Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ beraat etti

"Erken seçim olmazsa darbe olur" dediği gerekçesiyle hakkında dava açılan eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme veya aşağılama" suçlamasından beraat etti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, bir kitabıyla ilgili yapılan söyleşideki sözleri nedeniyle "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme veya aşağılama" suçlamasıyla yargılandığı davada beraatine karar verildi.

AA'nın haberine göre, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya İlker Başbuğ ile avukatları İlkay Sezer ve Hilal Demirelli katıldı.

Duruşmada savunma yapan sanık Başbuğ, görevi başındayken ve emekli olduktan sonra 'her şeyden önce milletin birlik ve bütünlüğünü önemsediğini' söyleyerek, "Bu düşünceleri savunan bir kişinin halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmekle suçlayanları öncelikle bu milletin ve daha sonra da tarihin affetmeyeceğini söylemek isterim" ifadelerini kullandı.

Duruşmada söz verilen avukat Hilal Demirelli, Başbuğ'un dava konusu sözlerinde bir dönemi değerlendirdiğini ve o dönem ile bu dönemin ilişkisinin olmadığını kaydederek, müvekkilinin beraatini talep etti.

Duruşmada son sözü sorulan Başbuğ, "Beraatimi talep ediyorum" dedi. Mahkeme, Başbuğ'un üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığına hükmederek, beraatine karar verdi.

Duruşma sonrası basın mensuplarına açıklama yapan Başbuğ, beraatine ilişkin konuşmak istemediğini belirterek, "Bu kadar büyük acı yaşadığımız bir günde benim kişisel konum hiç önemli değil." diye konuştu.

Başbuğ, Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinin en büyük doğal felaketleriyle karşı karşıya kaldığını ifade ederek, depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.

Ne olmuştu?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Başbuğ'un "Türkiye Cumhuriyeti'nde Güç Odaklarının Mücadelesi" serisinin üçüncü kitabıyla ilgili 4 Ocak 2021'de Cumhuriyet gazetesinde yer alan söyleşisinde darbe imasında bulunduğu belirtilmişti.

Başbuğ, söyleşide, “Menderes 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir'deki konuşmasında ‘Yolumuz serbest seçim yoludur. Memleketimizde demokrasinin yerleştirilmesinin yolu budur. Fakat her şeyden önce düzenin korunması kati bir zorunluluktur’ diyor. Konuşmasının demokrasi açısından bir bedeli oldu mu?” sorusu üzerine şu ifadeleri kullanmıştı:

"23 Mayıs 1960 günü DP Genel İdare Kurulu toplantısında Sıtkı Yırcalı, “Derhal seçimleri yapacağımızı açıklayayım” deyince, Adnan Menderes'in cevabı “derhal” olmuştu. Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir'de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi. Çünkü erken seçim kararı almış bir hükümete karşı bir askeri darbenin gerçekleştirilmesi, açıkça milletin siyasi iradesine de vurulacak bir darbe olurdu."

Başbuğ’un söyleşide “Erken seçim olmazsa darbe olur” dediği iddiasıyla birçok AK Partili milletvekili savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Şikayet sonrası hakkında soruşturma başlatılan Başbuğ hakkında iddianame hazırlanmıştı.

Başbuğ hakkında hazırlanan iddianamede kullandığı ifadelerle "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme veya aşağılama" suçunu işlediğine yer verilmişti. Başbuğ'un 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. (HABER MERKEZİ)