziyafetmiş gibi duruyor” yorumunu yaptı. 

‘KILIÇDAROĞLU’NUN SÖYLEMİNDE DE GÜÇLÜ BİR DEĞİŞİM OLDU’

Bu noktada metaforik bir anlatımla Türkiye siyasetindeki farklı milliyetçi ‘tonlara’ ve 'menüye' dikkat çeken Güney Yıldız, 14 Mayıs'taki genel seçimlerde milliyetçi partilerin aldıkları oylara dikkat çekerek, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında da şu değerlendirmede bulundu:

“Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu, tamamıyla milliyetçi biri değil. İlk tura giden süreçte daha sosyal demokrat bir üslubu olan Kılıçdaroğlu’nun farklı partilerden oluşan çoğulcu bir ittifakı var. Onun söylemi de ikinci turla birlikte ciddi bir değişim gösterdi; o da bu süreçte milliyetçiliği benimsedi gibi duruyor.”

‘MİLLİYETÇİLİKLERİNİN KÜRT KARŞITI OLMASI GEREKTİĞİNİ VARSAYIYORLAR’

Sinan Oğan’a Cumhurbaşkanlığı seçiminde verilen yüzde 5’lik oyu da hatırlatan Yıldız, bu durumun ‘milliyetçiliğin Türkiye’nin siyaset ortamına önümüzdeki yıllarda damgasını vurmaya devam edeceğini gösterdiğini’ kaydetti. Yıldız, “Bu, özellikle milliyetçi söylemlerin ayrıştırıcı doğası düşünüldüğünde rahatsız edici bir eğilim olarak görülebilir. Buradaki temel problem, Kürt karşıtı bakışta yatıyor. Türk milliyetçiler, milliyetçiliklerinin Kürt karşıtı olması gerektiği yönündeki hatalı bir varsayım ile hareket ediyor” dedi.

‘Bunun Kürtlerin kendilerini ifade edebilme olasılığının azaltılıp bastırıldığı toksik bir ortamı beraberinde getirdiğini’ yazan Yıldız, “Bu, yalnızca etik olarak elim değil; aynı zamanda Türkiye’yi istikrarsızlaştırması kesin bir yol. Bu tür hararetli bir düşmanlık, hem Türkler hem Kürtler arasında radikalliğin yangınına körükle gider” öngörüsünde bulundu.

‘BİRLİK VE ORTAK REFAHA ODAKLANAN BİR MİLLİYETÇİLİK GEREK’

Analizinin “Ayrışmadan birliğe: Türkiye’de milliyetçiliği yeniden hayal etmek” alt başlığı altında ‘milliyetçiliğin tabiatı gereği toksik ya da azınlık düşmanı olmak zorunda olmadığının’ altını çizen gazeteci ve analist Güney Yıldız, “Doğru rehberlikle milliyetçilik halk arasında birleştirici bir güç olabilir. Ancak, bu potansiyel, Türkiye’de halihazırda teşvik edilen milliyetçilik tipinde köklü bir değişime bağlı” ifadelerini kullandı.

Yıldız, “Türkiye’nin toksik milliyetçilik prangasından kurtulup daha açık ve kapsayıcı bir milliyetçilik şeklini benimsemesinin zamanı geldi. Bölünme ya da düşmanlıkla ilgili değil, birlik, işbirliği ve ortak refahla ilgili bir milliyetçilik… Türkiye’nin ihtiyacı olan ve halkının hak ettiği milliyetçilik türü bu” yorumunu yaptı.

‘HALKI BİR ARAYA GETİREN BİR GÜCE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR’

‘Milliyetçiliğin acilen yeniden formüle edilmesi gerektiğini’ ve bu yeni milliyetçilik formülünde ‘ortak bir kültür ve paylaşılan bir ekonomik refah duygusunun beslenmesi’ gerektiğine işaret eden Güney Yıldız, “Milliyetçilik, halkı ayrıştırmaktan ziyade bir araya getiren bir güce dönüştürülebilir” dedi.

Yazısına başlığını veren “Grinin Elli Tonu” kitabına atıfla yazısına son veren Yıldız, “Nasıl bu romandaki karakterler uyumu bulmak için karmaşıklıklarının üzerinden birlikte geçiyorsa, benzer bir şekilde, Türkiye de kendi 'Milliyetçiliğin Elli Tonu’nda daha kapsayıcı, uyumlu bir gelecek inşa etmek için farklı milliyetçi tonlarını keşfetmeli ve anlamalı. Bu söylem, agresif ve ayrımcı milliyetçilik türlerinden oluşan bir menüden herkesi doyuran birleştirici bir yemeğe doğru evrilmeli” tavsiyesinde bulundu. (DIŞ HABERLER)